0o

0o
@0o0o0
Birkaç cümle
Bir zamanlar, insanlar düşünme işini makinelere devretmiş, böylece özgürleşmeyi umut etmişlerdi; ama bu, makinelere sahip başka insanların onları köleleştirmelerine yol açtı sadece.
Sayfa 27
Reklam
Evet… Ölüme bilimsel gözle, analitik zekâyla bakıp “bölelim, parçalayalım, içine bakalım, nedir bu?” diye sorunca yanıt gelmiyor. Ama “benim ölümle olan ilişkim nedir?” diye sorunca perdeler aralanıyor biraz. İçimizdeki bir projeksiyon makinesinin ışıkları ölüm aynasına daha doğrusu ölümün bizde uyandırdığı korkunun aynasına bir şeyler yansıtıyor: 1) İnsan biri ölümlü, diğeri ölümsüz iki parçadan oluşmuştur. Ölümlü parça diğerine üstün geldiğinde “sebepsiz” bir korku her ikisini birden sarar. 2) İnsan bu “parçalı” kimliğinden dolayı sürekli sıkıntı içindedir. Kendisini sürekli ait olmadığı bir yerde, bir gurbette hisseder. Bu rahatsızlığı unutmak ve delirMEmek için bazı illüzyonlara, vehimlere ihtiyacı vardır. Kimlik hissi ve her şeyin bir sebebi olması gibi aldanmalar bunlardan bazılarıdır. 3) Korkunun aynasında SONLU ve SONSUZ arasındaki uçurumu gören insanın başı döner. Dekor yıkılır. Bu durumdaki bir insan hayatı boyunca yemek, içki, sigara dumanı, bilgi, kitap, para, “önemli dostlar”, mevki, vs ile içi doldurulamaz bu boşluğu doldurmak için uğraşır durur. derindusunce.org/2009/11/10/ne-y...
Namaz, nimetlere şükürdür. İnsanlar tarafından bir fincan kahve veya bir bardak su ikram edildiğinde, “Teşekkür ederim” demenin gerekliliği hususunda akıl sahipleri hemfikirdir. Bu güzel görülsün de bütün nimetlerin hakiki sahibi olan Kerîm-i zü’l-celal ve’l cemâl hazretlerine karşı acizane şükrünü eda ile vazifesini bilen, namaz kılan müminler bazı densizler tarafından, “Namazcılar” şeklinde alaya alınsın! Ne garip bir hâl ve ne acayip bir söz! Ey hayâ ve edep! Bu kimselere de uğra! Zira bunlar da insandır.
Sayfa 123

Reader Follow Recommendations

See All
Ticaret ise haylice nasiplendikleri bir alandır. ... Bu ticaret, bir tarafta zengin ve aşırı müreffeh bir tabakanın, beri tarafta ise alabildiğine yoksul ve fakir bir kesimin oluşmasına sebebiyet vermiştir. İşbu durumu Kur'ân-ı Kerim, İslam daveti karşısında tekebbüre kapılıp dini yalanlayan zengin taifenin ve bunlar karşısında binbir türlü mahrumiyet içinde yaşayan ve o azgın zenginlerin işkencelerine maruz kalan fakir ve miskinlerin konumuna değinirken en güzel bir şekilde özetler. Öyle ki Kureyş'ten zengin bir güruh, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in davetine kulak vermeyi, Onun, köleleri, azatlıları ve fakirleri meclisinden kovması şartına bağlamışlardır.
Sayfa 61
Zanaat işlerine gelince, bundan en uzak millet olmuşlar ve buna adeta tenezzül etmemişlerdir diyebiliriz. Bu tür işleri Arab olmayanlara ve kölelere bırakmışlardır. Mesela -İbn İshak’ın da belirttiği gibi- gözlerinde en mukaddes şey olan Kabe’yi yeniden inşa etmek istediklerinde, Mekke’de yaşayan Kıbtî bir marangozu bu iş için kullanmışlardır.
Sayfa 60
Reklam
Arapların İslam Öncesi İktisadi Durumu
Ziraat, Arap yarımadasının kenar bölgelerinde, özellikle Yemen ile Şam'da ve farklı bölgelerdeki vahalarda yapılagelmiştir. Çölde ise deve ve koyun çobanlığı ağırlıktadır.
Sayfa 60
Cahiliyye taassubu, her zaman son noktayı koymuştur. Cahiliyenin ve cahiliye erlerinin meşhur meselidir: “Mazlum da olsa zalim de olsa kardeşine arka çık!”
Sayfa 59
İbn İshak şöyle demektedir: “Her ev halkı, evinde kendisine taptığı bir put edinmiştir. Bir adam sefere çıkmak istediği zaman, daha bineğine binmeden önce o putu elleriyle sıvazlamış ve sefere çıkmadan önce yaptığı son iş bu olmuştur. Seferden döndüğü zaman da aynı şeyi tekrarlamış ve ailesinin yanına varmadan önce yaptığı ilk iş bu olmuştur. Allah, peygamberi Hz. Muhammed’i (s.a.v.) tevhid ile gönderince Kureyşliler, ‘İlahları tek bir ilah mı yaptı? Gerçekten bu çok tuhaf bir şey!’, demişlerdir. [Bkz: 38/Sad suresi, 5]
Sayfa 50
İmandan sonra en faziletli amel namazdır. Çünkü Kuran'ı Kerim ve sünnet-i seniyyede imanın ikincisi namaz olarak zikredilmiştir. "Onlar gaybe iman edip namazı dosdoğru kılarlar." (Bakara, 2/3)
Sayfa 116
543 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.