Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Bilal Günaydın isimli okurun asıl gönderisini gör
Levent Günaydın okurunun profil resmi
Öncelikle silah zoruyla bu incelemeyi okumak zorunda bırakıldığımı belirtmek istiyorum. Okuduğuma pişman mıyım? değilim o ayrı mesele. Çünkü kısa hikayeler severim. Mine söğüt hiç okumadım ama incelemeyi yazan abimiz bana onun kaleminin nasıl bir tarz olduğunu hissettirdi. İncelemedeki hikayeye gelecek olursak; çift hikaye mantığını beğendim. Daha doğrusu Hayal dünyası ve Gerçek bağdaşımı hoşuma gitti. Sonuçta günümüzde de tonla böyle olaylar var. Olmayan bir olayı olmuş gibi gösterenler... Yada psikolojik sıkıntılar yüzünden öyle sananlar. NEyse hikayeye geri dönersek ben bir korku hissedemedim. Çünkü bende de o korku eşiği pek yok. Ama ikinci kısma geçince bazı gerçekler yüzünden ana karaktere üzüldüm. Ve eminim tonla böyle insan vardır: Eşinden,akrabasından ([yakın uzak fark etmeksizin] tüm akrabalardan), arkadaşından vb. kişilerden şiddet,psikolojik baskı, istismar gören tonla insan... Mine söğüt'un kalemini az buçuk anladıysam bu hikayeleri önce olağanüstü sayılabilecek şekilde anlatıyor. Sonra bunu gerçek halini anlatıyor ki : gerçekten yapılan olayın ne kadar aşağılıkça ve pislikçe olduğunu yüzümüze tokat olarak vuruyor. İncelemeyi yazan abimizin hikayesinin teknik kısımlarını eleştirmeye gerek var mı? Pek bilmiyorum. Hele bir de tekniği hiç sallamayan biri olarak bunları söylemem doğru olur mu bilmem. Ama Bir okuyucu olarak çok kısa cümleler olması hoş değil ve bir kişi tanıtılacakken askeriye nizamiyesi gibi ad-soyad-yakınlık derecesi gelmez. Önce o kişi betimlemesi yapılır sonra adı geçer. Ör: Güzeller güzeli Annem Fatima 38'ine basmıştı vb. Bunun yanı sıra az diyalog vardı. Hikayede diyalog var ama konuşma diyaloğu olduğu belirtilmemiş. Tırnak: "Merhaba" Ya da Konuşma çizgisi: -Merhaba ' kullanılarak belirtilmeliydi. Teknik kısımları ilk hikayeler için çok önemli değil. Yeter ki o düzenlemeler yapılsın :) bu kadar okuduktan sonra bu yazdığımı tekrar gözden geçirmek isterdim ama üşeniyorum açıkçası :D :D
Levent Günaydın okurunun profil resmi
bu arada yazmayı unuttum. İki hikaye ve mantığı güzel olsa da ikinci hikayede aynı yerleri tekrar okumak; akıcılığı,alınan zevki falan kırıyor. her ne kadar değiştirilip başka cümlelerle yazılmaya çalışılsa da aynı hikayenin ufak değişikliklerini okumak pek tarzım değil. Sıkılıyorum kolayca o yüzden üstten okumak zorunda kalıyorum. Sadece farklı yerleri gözüme kestiriyorum. Yoksa yazar olarak, okuyucuya: aynı kısımlar tekrar okutmak aşırı ilginç ve tehlikeli bir seçenek. Şahsen tüm kitap böyleyse kitabı okurken aldığım keyif aşırı düşer.
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Yazar adamsın, tabi silah zoruyla rica edeceğiz 😀 Özelleştiride dediklerinin bir kısmını yazmıştım. Bence kurgu noktasında öznel olmalıydım. Ama incelemeye başlarken niyetim tekniği yansıtmaktı. Dediğin gibi cümleler kısaydı. Oralar daha uzun olmalıydı. Ayrıca yazarın tekniğini yansıtmaya çalışırken psikolojik sanrı, belirtileri daha iyi yazmam gerekirdi. O da eksikti. Tabi yazar bunları kurgularken ciddi araştırmalar yapmış ya da alanla ilgili mesleği icra eden insanların görüşünü almıştır. Kısa sürede yazdım bu hikayeyi. Saatler sürdü. Eğer ben oturup o teknik detayları ve nasıl yedireceğimi kurgulamaya çalışmış olsam birkaç haftamı alabilirdi ve o kadar uğraşmış olsam kendi potansiyelimi görmüş biri olarak çok çok çok iyi bir hikaye yazabilirdim. Yorum için teşekkür ederim silah zoruyla gelen kuzen 😀
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Kitap öyle değil. Ben altta diyorum ki ben size gerçek hikayeyi resmi bir rapor gibi yazabilirdim ama yazmadım. La özleştiriyi okumadın mı yav😀😀 Oraları tekrar tekrar yazıyorum 😀
Levent Günaydın okurunun profil resmi
orayı da okuduk :D :D yazarda bu taktiği uygulamış 1 ondan 1 gerçeği demişsin :D pühh
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Yazar daha net anlatıyordu ama benim kısa diye böyle oldu. Diğer dediklerin doğru ama, daha iyi betimleme yapabilirdim
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.