Benim bu hissi başkasına yüklemek gibi bir düşüncem yok. Elbisemin yakası hassas olduğundan ay ışığında bile ürpererek üşürken, sonbahar çiyi tir tir ettiği için mahzun bir adamın gözyaşlarına benzemekte.
Bu başlık altında çoğunluğu Koreceden olmak üzere -bir kısmı İngilizce- Türkçeye çevirisi yapılan edebiyat alanındaki kitapları ekleyeceğim. Benim gibi Kore Edebiyatı sevenlerin faydalanmasını umuyorum. :)
1.
"Güneşe sevdalı çocuklar
Yıldızlara âşık çocuklar
Gece karanlık olsa da
Gözünüz kapalı gidin.
Elinizdeki tohumları
Saça saça gidin.
Ayak ucunuz taşa çarpacaktır
O vakit gözlerinizi iyice açın."
Japon istilası dönemi,kendi dilini kullanamayan bir halk,bastırılan-ezilen düşünceler..Bu karanlıkta ise hala aydınlık kalmaya çalışan bir şair Yun Dong Ju.
.
Geçen sene hayat hikayesinin konu alındığı filmi izleyip günlerce etkisinden çıkamamıştım.Şiirlerini ise en azından ingilizceden okuyabilmiştim.Ancak şimdi basılı bir şekilde elimde olması çok,çok büyük bir mutluluk benim için..
.
Dedalus’tan çıkan kitabı ise Mehmet Sait Şener aslından çevirmiş,iyi ki çevirmiş.
.
27 yaşında vefat etmesine rağmen ardında unutulmayacak dizeler bırakan Yun Dong Ju,hasretten-doğadan-başka topraklarda olmanın acısından ve daha nice duygudan bahsediyor.Bir alıntı:
‘Ve yaşamamın tek sebebi,
Kaybettiğim şeyi arayışımdır.”
Yun Dong-ju. Yıllar geçse de ismini unutabileceğimi sanmıyorum büyük şair!
İncelememe Yun Dong-ju'ya büyük şair diyerek başladım bunun sebebi harika şiirler yazması pek çok ödül alması vesaire değil. Kalemi ile savaştığı ve sonunu bile bile savaşına devam ettiği için.
27 yaşında, gençliğinin sakura döneminde, Japonya'nın bir hapishanesinde vefat eden şairin şiirleri hala Korelilerin akıllarında kazılı olsa da bütün insanlığa savaşın ve vahşetin ne kadar acı ve aslında insanlık için acizlik göstergesi olduğunu hatırlatıyor... Bütün kitabı büyük bir hüzün ve buruklukla okuduğumu belirtmek isterim.
Yun Dong-ju'nun şiirleri öyle güzel imgeler içeriyordu ki hakkında bilgi sahibi olmasam şiirlerini anlamazdım. Şunu da eklemek istiyorum; şiirleri o kadar çocukça bir masumiyetle yazılmış ki okurken kendisine sarılmak, teselli etmek hatta eline birkaç çikolata tutuşturmak istedim. Diğer taraftan o kadar olgunlaşmış o kadar büyümüştü ki kendisinden öğrenebileceğim çok fazla şey olduğunu hissettim.
Kitapla ilgili beni mutlu eden bir nokta daha vardı. Acı bir mutluluk. Şair, şiirlerinin kitaplaştırılmasını istemiş, o göremese de kitaplaştırılmış ve bende ondan hem yıl hem de konum olarak bir hayli uzak olmama rağmen duygularını paylaştım.
Okumanızı tavsiye ederim, iyi günler dilerim.
Kapağı, ismi ve kitabın arkasında geçen "onun adı ve şiirleri hâlâ her bir Korelinin hafızasına ve kalbine kazılı ve hâlâ Kore'nin "en sevilen şairi" ve "milli şair" olarak anılıyor." sözü kitabı okumak istememe sebep oldu. İçindeki ekle birlikte yedi bölümden oluşuyor: "Gökyüzü, Rüzgâr, Yıldızlar ve Şiir", "Japonya'da Eğitim Görürken Yazdığı Şiirler", "Japonya'ya Gitmeden Önce Yazdığı Şiirler", "Yeni Yayımlanan Şiirler", "Pencere ve Diğer Şiirler", "Toyluk Dönemime Air Şiir Olmayan Şiirlerim". Çok erken(27) yaşta vefat etmiş şairin şiirleri ölümünden sonra yayımlanmış. İlk bölümdeki şiirleri yayımlatmayı çok istemiş fakat dileğini gerçekleştirememiş. Ben de şairin kendi seçtiği bu şiirlerini sevdim açıkçası. Diğer kısımlardaki şiirler yavan geldi. Sadece o şiirlerle bu kitap basılsaydı daha güzel olurmuş. Yine de okuduğuma memnunum.