Ayrıntı Okur
@zagorunboslugu
Bu metin Galce dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
Yavaş.İstanbul Üniversitesi
39 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
“Yazma eylemi, yazılan deneyime yaklaşma eyleminden başka bir şey değildir; tıpkı yazılmış metni okuma eyleminin de, umulur ki, benzer bir yaklaşma eylemi olması gibi.”
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
“Bütün yalanlar tek bir devasa sahtekarlıkta toplanıyor: hayatın kendisinin bir meta olduğu ve onu satın almaya gücü yetenlerin, tanımı gereği onu hak edenler olduğu varsayımı!”
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
"Defalarca işaret edildiği üzere bu yüzyıl, zorunlu ve gönüllü göçlerin yüzyılı. Yani sonu gelmeyen ayrılıkların yüzyılı, bu ayrılıkların hatıralarının musallat olduğu bir yüzyıl."
Sayfa 49 - Metis Yayınları, Çeviren: Aslı BiçenKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
Paramparça edilmemiş, fırtınalara göğüs germemiş, tel tel dağılmamış, büyük dikişler ve çirkin yara izleriyle, pek nahoş bir hâlde kendini tekrar bir araya getirmemiş insanlara tahammülüm yok. Ancak böyle olurlarsa bir parıltı görürüm. Ama dışı pırıl pırıl şu tipler, şu kıç sallayanlar, doğrusu onlardan hiç hoşlanmam. Hem de hiç.
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
Hisseden bir varlık olmanın birinci koşulunun, acıyı hissedebilme kapasitesi olmasının yasını tutar sanatı.
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
Gelecek ve geçmiş saçma bulunarak dışlanır; sadece şimdi vardır, sadece yalanlar dışında her şeyi sahiplenen şimdinin muazzam alçak gönüllülüğü vardır..
Sayfa 118Kitabı okudu
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
Bugünkü sistemin seyirliğinde Zorunluluk yok artık. Dolayısıyla hiçbir deneyim de iletilmiyor. Geriye kalan paylaşılabilecek tek şey, seyirlik; kimsenin oynamadığı, herkesin seyrettiği oyun..
Sayfa 16Kitabı okudu
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
Direnme eylemi, sadece bize sunulan dünya resminin saçmalığını kabullenmeyi reddetmek değil, bu resmin geçersizliğini duyurmaktır. Cehennem içeriden geçersiz ilan edildiğinde, cehennemliği son bulur.
Sayfa 150Kitabı okudu
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
1994'te Fransa Ardeche'deki Chauvet Mağarası'nda bulunan at, gergedan, dağ keçisi, mamut, aslan, ayı, bizon, panter, rengeyiği, yaban öküzü ve baykuş resimleri, Lascaux mağaralarında bulunan resimlerden muhtemelen on beş bin yıl daha eski! Bu sanatçılarla aramıza giren zaman, Sokrates öncesi filozoflarla aramızdaki zamanın en az yirmi katı.
Yaşlarını bu kadar şaşırtıcı kılan şey, açığa vurdukları algının hassaslığı. Bir hayvanın boynunun uzanışı,ağzının duruşu ya da
sağrılarındaki enerji, Fra Lippo Lippi, Velazquez ya da Brancusi
gibi ressamların eserleriyle kıyaslanabilecek bir asabiyet ve kontrolle gözlemlenmiş ve yeniden yaratılmış. Besbelli sanat acemilikle başlamamış. İlk ressamların ve heykeltıraşların gözleriyle elleri de sonradan gelenler kadar maharetliymiş. İlk andan itibaren bir zarafet varmış. Asıl muamma bu, değil mi?
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
Temas etmekle bir şeyleri hafifletme fantazisinin itirafıdır bu.
- o temas sadece kağıda değen füzen çubuğunun teması olsa bile.
Peki neyi hafifletir? Etin taşıdığı bütün yorgunluğu ...
Sayfa 55Kitabı okudu
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
"...bazen bir ses, sessizlik olarak daha kolay kavranır, tıpkı bir varlığın, görünen bir varlığın, bazen yok oluşuyla çok daha etkili bir şekilde anlaşılması gibi.
Bir dostla istasyona gitmenin ve trenin onu götürmesini seyretmenin nasıl bir his verdiğini bilmeyen var mıdır? Peron boyunca yürüyüp şehre dönerken, az önce gitmiş olan kişi çok daha fazla, çok daha mutlak bir şekilde yanınızdadır, trene binmeden önce ona sarıldığınız andan çok daha fazla. Belki de vedalaşırken birbirimize sarılmamızın sebebi budur - birisi gittiğinde kendimize saklamak istediğimiz şeyi kollarımıza almak."
Sayfa 168Kitabı okudu
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
İzler, sadece geçip gidenden geriye kalan şeyler değildir, gelecekteki bir projenin işaretleri de olabilir.
Sayfa 108Kitabı okudu
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
“…karanlığı tanımlayacak bir kelimemiz yok. Gece değil, cehalet de değil. Zaman zaman her birimiz bu karanlığın içinden her şeyi görerek geçeriz: o kadar çok şey görürüz ki hiçbirini ayırt edemeyiz.”
Ayrıntı Okur tekrar paylaştı.
Umutsuzluğun karşı kıyısında insanlar ya bilgeleşir ya da denetimden çıkar, her türlü sistemin ve kendilerinin denetiminden çıkar. Kontrol edilemeyen, bilgelikle aynı hücreye, aynı umutsuzluk kapısı ardına kapatılmıştır.
Bazen kontrol edilemezlik, bir mahkûmun kendi bedenine girer. Sık sık rastlanan kendi bedenine zarar verme vakaları böyle "açıklanır". Hapishane ve onun kontrol edilemezliği bedenlerine girdiği için kendilerine
zarar verir insanlar. Hiçbir şey hiçbir şeyi durdurmaz. İnsan kendine zarar vermez, yuttuğu kaşıktan, yuttuğu cam kırığından, yuttuğu bıçaktan önce içine girmiş olan şeye zarar verir.