Hiç bilemedim.
Deniz gibi dalgalanıp
gitti
kokusuyla.
Koşamadım ardından.
Kaldım.
Öyle.
Sen şimdi orada yatarken
Ben şimdi burada çıplağım
Benim omuzumda güneş
senin sırtında toprak --
yaprak
lar
dök
ük.
çentik.
çatlak.
Sen artık denize gidemeyceksin.
Ben artık bakamayacağım toprağa.
Geh dostê wefadarın, geh dıjmınê xunxwarın.
Geh dıkın dılnermi, geh ji sıxt kılamın,
A'cız mebe, nek her bo te ew bê wefane, bo her kes.
- Şêx Rıza Telebani
Ey braderê Ecem
Ereb ixwan el-eşem
Ey demokrat Türk kardeş
Bırader ixwan yoldaş
Em heval û ciran ın
Dıjmın Emerikan
Ingiliz in, İn-gi-liz
Zinhar jêre mebın lis...
- Qadri Can
Ji destanê "Memê Alan" çend gotın :
"Bajarê Mıxrıbê bajareki mezın û pırr gıran e,
Lı ser heft çiyan e.
Lı ser sê sed û şest û şeş wilayetane.
Her wilayetek lı ser sê sed û şest û şeş mıdırıyetane.
Tımam dı destê Eli Begê, Emer Begê, Elmaz Begê da ye sê brane."
-Nuredin Zaza
Bı xwedê gelek heyfe, heyfe, mıxabın,
Mıletê kurdan heta kengê wa bın,
Cahiltiyê bıhêle, dewra erfane,
Bıra tirsi bımre, dewra kurane,
Bavêd mınra ne eder bû mekteb,
Bı exlaqê çak, bı ulm û edeb.
-Mela Mehemed Koyi
Yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
Yürümek;
dost omuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
Yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını
bilerek
yürümek...
Yürümek;
yürekten
gülerekten
yürümek...
Kar yağıyor.
Ve belki bu akşam
ıslak ayakların üşüyordur.
Kar yağıyor
ve ben şimdi düşünürken seni
şurana bir kurşun saplanabilir
ve artık bir daha
ne kar, ne rüzgâr, ne gece...
Belki dinsizsin,
belki boynunda bir sicim, bir küçük haç.
Kimsin, adın ne, tevellüdün kaç?
Yüzünü hiç görmedim ve görmeyeceğim.
Bilmiyorum
belki yüzün hatırlatır
Sibirya'da Kolçak'ı yenenleri;
belki yüzünün bir tarafı biraz
bizim Dumlupınar'da yatana benziyordur
ve belki bir parça hatırlatıyorsun Robespiyer'i.
Uyanıp kaçamadılar,
kuş olup uçamadılar,
açıldı kuyular kimse inemez.
Erzincan beygiri rahvandır amma
ölüler ata binemez
yan yana sırtüstü yatan ölüler...
Ben
Hans,
Ben
Mafeo,
Ben Jilber,
ölüler açık konuşur,
yalan söylemez ölüler.
Ne lüzumundan fazla korkak,
ne lüzumundan fazla cesurduk.
Daha bir gün yaşasaydık
Ve her şeye rağmen
nefes alsaydık
bahtiyar olurduk...