Eğer Allah size yardım ederse artık kimse size üstün çıkamaz. Eğer sizi yardımsız, kendi halinize bırakır sa o zaman O'ndan başka size kim yardım edebilir? Şu halde mü'minler yalnız Allah'a güvensinler."
"Yahudiler ve Hristiyanlar: "Biz Allah'ın oğulları ve sevdikleriyiz" dediler. De ki: "Öyleyse size günahlarınızdan dolayı niçin azab ediyor? Aksine siz O'nun yarattıklarından olan insanlarsınız. Allah dilediğini bağışlar, dilediğine de azab eder. Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin mülkiyeti Allah'a aittir. Dönüşde O'nadır." (Maide, 5/18)
Yine bu kitap ceza yasasının amellere göre olduğunu, ahlakın genel kuşatıcı olduğunu, bunda yağcılığın, adam kayırmanın olmadığını, Allah indinde yönetimlerde ve siyasi iradelerde olduğu gibi "dokunulmazlar" kesiminin bulunmadığını bildirmiştir.
Yine cesaretle itiraf etmeliyiz ki zulmün otlağı çok vahimdir. Komünist dikta yönetimlerinin izlediği yol ülkeleri felakete götürmekte, ekini ve nesli helak etmekte, İslam'la, insanlıkla, gerçek özgürlükle, eşitlikle ve çoğulculukla uyuşmamaktadır.
*Alimlerin, din önderlerinin hakkı söylememeleri, batılı eleştirmemeleri ve adalet üzere şahitlik etmemeleri için ağızlarının susturulduğunu görür.
*Midelerin ve karınlarının kölesi olmuş kimselerin sahip olduğu yersiz ideallere yöneldiklerini görür.
*Halkın genelinin ve çalışan kesimlerin kahvehanelerde, müzik ve eğlence merkezlerinde ve gözü kulağı ve hayali hoşnut edecek şeylerin bulunduğu yerlerde meşgul edildiklerini görür. Bu kesimler düzeylerinin ve kültürlerinin farklı olmasına rağmen hayatı sevme ölümden korkma, herhangi bir macera veya girişimden uzak durma konusunda birleşiyorlardı.
Kim bütün bunları ve gerçekleşmesini görür ve içinde yaşarsa o toplumların üzerlerine dışarıdan gelecek en ufak darbeye tahammül edemeyeceğini, dinini, onurunu, kutsallarını ve varlığını savunamayacağını kesin anlar.