"insanlar, ne çok konuşur; alınlarındaki kırışıklarla, dudaklarının kenarlarındaki kıvrımlarla, şişen genişleyen şah damarlarıyla, çöken omuzları ya da dikleşen omurgalarıyla.. en çok da susuşlarıyla, bakışlarıyla.. gözler ne kadar da gevezedir; insan ruhunun kapılarıdır onlar.. o kapılardan içeri girmeyi bilenler cenneti ve cehennemi görürler. gözlerden ruhlara girip çıkmayı daha çocukken öğrendim.."
/öyle bir geçer zaman ki 20. bölüm, 19:35
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
"yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı, gamdan ve ayağına batan dikene varıncaya kadar müslümanın başına gelen her şeyi, Allah onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar."
/Buhârî, Merdâ 1, 3
suna "erkek ördek" demekmiş. lingo izlerken öğrendim. karacaoğlan'dan da bi beyit iliştirdi sunucu:
"uzatır boynunu, arar eşini,
bir tek suna gördüm göl kenarında.."