"Her şey için vakit vardır ama yapmaya değer şeyler hariç." demiş Orwell.Ben de inceleme yazmaya değecek bir kitap bulmuşken...
20. yüzyılın başlarında yaşamış olan herkesin yaşadığı savaş psikolojisini,savaş öncesine olan özlem ve savaş sonrası "modernizme" ayak uydurma çalışmalarını, aslında yapıyor olmamız gerekenlerle hayatın bize yapmamızı zorunlu olarak gösterip paşa paşa kabul ettirdiklerini, büyük olayların küçük insanlara etkisini, zorlama görünmeyen ama zorunlu olan değişimleri,insanın hayalleri ile gerçekleri arasındaki ince ayrımı ; ne olup bittiği hakkında çok bir fikri olmayan, modernizmden korkan , önceki savaşın yarattığı değişimin farkında olan ve patlak vereceği söylenen savaşın yine aynı etkileri yaratıp yaratmayacağını düşünen, tüm bunlar olurken hayallerinde çocukluğunun huzurlu dünyasına sığınan 45 yaşındaki evinin taksitlerini ödemeye çalışan evli göbekli ve çocuklu George Bowling,in ağzından bizlere aktarıyor George Orwell.
(Düşünürken bu denli karışık gelmemişti)
Malumu ilama gerek yok,savaşın evrensel boyutta bir soytarılık olduğunu herkes biliyor. Savaşılan kişiler,yer ve zaman değişiyor ama saçmalığı bir demirbaş misali değişmeden kalıyor.
Savaşın ve modernizmin etkisine gelirsek kitapta namevcut olan ama buraya yakışacağını düşündüğüm alıntı ile kısaca düşüncelerimi açıklayıp bitireceğim:
İçinde kaybolduğum şehirler ve içimde kaybolan insanlar,aslında nimet bolluğunda insan kıtlığıydı dem.
İyi okumalar.