Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vijay Prashad

Paris Komünü 150 yazarı
Yazar
8.5/10
19 Kişi
91
Okunma
4
Beğeni
648
Görüntülenme

Vijay Prashad Gönderileri

Vijay Prashad kitaplarını, Vijay Prashad sözleri ve alıntılarını, Vijay Prashad yazarlarını, Vijay Prashad yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ezidiler toplumsal ve dinsel kaynaklarını, eski Mezopotamya geleneklerinden ve (Zer­ düştlük inancından unsurlar da dahil olmak üzere) İran etkile­rinden almıştır; bunlardan biri dinlerinin merkezinde bulunan Melek Tavus'tur (Tavuskuşu Meleği). Saddam Hüseyin'in yakın arkadaşı Tarık Aziz, Hindistan'a geldiğinde kalabalık bir basın grubuna Keldani Hristiyan olduğunu söylemişti. Çok şaşırdı­ğını hatırlıyorum, çünkü ben Keldanileri şimdi soyu tükenmiş olan Petra Nebatileri veya Suriye Çerkesleri (ilki artık yok, ikin­cisi ise varlığını halen sürdürüyor) gibi eski çağlara ait bir halk sanıyordum. IŞİD Irak'ın bu karmaşık kültürel ekolojisinden nefret etmekte ve bu insanları özel bir garezle hedef almaktadır.
Irak suçunu itiraf eden Irak Büyükelçisi Wilson:
Floridalı Rahip Terry Jones, İslam'a karşı bir mesaj gönder­mek için Kuran yakacağı tehdidinde bulunmuştu. Büyükelçi Wilson'ın birliklerde gördüğü ruh hali buydu. "Irak'ta nasıl bir cehennem yarattığımızı ve aptalca savaşların sonuçlarının neler olabileceğini hatırlamak için;' diye yazıyordu.
Reklam
Irak'taki sivil katliamından sonra sorguya çekilen ABD askerleri
Birinci Sınıf Astsubay K. R. Norwood ölümleri rutin olarak kaydetmişti. Norwood, daha sonra sorgulandığında, "o bölge için kayda değer olma­ dığını kastetmiştim, kayda değer olduğunu düşünmemiştim efendim;' diyecekti. Anbar'daki ABD birliklerine komuta eden Tümgeneral Steve Johnson, bunun "iş yapmanın bir bedeli" ol­duğunu söyledi. Şiddetin tüm halleri -ister ABD işgalinden, ister direnişten isterse sonradan olduğu üzere IŞİD'den gelsin­ aynı kötülüğü ve sıradanlığı paylaşmaktadır.
2014'ün Ocak ayında Beyrut'ta bir kahvaltı sırasında Batı Avrupalı iki büyükelçi bana yazdıklarımın IŞİD'in etkisini çok fazla abartıldığını söylemişler­di.
Nizar Kabbani:
"Düşmanlarımız sınırlarımızı geçmediler Karıncalar gibi zayıflığımızın içinden sızdılar"
Mursi'ye karşı harekete geçen Mısır ordusu:
Ordu, Mursi'ye karşı harekete geçmek için bu hayal kırık­lığını kullanmayı başardı. Emekli olmuş üst düzey bir ordu mensubu bana, fi tili ateşieyenin Mursi'nin 15 Haziran 2013'te Kahire Stadyumu'nda, Müslüman Kardeşler hükümetini protes­ to edenlere karşı çok sert ifadelerde bulunan Mohamed Abdel­ Maksoud ve Şiileri öldürme çağrısı yapıp Suriye'deki çatışmaya dair son derece mezhepçi bir dil kullanan Mohamed al-Arifi gibi Selefi din adamlarıyla yan yana konuşması olduğunu söyledi. Mursi, Suriye hükümetiyle ilişkilerin kesileceğini ve aşırılıkçı­ların Mısır'dan bu savaşa gitmesine izin vereceğini ilan ederek tutumunu sürdürdü. Bir hafta sonra, bir çete Büyük Kahire'deki Abu Musailim köyüne girip, Sheikh Hassan Shehata ' nın da için­ de bulunduğu dört Şii'yi linç etti. Şiiler Mısır nüfusunun yüzde birini oluşturuyor. Bu, fitili İhvan tarafından ateşlenen bir nefret savaşıydı ve emekli askere göre, ordu için bardağı taşıran son damlaydı. Ordu zaman kaybetmeden Mursi'ye karşı harekete geçti.
Reklam
Mısır ve Mursi:
Mübarek'in devrilmesinden sonra yapılan ilk seçimlerde, iki aday ikinci tura kalmıştı: Mısır'da foloul, "kalıntılar" olarakta­ tanımlanan eski rejimin eski kafalı üyelerinden biri olan Ahmet Şefik ve başka bir aday olmadığı için Tahrir dinamiğinin temsil­ cisi konumunda bulunan Müslüman Kardeşler'den Muhammed Mursi. Mursi seçimleri az bir farkla, oyların yüzde 51'ini alarak kazandı. Mursi'ye verilen desteğin çoğu, vicdan azabı duymadan Şefik'e oy veremeyecek insanlardan gelmişti. Bu yeniden iktidara gelmesi için Mübarek'e oy vermek gibi olacaktı. Ne var ki, Mursi göreve gelince ülkeyi karmaşık ve sınırlı bir yetki almış birisi gibi yönetmedi. "Rejimin kalıntılarından" korunmak için kendisini çok geniş yetkilerile donattı. Daha sonra, Müslüman Kardeşler'in aile hayatı ve kamu düzeniyle ilgili gündemini liberal müttefiklerine dayatmaya girişti. Mursi'nin politikalarına karşı yapılan protestolara, 2011 'deki katliamın en şiddetli noktasını hatırlatan bir şiddetle cevap verildi.
Devrimci dalgalar farklı bir döngüde işler. Tüm devrimler kısa vadede gerçekleş­ mez. Örneğin Meksika Devrimi 1910'da başladı ve yirmi yıl sür­dü. Ancak Lazardo Cardenas 1934'te iktidarı ele geçirince orta­ lık yatıştı. Sovyet devrimi 1917'de başlamış, buna rağmen, ancak 1928 yılında (zar zor) rayına oturmuştu. Otokratik yönetimin alaşağı edilmesi kısa vadede vuku bulur; yeni rejimin konsoli­de olması orta vadede gerçekleşir, yeni bir düzen kurmak için gerekli olan ekonomik ve kültürel değişikliklerse uzun vadede.
Ezeli bir otoriter liderin halk tarafından destansı bir şekilde def edilmesinden sonra yolunu bulmaya çalışan bir toplumda, dinsel retarikle çeşnilendirilmiş sosyal politikalara pek de yer yoktu. Mursi hükümeti "derin devlete" karşı halka önderlik etmek yerine halka saldırarak, halkın "tek bir el" (Eid Wahda)' oluşunun zayıflamasına ve ordunun geri gelmesine karşı savunmasız kalmasına neden oldu. Sadece İslamcıların dar yönetim vizyonları nedeniyle kaçırılmış bir fırsattı bu. Durumu yanlış okudular ve tarihin akışını tersine çevirdiler.
334 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.