1938’de Tavşanlı'da dünyaya geldi. Diyarbakırlı bir ailenin oğludur. Babası, Garp Linyitleri İşletmesi’nde memur olan Bedrettin Öngören, annesi Cemile Hanım’dır.
Tavşanlı Ortaokulu ve Kütahya Lisesi’nde öğrenim gördü. Tiyatroya ilgisi ortaöğrenimi sırasında ortaya çıktı ve lisede üç yıl boyunca okulun tiyatro kolunu yöneti.[1]
Liseden sonra üniversite öğrenimi için İstanbul’a gitti; iki yıl İstanbul Üniversitesi Jeofizik Bölümü’nde okudu. 1958 yılında Eminönü Halkevi’nde Gençlik Tiyatrosu’nun çalışmalarına katıldı. 1959’da Türk Milli Talebe Federasyonu Gençlik Tiyatrosu’na girdi. Çalışmalarında yer aldığı Pabuççu Ahmet ve Midas’ın Kulakları adlı oyunların İtalya ve Almanya’ya götürülmesi ve Almanya’ da Erlangen Tiyatro Şenliği’ne katılması, tiyatro tutkusunu arttırdı. [1] 1962’de İstanbul Üniversitesi Jeofizik Bölümü'nü yarıda bırakarak tiyatro öğrenimi görmek üzereBerlin’e gitti.
Berlin'de Freie Universität Theaterwissenschaft (Felsefe Fakültesi’nin Tiyatro Bilimleri) bölümüne yazıldı ve Doğu Berlin’e geçerek Berliner Ensemble’da Manfred Wekwerth’in reji çalışmalarına katıldı. Böylece, Epik Tiyatro'yu kaynağından öğrenme olanağı buldu. Geçimini sağlamak ve eğitimine devam etmek için fabrikalarda işçilik, tercümanlık, sokak ressamlığı gibi işler yaptı. Kendisi gibi İstanbul’daki eğitimini bırakıp Berlin’e tiyatro eğitimi almaya gelen arkadaşı Nuran Oktar ile 1964 yılında evlendi. Bu evlilikten bir kızı dünyaya geldi (1968).
Türkiye'ye döndükten sonra Ankara ve İstanbul tiyatrolarında oyunculuk yaptı. 1965 yılında, daha sonra Almanya Defteri adıyla tekrar yazacağı, ilk oyunu Göç'ü yazdı. Bu oyun, İstanbul Uluslararası Tiyatro Şenliği'nde Gençlik Tiyatrosu tarafından sergilendi; ikincilik ödülü aldı.
1966’da askerliğini köy öğretmeni olarak yapmak üzere Kayseri'nin Dereköy'üne tayin oldu. 1966–68 yıllarında askerliği sırasında ünlü oyunu Asiye Nasıl Kurtulur?'u yazdı.
Askerlikten sonra Halk Oyuncuları'nda profesyonel oyunculuk yaptı, çeşitli gazetelerde estetik, sanat, kültür sorunları üzerine yazılar yazdı. Epik tiyatroya ilgili arkadaşları ile 1969’da Ankara Birliği Sahnesi adlı tiyatro topluluğunu kurdu. 1970’te Ankara Birliği Sahnesi'nde "Asiye Nasıl Kurtulur?"u sahneledi. Büyük başarı kazanan oyun Rusça, Azerice, Kazakça, Yugoslavca ve Fransızca'ya çevrildi. Öngören, Ankara Sanatsevenler Derneği tarafından yılın en başarılı rejisörü ve yazarı olarak ödüllendirildi. 1971’de Brecht'in "Adam Adamdır" oyunu yönetti; Ankara Birliği Sahnesi, oyun sahneye konulmak üzere iken dağıldı.
Öngören, "Göç" oyununu "Almanya Defteri" adıyla tekrar yazdı ve kendi kurduğu tiyatroda sahnelemeye başladı. "Asiye Nasıl Kurtulur?" İstanbul'da Dostlar Tiyatrosu'nda oynandı.
12 Mart askeri darbesinden sonra 1972’de Halil Ergün, Erdoğan Akduman ve Mustafa Alabora ile birlikte ″gizli örgüt ″ kurmak suçuyla tutuklandı. Askeri mahkemece altı yıl sekiz aya mahkûm oldu. İki yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1974 genel affıyla serbest kaldı. Hapishanede "Oyun Nasıl Oynanmalı?"yı yazdı.
1976'da İstanbul Birlik Sahnesi'ni kurdu. Brecht'in "Faşizmin Korku ve Sefaleti" ve "Sezuan’ın İyi İnsanı" oyunlarını yönetti.
1977'de "Zengin Mutfağı" oyununu ilk kez sahneledi. Oyun "İsmet Küntay Ödülü" dahil 4 ödül kazandı. Aynı sene kızı Aslı Öngören'e adadığı masal kitabı "Masalın Aslı"nı yazdı. Bu kitap 1978'de Almanya'da Almanca olarak basıldı.
1979'da Nazım Hikmet'in "Memleketimden İnsan Manzaraları" kitabından oyunlaştırdığı "1941-42’den İnsan Manzaraları" adlı oyunu Birlik Sahnesi'nde sahneledi. Aynı yıl, "Oyun Nasıl Oynanmalı?" Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelendi.
1980 yılında yurtdışına çıkan Öngören, Batı Berlin ve Amsterdam'da çalışmalarını sürdürdü. Hollanda'da yaşayan Türk işçi ve öğrencilerden oluşturduğu tiyatro Vasıf Öngören Tiyatrosu olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
1984 yılında Amsterdam’da ani bir kalp krizi sonucu 46 yaşında hayatını kaybetti.
İşçiler yürüdü ama ne polis durdurabildi onları, ne başka bir şey... İstanbul'dan İzmit'e kadar bütün fabrikalar boşaldı. Bak Lütfü Usta, işçiler... karşı koydular... 100 bin işçi. İşçi sınıfı... Nihayet gücünü gösterdi. Tarihinde yok.
Bende kurtuldum işte, bende öğrendim artık
Bu düzende yaşamanın sırrını, karınların nasıl doyduğunu
Sırtların nasıl pekleştirildiğini yarın korkusu olmadan
Kimlerin yaşayabildiğini nasıl yaşayabildiğini
Biliyorum artık bu düzende yaşamanın sırrını
Yoksulları KADER deyin, uyutun
Uyananı PARA verin, susturun
Susmayanı ZORA koyun, çektirin
Böyle gelmiş böyle gitmiş, sürdürün
Davrananı yok edin
Direneni gebertin
Ezin, vurun, öldürün
Devam etsin bu hayat!
Bu sene hem nitelik bakımından iyi kitaplar okudum hem de farklı alanlardan beslendim. Benim için verimli bir seneydi. Bende iz bırakan kitapları hem bütün olarak burada kaydetmek hem de ilgili okurlar ile paylaşmak istedim. Eserleri beğeni sırasına göre değil okunma sırasına göre listeledim. Okuduğum zamanlarda verdiğim puanları da dikkate aldım
Vasıf Öngören senaryosu...
Geçen sene Vasıf Öngören ismini bu sitede çokça andım. İlk okuduğum vakit sitede toplam okunması 20-30 gibi bir şeydi. Şimdi de pek fazla değil ya neyse...
Vasıf Öngören Toplumcu Gerçekçi tiyatronun özgün bir kalemidir. Bu oyun da çok çarpıcı bir toplumsal trajedi konusu olan fuhuş
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Zaten iki kitabı var ama klişesiz geçmek olmaz :D
Kitabı araştırmak ve incelemek isteyen olursa şu bilgiye sahip olmaları gerekiyor: Kitap iki farklı şekilde basılmış. Birinci şekilde fark ediliyor ki bu seri Masalın Aslı 1(Aydınlıktan Karanlığa) ve Masalın Aslı 2(Karanlıktan Aydınlığa) diye iki ayrı kitap olarak
10 çocuğa başka bir 10 çocukla ilgili bir masal anlatılır. Sonra her bir çocuğun başka 10 çocuğa aynı masalı anlatması beklenir. İnsanların kendi cevherlerini keşfetmesini, hayatlarını sürdürecek yolu bulmalarını anlatıyor. Ancak daha sonra bu cevherle dev bir dünya kuracaklar, birileri yöneten birileri yönetilen olacak. Birbirlerine zulüm etmeye başlayacaklar. Kitap iki ayrı bölümden oluşuyor. Aydınlıktan Karanlığa ve Karanlıktan Aydınlığa. Cennet gibi bir dünya ve emeklerinin gücünü keşfeden insanlar, hayatlarını nasıl bir cehenneme dönüştürüyorlar? İnanılmaz bir kurgu. Kesinlikle hem çocukların hem büyüklerin okuyup ders alması gereken kült bir eser…