Yunus
@yunskassm1
فقه
İstanbul
9 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
Hamasî sloganlara ve ateşli söylevlere rağmen, Filistin meselesi, bugün “cami avlusunda bulunmuş çocuk” muamelesi görüyor. Dışarıdan herkesin müdahale ettiği, Arap ve İslam dünyasında işbaşına gelen türlü iktidar ve ideolojilerin dilinden hiç düşürmediği, siyasî güç sahiplerinden çok azının gerçekten samimiyet nazarıyla baktığı, hak kitlelerinin onca heyecanına rağmen, bir türlü yuvasını bulamamış öksüz ve yetim bir çocuk…
Sayfa 31Kitabı okuyor
Filistin’in başından bu yana “cami avlusunda bulunmuş bebek” muamelesi yapan Arap devletleri, bu bebeği ne nüfusuna geçirip evini alacak kadar sahiplendi, ne de tekmeyi savurup öldürmeyi göze alabildi.
Sayfa 22Kitabı okuyor
Osman, Kastamonu emirine, o da Selçuklu sultanına, Sultan da İran’daki İlhan’a bağımlı idi.
Sayfa 12Kitabı okuyor
Okur Takip Önerileri
Kastamonu Uc beyleri Bizans’a karşı gaza hareketini gevşek tuttukları halde Osman, ucların en ileri bölümünde kazayı son derece bir atılganlıkla sürdürmüş, bu yanda gazi alpların gerçek önderi durumuna yükselmişti.
1261 tarihini, Anadolu’da Mogollara karşı geniş Türkmen hareketinin başlangıcı saymak yerindedir. Bu hareket, Türkmen beyliklerinin, bu arada Osmanlı beyliğinin kuruluşu sürecini başlatmıştır.
Sayfa 7Kitabı okuyor
Türkmenlerin Anadolu’da eskiden beri yoğun olarak yerleştikleri bölgeler, Sivas-Amasya-Bozok bölgesi ile Toros dağ silsilesi ve Bizans topraklarına komşu Batı-Anadolu dağlık bölgeleridir.
Sayfa 5Kitabı okuyor
Eski İslam imparatorlukların göğüslerini gere gere kullandığı altı köşeli yıldız, şimdi bizim için yalnızca işgali ve barbarlığı çağrıştırmaktadır.
Sayfa 15Kitabı okuyor
Abdülhamid'in iktidarına, yani Enver'in ifadesi ile zalim idareye son vermek!
Enver işte böyle bir devirde yetişmiştir, bu sıkıntılı zamanın gencidir, memlekete hizmet edebilmenin tek yolunun Abdülhamid'in devrilmesinden geçtiğine inanmaktadır ve otobiyografisinin birçok yerinde Abdülhamid'in iktidarını sert ve hatta yer yer hükümdara hakarete varacak sözlerle tenkid edecektir.
Sultan Abdülhamid'in iktidarına hemen her sınıftan insan karşıdır... Talebesi karşıdır, alt rütbelerdeki subayı karşıdır, entellektüeli karşıdır ama gecelerin birinde Fizan'a yahut imparatorluğun bir başka sıcak ve ücra köşesine sürülüvermek korkusu; istikbal, aile ve meslek endişesi seslerin yükselmesini engellemektedir. Memnuniyetsizliklerini belli edenler yahut bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünce seviyesinde bile ifade edenler gönderildikleri sürgünden seneler sonra, Meşrutiyet'in 1908'de yeniden ilanı ile dönebileceklerdir ve mevcut idare, Mehmed Akif'i bile isyan ettirip "Ortalık şöyle fena, böyle müzebzeb işler / Âh o Yıldız’daki baykuş ölüvermezse eğer / Akıbet çok kötü… diye Sultan Abdülhamid'i baykuşa benzeten mısralar yazdıracak hale gelecektir.
Halkın meşru talepleri tepeden bomba yağdırarak belki susturulabilir, ama yok edilemez. Suriye, belli bir zaman sonra yeniden infilak edecektir.
Sayfa 49Kitabı okudu
ABD-İsrail-NATO çizgisinin İslam coğrafyasında neden olduğu yıkım ortada. Bu yıkım ne masum gösterilebilir, ne de meşrulaştırılabilir. Ancak sırf ABD-İsrail-NATO çizgisine mesafeli diye, Rusya’ya “sütten çıkmış ak kaşık” muamelesi de yapmamak gerekir.
Sayfa 45Kitabı okudu