Nur
•••••
31. Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama istekle bakmaktan) sakınsınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Ziynetlerini/ziynet sayılan yerlerini meydana çıkarmasınlar/göstermesinler. Ancak (kendiliğinden) görünen (el, yüz) bu emrin dışındadır. Başörtülerini, yakalarının üstüne kadar (boyunlarını örtecek şekilde) koysunlar. Ziynet
02.59
“herkesin güzel gözleri olabilir ama sadəcə doğru insan alfabeyi mırıldanarak en sevdiğin müzik haline getirebilir.”
Sayfa 67Kitabı okudu
Deniz Gezmiş
İnfaz savcısı Sami Uğur, Deniz'e sokulup, elindeki basıl kâğıttan idam karanının özetini okuyup, bir diyeceği olup olmadığını sordu. Deniz, kararın kendisine ait olduğunu, bir diyeceği olmadığını belirtti.
Savcı görevlilere, "Zincirleri çözün," dedi. Bir görevli yanı telaşlı, yanı çekingen bir tavır içinde, elindeki anahtarla
Sayfa 57 - EverestKitabı okudu
gunhan.karakoc: Bu kadar kolay mı pes ettin? Israr edeceğini sanmıştım. 02.57
dunkleslicht: Ben ısrar etmem. Derdini anlatmak gönüllü yapılan bir şey olmalıdır, aksi halde yeni bir dert çıkabilir. 02.59
Ephesus yayınlarıKitabı okudu
Yargıtay Birinci Ceza Dairesi'nin 02.09.1964 tarihli kararı "Nikahsız karısından doğan Mızrap adındaki çocuğunu kurban etmek maksadı ile boğazından keserek taammüden öldürmekten sanık A.'nın bozma üzerine yapılan duruşması sonunda suçun sübutuna ve sanığın bir hadiseyi atlatırsa çocuğu Allah yoluna kurban edeceği şeklindeki inancı ile bu suçu işlediği anlaşıldığından bu hususun sanık lehine takdiri azaltıcı sebep olarak kabulüne mebni TCK'nın 450/4, 59. maddeleri uyarınca verilen hüküm tasdik edilmiştir.
Sayfa 35Kitabı okudu
Bütün Alıntılar
Deli gibi köklen, bir tüy gibi hafif ol
8
Anlamak, sevginin özüdür.
Anlayamazsak sevemeyiz.
13
Anlamak ile anlaşılmak, hepimizin
ve ilişkilerimizin en temel ihtiyacıdır.
13
“Hayatta aşırıya kaçan
her duygu zıddına
dönüşür. Tıpkı aşırı
gülerseniz gözünüzden
yaş gelmesi, çok
sevdiğinizde ve çok
ilgilendiğinizde karşı
tarafın boğulması,
sevdiklerimize
karşı çok fedakar
olduğumuzda karşı
taraftan ‘Yapmasaydın!’
kelimesini duymak gibi...”
59
