Hayat; öyle birşey ki, gaz sancısı ile gittiğin hastaneden pankreas kanseri teşhisi ile çıkartıyor seni. Ve bir çocuğa yüklenecek en büyük sorumlulukla annene durumu anlatmak zorunda bırakabiliyor seni hayat... Annelerin ölümsüz olduğu bir hayat temennisi ile... Biz bir yola çıktık ve başaracağız anne...
Şimdi bir yangının tam ortasında gönlüm.Tüm su serpilmişliklere inat, bi gözyaşı. Bir gözyaşı, giden sevgilinin ardından onurdur, şereftir.! Hakettiğin tüm sevgiye inat, hak etmediğin tüm sevgisizlikle, tüm acısıyla hayat. İşte orada; tam karşında o afilli zaman. Oturmuş bir köşeye, senin yıkılışını seyrediyor.Zannetme ki; ağlamam çocukluğumdan, zannetme ki acizim çoğu zaman. Benhep ağlarım, gidenlerin ardından....
Yağmurun cürmü neydi ki,
Ateşi söndürmeye gücü olsun...
Yanan sadece bir mum muydu ki,
Bir tutam su ile sönsün...
Yaşamak neden bu kadar zordu ki,
Ölmek için sırasını bekler insan.
Birden bire neden herşey durdu ki,
Yaşamak için öldürür insan...
Dumanında sen vardı sigaramın,
önümde yalnızlığım.
Bir yol var şimdi karşımda,
Korkudan adımlayamadığım.
Bıraksalar şimdi beni şuracıkta,
Oturur sabaha kadar ağlarım..!
"Sevgili dostum"
"Hayat, insan aklının keşfedebileceği düşüncelerden çok daha gariptir. Gerçekte sıradan denilen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemeyiz. Eğer şu pencereden Elele uçup, bu büyük şehrin üzerinde dolaşarak çatıları hafifçe kaldırıp aşağıda olan garipliklere, sıradışı tesadüflere, planlara, niyetlere ve nesilden nesile akıp giden olaylar zincirine bakabilseydik, doğası gereği sıradan ve önceden tahmin edilebilir olan insan ürünü eserlerinin hepsi, gereksiz ve donuk bir hal alırdı..."