Bugünkü işlerinin arasında düzeltilecek birçok öğrenci ödevleri de vardır, bütün gece çalışacaktı. Giderken bana, "Peki ,Enriko! Hâlâ eski öğretmenini seviyor musun? Şimdi sen güç problemler çözüyor ve büyük edebiyat ödevleri yapıyorsun" diyordu. Beni öptükten sonra ayrılırken merdivenin altından bağırıyordu: -Beni unutma Enriko!
Ohh! Benim iyi öğretmenim. Asla! Sizi asla unutmayacağım. Büyüdüğüm zaman da sizi hatırlayacağım. Küçük öğrencilerinizle başbaşa ders yaparken, yine sizi görmeye geleceğim. Bir okulun yanından her geçtiğimde bir bayan öğretmenin sesini işitince, sizin sesinizi duymuş gibi olacağım ve sınıfınızda geçen iki yılımı hatırlayacağım. Orada ben ne kadar çok bilgi edindim. Orada sizi kaç defa yorgun ve üzüntülü görmüştüm. Fakat daima hoş görür ve dikkatli idiniz. Bir öğrenci kalemini hatalı tuttuğu ve bu huyunu bırakmadığı zaman üzülür, müfettiş bize bir soru sorduğunda bizim adımıza titrer, başarı kazandığımızda mutlu görünürdünüz. Bir anne gibi daima iyi kalpli ve duygulu idiniz.
Hayır! Sizi hiçbir zaman unutmayacağım; Benim iyi kalpli öğretmenim.