Sabitlenmiş gönderi
“Ey iman edenler! Sizden olmayanları sırdaş edinmeyin, onlar size kötülük yapmaktan geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların ağızlarından nefret taşmaktadır; kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. Gerçekten size delilleri açıklamışızdır, eğer düşünüyorsanız!
Size gelince, bakın siz onları seviyorsunuz, ama onlar sizi sevmiyorlar. Siz kitabın tamamına inanıyorsunuz; onlar sizinle karşılaştıkları zaman “inandık” diyorlar; yalnız kaldıklarında ise size karşı öfkelerinden parmaklarını ısırıyorlar. De ki: “Öfkenizden çatlayın!” Şüphesiz Allah kalplerde olanı bilmektedir.
Size bir iyilik gelirse bu onları üzer, ama başınıza bir kötülük gelse buna sevinirler. Eğer sabreder ve sakınırsanız, onların tuzağı size hiçbir zarar vermez. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.”
(Âli İmran 3/118-120)
Sayfa 156
"Sabırlı olursan, intikamını alacağın günler gelir," dedi Tuek. "Hız Şeytan'ın aracıdır. Kederini içine göm... seni oyalamasının yollarını buluruz; insanın içini hafifleten üç şey vardır: su, yeşil çimler ve güzel kadınlar."
Sayfa 353
Onu bu kararından caydıramayacağını, boyun eğmek zorunda kalacağını biliyordu.
'Bana her ne yapıldıysa, buna ben de iştirak ettim,' diye düşündü.
Sayfa 349
Reader Follow Recommendations
Durmak, diye düşündü. Dinlenmek... gerçekten dinlenmek.
Mutluluğun durabilmek, bir anlığına da olsa durabilmek olduğunu fark etti. Durmanın mümkün olmadığı yerde mutluluk da olmazdı.
Sayfa 337
Ama bir başka sebep de okuduğu dua olabilirdi; sanki o sözcüklerin kendi gücü vardı. "Korkmamalıyım..." Sebep ve sonuç: Düşman güçlere rağmen sağ kalmıştı. Şimdiyse derin bir öz farkındalığın eşiğinde olduğunu hissediyordu... bunda duanın büyüsünün de payı vardı mutlaka.
Sayfa 333
“Gücünüz yettiği kadar güç hazırlayın” (Enfal 8/60) ayet-i kerimesi ve “Dikkat edin, güç (ok) atmaktadır.” [Müslim, İmare, 52 (nr. 167); Ebu Davud, Cihad, 24 (nr. 2514); İbn Mace, Cihad, 19 (nr. 2813)] hadis-i şerifi, savunma ve saldırma gücü atıcılık ilmi ile mümkün olduğu için “kuvvet”e tahsis edilmiştir.
Dolayısıyla müslümanlar atıcılık ilmiyle sorumlu oldukları gibi aynı zamanda yüzmek sanatını da öğrenmelidirler ki bunlar sünnettir. Onun için oyunların hepsi yasak olduğu halde Müslüman'ın silahıyla, atıyla ve eşiyle meşgul olması yasak değildir. Zira bunlarda neslin çoğalması, dinin korunması ve menfaatin temin edilmesi söz konusudur.
Sayfa 155
Bir hadis-i şerifte dinini ve memleketini, kısaca ilâ-yi kelimetullah uğrunda harp alet ve edevatının bir tanesini kullanmada üç kimseyi, Cenab-ı Hakk'ın cennete koyacağı ifade edilmektedir. Onlardan biri, Allah rızası için savaş aleti yapan, ikincisi atan, üçüncüsü ise atana malzemeyi veren kimsedir. Aynı şekilde bir başka hadis-i şerifte savaş usulünü yani atış tekniklerini öğrendikten sonra unutarak onu terk edenlerin küfran-ı nimet etmiş kimseler gibi azaba duçar olacakları bildirilmektedir.
Sayfa 154
Mekke-i Mükerremedeki Mescid-i Haram'ın ortasında bulunan, Beytullah denilen mübarek yerin arsası ehli İslam'ın kıblesidir. Yani bu mübarek yerin semaya kadar olan havası ve yerin sonuna kadar olan mevkii kıbledir. Bundan dolayı dağın tepesinde namaz kılan bir müminin kıblesi Beytullah olduğu gibi arzın altında bir kuyuda namaz kılan kimsenin de kıblesi Beytullah olur. Beytullah'ın binası başka beldeye götürülse kıblegâh olamaz. Çünkü ehli imanın kıblesi olan Beytullah, açıklandığı ve tarif edildiği üzere Harem-i Şerif içerisindeki mübarek arsadır.
Sayfa 142
Ramazan orucu eda edilirken, güneşin batmasından ertesi günün kuşluk vaktinden önceye kadar olan zamanın herhangi bir parçasında niyet edilirse caiz olur. Fakat ramazan orucunun kazasında güneş battıktan sonra fecir doğuncaya kadar olan zaman içerisinde niyet olursa caiz olur, ondan sonraki niyete itibar olunmaz, niyetsiz taat olmaz. Niyet, kalben taati kast etmektir. Oruç tutmak üzere sahur yapmak da niyettir.
Sayfa 137
Kameri aylar otuz gün olduğu gibi bazen de yirmi dokuz olur. Resul-i Ekrem (s.a.v) dördü yirmi dokuz, beşi otuz olmak üzere dokuz ramazan orucu tuttular.
...
Hilal görülmezse şaban-ı şerif otuz güne tamamlanır ve ertesi gün ramazan-ı şerif başlamış olur. Yani müslümanlar bu günde oruç tutarlar.
Sayfa 137
Seferde kişi ne kadar rahat olursa olsun dört rekatlı farzları iki rekat olarak kılmalıdır. Şayet kişi seferde iken farz namazı (bilerek) dört rekat olarak kılarsa, (Hanefi mezhebine göre vacibi terkettiği için) günahkar olur.
Sayfa 135
Bir zamanlar, insanlar düşünme işini makinelere devretmiş, böylece özgürleşmeyi umut etmişlerdi; ama bu, makinelere sahip başka insanların onları köleleştirmelerine yol açtı sadece.
Sayfa 27