Aylık Türkçü Dergi: Ötüken
15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975)
13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor.
27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
Bu denli kısa bir mesafe varken
İncecik bir duvar örülü sanki aramızda
Ne zaman uzatsam hasret dolu ellerimi
Bir dağın yamacındaymış gibi
Aşağı düşüyorum uçurumun boşluğundan
Bakmak istediğimde sana uzun saatlerce
Ansızın gözlerimin ince perdesine
Kara bir mil çekiliyor usulca.
Yakınlığını yaşarken hemen başucumda
Araya yabancı şehirler
TARİHLER VE OLAYLAR (1950-1960)
02 Nisan 1950: Milliyetçiler Federasyonu kuruluyor.
14 Mayıs 1950: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının sonu. Seçimi Demokrat Parti kazanıyor.
21 Eylül 1950: Atsız, Haydarpaşa Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayin ediliyor.
04 Ekim 1950: Türkçüler Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu. Başkan: Nihâl Atsız.
06
1940'ların Sonları ve Atsız: 1948 sonlarında Atsız, Yeni Sabah gazetesine yazılar da yazmıştır. 03 Ocak 1949'da İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta şöyle diyor: ( Bu mektup, Hacaloğlu'nun Atsız'ın Mektupları kitabında yoktur.) "Ben 15 aydır Yeni Sabah gazetesine yazı yazıyorum. Haftada bir yazı koyuyor ve
2022 senesinde uygulamadaki desss adlı bir kullanıcı uygulama kullanıcılarına; ''23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı'' özelinde profil fotoğrafı olarak kendi çocukluklarına ait fotoğraf koymaları ricasında, teklifinde bulunmuştu..
2023 senesinde de uygulamadaki hesabını kapatan desss adlı kullanıcının bu ricası, teklifi
“Onu düşünmek seni incitmiyor artık… şimdi tam anlamıyla bitti, kalbin tükendi. Karşılığını alamadığın sevgiyi vermeye çalışmaktan. Onu sevmeye çalışırken çok iyiydin sen, dilerim birazını anlatabilmişsindir. Anlatamadıysan da üzülme. Herkes bir adım atmazsa buluşulacak bir orta yol olmazdı zaten. Kendini üzmeden hemen önce şunu düşün: Gözlerine bakıp anladın mı ne istiyor? Kokusunu bilip asla unutmayacağını anladın mı? Peki sence sen güzel sevdin mi onu? Onu böyle severken mutlu olsun diye gitmesini istedin mi? Yalnızca senin önüne çıkarıp koyduğun şapka üzsün ya da sevindirsin seni. Onun ya da başkalarının söyledikleri değil.”
~ ben’den ~ 22.04.204 ~ 01:56 ~