Açıkçası bilinci,ufku açık bir toplum olamamanın sıkıntılarını her zaman yaşadık. Farklılıklarla bir arada yaşamak yerine bilinçli veya bilinçsiz kendi tercihlerimize,siperlerimize çekildik. Ve ortaya çıkan, hep bu kutuplaşmayı besleyici mahiyette oldu. Fakat siyasal islam II. Abdülhamit'ten beri bu topraklarda görüldü. Milli görüş hareketi ve türevleri olarak da yansımaları devam etmekte. Ben salt doğru salt yanlış demek yerine sistemin boşluğuna işaret etmesi açısından bu hareketi önemsiyorum. İslam araçsallaştırıldı mı? Açıkçası bilmiyorum. Ama konunun sistem mevzusu olduğunu düşünenlerdenim ben de. Demokrasi,insan hakları,çoğulculuk,özgürlük,hümanizm... kulağa hoş gelen kavramlar olsa da mevcut adil olmayan düzenin bir nevi sac ayağı hükmündeler. Buraya bir eleştiri getirmek,İslam'ın kaidelerine uygun bir yönetim biçimi arayışına girmek,en basitinden faiz gibi milletlerin maneviyatını sömüren unsurları ortadan kaldırmaya çalışmak,en azından bu açıdan bakıldığında bana gayet anlamlı geliyor. Ama ne olursa olsun her Müslüman'ın gayreti dininin çağına söylediklerini en iyi şekilde işitip bulunduğu zamana anlam katmayı başarabilmesidir. Siyasal İslam veya başka bir yöneliş... Önemli olan düşünce üretebilmeyi başarabilmek. Batıl zaman ayıklanacaktır... Teşekkürler...