E

Gerçekten de, sanki ruh çelikle deşilebilir, iple boğulabilirmiş gibi!
Reklam
İnsanın yaşamı ayaz ve fırtınayla savaşarak biçimlenir.
Genelde herhangi bir kadının herhangi bir erkek için temel bir çekiciliği vardır. Bu çekicilik özel bir duruma dönüştüğünde ise adına aşk diyoruz.

Reader Follow Recommendations

See All
Erkekler yaşayan kadınları gözüne kestirir, ölenleri değil.
Biçim yok olur. Maddenin belleği yoktur. Yalnızca ruh anımsar.
Reklam
Sonuna doğru, ufak tefek, pörsümüş, dişsiz bir yaşlı kadındı artık; ama hep harika kadın olarak kaldı ve sonuna değin yüreğimi yüreğinin içinde taşıdı.
Büyük bir hanımefendinin bir keresinde âşığına söylediği şu sözleri bir yerlerde duymuştum: “Sen yanımda olduktan sonra bir çadırla kuru ekmek yeter.” Om Hanım’ın da bana söylediği bir bakıma buydu. Söylemek de ne kelime, çoğu kez kuru ekmeği bile bulamayıp gökyüzü çadırımızken bile, son harfine değin bu cümleye uygun yaşadı.
“Senin gibi iki bacağının üstünde durup dünyayı karşısına almış bir adamın var olabileceğini uykumda bile düşlememiştim.”
Çünkü ben her zaman anda yaşadım ve öngörmeyi, önlem almayı ve endişe içinde kıvranmayı da başkalarına bıraktım.
Bu tür irade ve ruh dışavurumları üzerinde yalnızca düşünebiliyorum ve sıklıkla vardığım yargılardaki gibi orada olan tek şey ruh. Beden, göz yanılgısı ve görüntüde kalan bir şey.
Reklam
“Birinci küçük şeytan ikinci küçük şeytana dedi ki, Bana eski tütün kutundan biraz tütün versene.’ İkinci küçük şeytan birinci küçük şeytana dedi ki, ‘Parana da taşlarına da sımsıkı yapışırsan, Eski tütün kutunda hep tütünün olur.”
Kocası cesedinin yanı başında oturuyordu. Oldukça sessizdi. Gözünde yaş yoktu. Tüfeği dizlerine dayalı öylece oturuyordu orada ve herkes onu yalnız bıraktı.
“Yaşam hakkında son derece bilgisizken ölümü bilebilir miyiz?” Ve onu anlaşılabilir kavramlarla açıklayamadığımızda, gerçekten de yaşam hakkında son derece bilgisiz kalıyoruz.
Zamanları daralıyor ve onlar için zamandan sonra zaman olmayacak.
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.