Sevgili oğlum, çalışma izi kir değildir. Tozdur, kireçtir, verniktir, ne istersen odur ama kir değildir. Çalışmak insanı kirletmez. İşten dönen bir işçiye asla “pis” deme. “Kıyafetinde işinin, emeğinin izi var” de.
Emekçilere bu bakışla bakanların zihniyetini değiştirmesine değiştiririz de Bornova'da ayakkabıları çamurlu diye markete ayakkabılarını çıkarıp giren dayının, Zonguldak'ta mesai bitimi yorgun olmalarına rağmen üstleri kirli diye araçta ayakta giden maden işçilerinin, Soma faciasında ambulansa bindiğinde: "Çizmelerimi çıkarayım mı sedye kirlenmesin" diyen abinin, kendi içlerindeki bu duyguyu ortadan nasıl kaldıracağız? Ben bunu düşünüyorum. Yıllarca o kadar ezilip hor görüldüler ki artık toplum bakış açısını değiştirse bile onlar için bir şey fark etmeyecektir. Bizim için zor olan kısım artık toplum düşüncesi değil o bireylerin kendi zihinlerindeki düşünceyi değiştirmektir.
Kahrolsun o insanlara bu cümleleri söyletecek kadar değer vermeyen sisteme !
Ve evet daha üzücü olan ise onlardaki kabul etmişlik durumu. Lakin bu düzen ancak ve ancak işçinin kendinde bu gücü farketmesiyle yıkılacak.
Fakat ne yazık ki millet olarak balık hafıza diye adlandırılan bir defekte sahibiz; bu iç acıtan cümleler unutuluyor, hiç kimse ders almıyor.
Aldoux Huxley'in muazzam bir hayalgücü içeren bu distopyası, genel anlamda özgürlük kavramının ne kadar esnek ve soyut olduğuna değiniyor.
Aslında distopya mı üyopya mı olduğu okura göre değişiklik gösterecektir. İnsanın temel amacı toplumsal bir mutluluk mudur? Cevap olumlu ise, kitap bir ütopyadır. Mutluluk kadar özlem, acı, yalnızlık gibi hislere de ihtiyacımız olduğunu düşünüyorsak kesinlikle bir distopyadır. Ben kesin olarak distopya olduğunu düşünenlerdenim.
Mutlu bir aptal mı olmak isterdin yoksa mutsuz bir farkındalık mı ? sorusu kitabın genel çerçevesini oluşturuyor diyebiliriz. 1932 yılında yazılan kitapta şu anda yaşadığımız döneme dair bir çok öngörünün tuttuğunu görüp şaşırıyorsunuz.
Benim bu kitaba dair tek eleştirim okuyucudan dünya devleti ile vahşi ayrıbölgesi arasında tercih yapması istenmesi ve ne yazık ki üçüncü bir ihtimalin olmaması. Zaten yazar da sonradan eklediği önsözde buna dair bir öz eleştiri yapıyor.
Mutlaka okunması gereken, iz bırakan bir eser.
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,8bin okunma
Açıkçası ütopya olduğunu düşünen birinin yorumunu hiç dinlemedim 😇 ben de distopik bir tür olarak yorumluyorum. Zaten ütopyada gerçek bir huzur vardır ama burda öğrenilmiş çaresizlik gibisinden huzurumsu hisler var. Ütopya olarak Aeden kitabındaki aynı isimli gezegen verilebilir.
Aslında içerisinde birçok ütopik değer de barındırıyor.
Örneğin bu dünyada savaş, açlık, hastalık vs yok. Bunu yeterli bulan insanlar için ütopya olduğunu gördüm. Fakat daha fazlasını isteyen bizler için tabii ki distopyadır :)