Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yeni Dünya

"Ben çokluk rüya görmem; zaten sevmem de. Yaşadığım anı severim. Günü gününe yaşamak, en güzeli bu değil mi? Birbiri arkasından gelen şeylerle."
Reklam
Kederliyiz evet ama asla küskün, yılgın, yorgun değiliz.
Sayfa 125Kitabı okudu
Kötülükle atılmış her adım, iyiliği, saflığı, temizliği daha iyi kavramamıza sebep teşkil ediyor. Kim olmadığımızı daha iyi görmemizi sağlıyor. Vicdanımızı kaybedersek neye benzeyeceğimizi de...
Sayfa 125Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nasıl sıkılmasın; insanın fıtratının bu kadar gurbetine düştüğü, bu kadar kendisinin uzagında yaşamaya memur ve mecbur kılındığı başka bir zaman oldu mu daha önce şu yeryüzünde? Evet, kargaşanın hüküm sürdüğü, kellelerin alındığı devirler yaşandı ama göğüs kafeslerinden kalplerin bile çalınmaya çalışıldığı bir zaman oldu mu?
Sayfa 123Kitabı okudu
İnsanın bir kuş gibi kanatlanması, içinde bahar dallarının açması gereken bir çağda, dünyanın nereye gittiği sorusuyla boğuşmak, yaşadığımız zamanın imtihanı olsa gerek...
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Bu ülkenin en büyük servetinin sokaklarındaki sıradan insanlar olduğuna inandım hep. Güleç yüzlü hacı amcalar, cefakâr ev hanımları, seher vakti dükkân açan küçük esnaf, tarla taban peşinde çiftçiler, alın teri döken işçiler, para biriktirerek çocuklarını okutmaya çalışan ana babalar, hafızlık çalışan delikanlılar, çeyiz hazırlayan genç kızlar, ülkesi için muhabbetini, ideallerini, umutlarını hiç yitirmeyen, üç kuruşa çalışıp hâline şükreden, memleketin başına bir iş gelmesin diye duasını eksik etmeyen, sessiz, mütevekkil, kendi hâlinde insanlar... Hayata kattıkları zenginliğin çoğu zaman farkında olmadığımız güzel insanlar...
Sayfa 120Kitabı okudu
Haberdar olmakla bilmek, bilmekle anlamak, anlamakla kabullenmek arasında epeyce fark var. Yaşamakla yaşıyor olmak arasında fark olduğu gibi...
Sayfa 116Kitabı okudu
Velev ki haklı olalım; teşhis ettiğimiz bütün yalancılar yalancı, sahtekârlar sahtekâr, menfaatçiler menfaatçi olsun. Ne kazandırabilir ki bu bize? Bir kötüyü bir iyiye çevirmek için bir şey yapmıyoruz ki! Bütün bu sürek avının neticelerine bakılırsa, kapkaranlık bir toplumuz. Üstelik herkesin kötüsü bir başkası... Herkesin bütün : mesaisini bir başkasının kötülüğünü yakalamaya harcadığı bir toplumsal hayatta iyiliği, güzelligi, inceliği yaymaya, yaşatmaya, güçlendirmeye, canlı tutmaya vakit kalır mı? Bir kâbusla yaşamayı bu kadar ihtirasla istiyorken, bir gün o kâbustan uyanmayı nasıl bekleyebiliriz? Yapmamız gereken, belli ki yaptığımızın tam tersi... Bu zamanın kirini, karasını, zehrini hepimiz üstümüze başımıza bulaştırdık. Her geçen gün biraz daha kirleniyor, kararıyor, zehirleniyoruz. Kimse aynada kendine göz kırpmasın, hepimiz bu işin içindeyiz. Uyanıp kendimize gelmeliyiz. Kötülüğün yakıcı adımlarla içimizde ilerledigini, duygularımızda mesafeler aldığını, fikirlerimizi kararttığını, sinsice damarlarımızda dolaşmaya başladığını fark etmeliyiz. Yoksa asıl tahripkâr olan şey olacak, asıl büyük felaket yaşanacak ve insanlığımızın fay hattı boydan boya kırılacak.
Sayfa 108Kitabı okudu
Yanlışları acı gerçek, doğruları uzak hayal gibi görmekten vazgeçmezsek... Şüphemiz olmasın, hakikat bizim için hep bir erişilmez fantezi olarak kalacak!
Sayfa 106Kitabı okudu
Hatadan değil, hatanın yerleşik hâle gelerek bizi kendine alıştırmasından korkmak gerekiyor. Hatasız yaşama ihtimalimiz yok ama hatalardan dönme kabiliyetimizi koruduğumuz sürece uzaklaştığımız doğru yörüngeye tekrar oturtabiliriz kendimizi.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Kötüler hiçbir şartta kazanmıyor ama iyiler yeterince iyi, yeterince liyakatli, yeterince dirayetli olmadıkları, olamadıkları için yine de kaybediyor.
Rabbimizin nimetlerini hep bizlere verdiği şeylerden biliyoruz; oysa sadece vermeyerek bizi nimetlendirdiği şeyler de var.
Sonradan türeyeni içtenlikle benimseyenin, kadim olanla bağı yavaş yavaş kopuyor. Yani hakikatle irtibatı kesiliyor. Her devrin bir başka hakikati yoktur, fark tafsilattadır. Bütün zamanların bir tek hakikati vardır ve onun zamanı geçmez. Eğer birileri hakikatle benzerliği olmayan bir Şeyi hakikatin yerine koymaya çalışıyorsa, bizim o şeye alışmaya hakkımız olamaz.
İnsan sevgiyle bütün ömrünü geçirebilir ama nefretle uzun boylu yaşayamaz.
Herkes kendini keşfe çıkmalıdır yeni baştan. İnsanlar insanlığı aramaya çıkmalıdır. Kendimizi bulmakla bulabiliriz insanlığı yeniden. Kendimize dair, aklımıza, duygularımıza, vicdanımıza, zevklerimize, idrakimize dair şeylerin izini sürmektir en önemli işimiz. Bu zaman, böyle bir imtihanın er meydanıdır. Yoksa akıntılar sadece varlıklarımızı değil, hayatı da sürükleyecek karanlık denizlere!
9,2bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.