Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Ferman Mamedov isimli okurun asıl gönderisini gör
Necip G. okurunun profil resmi
Ferman hocam öyle yoğun bir dönemin içine girdim ki, bir hayli geç fark edebildim incelemenizi. Neyse, geç olsun güç olmasın diyelim...:) Öncelikle elinize, emeklerinize sağlık... Hem çok teknik bir inceleme olmuş hem de 'edebi eleştiri' kavramına muazzam bir örneklik teşkil etmiş... Dram konusundaki tespitlerinize katılmakla beraber, belki yanına aşkı da ekleyebiliriz bunun. Hele ki aşk ve dram iç içeyse kaymaklı kadayıf tadındadır pek çok okur için... Gerçi Rus edebiyatı aşka pek bulaşmaz, daha doğrusu ölçülüdür, dramı yazmak için aşkı aracı gibi kullanır. Ancak yerli edebiyatta aşk da dram da merkezdedir genelde... Kuyucaklı Yusuf gerçekten de bu konuları test etmek, içine girebilmek için bayrak kitaplardan biridir... Özellikle giriş kısmına getirdiğiniz eleştiri, aslında pek çoğumuzun üzerinde yeteri kadar durmadığı ama çok da haklı bir eleştiri olmuş... Her satırıyla dolu dolu bir inceleme yazmışsınız... Benzer incelemelerde tekrar görüşmek dileğiyle... Selam ve sevgilerimle...
Ferman Mamedov okurunun profil resmi
Aleykümselam, ben de saygı ve sevgimi iletirim. Mütevazılıktan olmasın ama sizin kadar yazdığım pek bir şey yok. İncelememi çok geç saatte paylaştığımı hatırlıyorum, dolayısıyla görmemiş olmanız olası ihtimal. Dediğim gibi, spoiler engeline takılarak pek bir şey yazamadığım için yeniden paylaşıp okurların müzakeresine de sunamadım. "Suç" bende :) 'Dram' ve 'dramlaştırma'nın farklı şeyler olduğunu anlatmak istedim, Dostoyevski örneğini hep parantez açarak kullanmak isterim. O, dramlaştırmaz fakat bize öyle sunulur. Aşk konusu ise bizim edebiyatımızda paklanmalı, ayıklanmalı. Yani, uhrevi ve dünyevi aşkın çelişkisinden kurtulmalıyız. Bu anlamda Atsız'ın "Ruh Adam"ı çok güzel bir örnek. Edebiyatımızda bunun denemesi yapılmış, eleştirip daha iyi yerlere taşımak mümkündür diye düşünüyorum. Rus edebiyatında böyle bir çelişki yoktur. Tolstoy'da biraz kendini gösterdi ve hemen idealist yaftasını çakmakta gecikmediler... Sabahattin Ali'yi eleştirirken yaşadığı dönemi her açıdan bilmekte önemlidir. Bense bilmiyorum ve tabii olarakta eleştirimin bir kısmı "göreceli"dir. Daha çok eserin iskeletine, etine kemiğine yönelik bir şeyler yazdım. O zamanlar sağlam bir eleştiri kültürü olmamış sanırım. Dünya savaşlarını hatırladıkça bir şey de diyemiyorum. Gerçi günümüzde durum daha kötü. Fikir alışverişi için çok teşekkür ederim, memnun oldum. Sabahattin Ali okumaya devam ediyorum, zamanla tam tabloyu göreceğim. Belki, o zaman bazı görüşlerim değişebilir veya bazılarına ekleme yapabilirim. Keyifli okumalar diliyorum, selametle..
Necip G. okurunun profil resmi
Spoiler engeli zaman zaman hepimizi zorluyor Ferman hocam, ama bu sayede de kitapla bağlantılı farklı konuları daha detaylı inceleme şansımız oluyor. Ya da ben öyle düşünüyorum, bilemiyorum... Belki de bu vesileyle en özgün Sabahattin Ali incelemelerinden birine imza attınız... Ruh Adam'ı birgün mutlaka okuyacağım nasip olursa ve bu satırlarınız mutlaka aklımda olacak... Sabahattin Ali okumaları elbet benim için de devam edecek. Özellikle öykülere yönelmek istiyorum biraz... Pek çok değerli okur dostum romanları ve öyküleri arasındaki farklardan bahsederek öykülerin çok daha güçlü olduğunu vurguladı. Bunu kendim de tecrübe etmek istiyorum... Fikir alışverişi gerçekten benim için de çok keyifli oldu. Böyle çok yoğun bir döneme denk geldiği için çok akıcı olamadım ama umarım bundan sonra farklı kitaplarda, farklı yazarlarda çok daha sık karşılaşırız... Tekrar teşekkür eder, keyifli okumalar dilerim...
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.