Neredeyse 1,5 yıl süren tutukluluk bu kararla sona erdi. Atsız "şimdi serbest, fakat yine işsizdi. Babası Mehmet Nail Bey, o hapisteyken Deniz Hastahanesi'nde hayata gözlerini yummuş, ölüm haberini bir çavuş, komşuları Sıdıka Hanım'a tebliğ etmişti. Bedriye Atsız, Cuma günleri Nişantaşı'ndaki British High Schhol (İngiliz Okulu)'da tarih dersi veriyor ve ayda 30 lira kazanıyordu. Üç nüfus, işte bu parayla geçinmek zorundaydılar. 30 lira tabii ki yetmiyor, babadan kalma halılar, başka eşyalar ve bir kısım kitaplar yok pahasına satılıyordu." (Yağmur Atsız 2005: 156'dan Deliorman 2013: 77). "Atsız'ın ise bütün bunlar muhtemelen pek umurunda bile değildi. Algıladığı bile şüpheliydi. Onun tek amacı, 'Bozkurtlar'ı tamamlamaktı. Sarı saman kâğıtlı bir kalın müsvedde defterine yine sapsarı ve reklam olsun diye bir firma tarafından hazırlanmış yaklaşık 40 santim uzunluğundaki bir kurşunkalemle, 1945/46 Kışı'nın o mağmum ve rutûbetli kış ikindileri günler saat 16.00'ya doğru başını alıp giderken deliler gibi romanı bölüm bölüm nasıl tamamlamaya uğraştığını anımsıyorum. Ortalık karardıktan sonra da, elektrik tasarrufu için sâdece tek bir masa lambasıyla aydınlatılan alt kattaki oturma odasında o gün yazdıklarını Annemle bana okurdu.” (Yağmur Atsız 2005: 156).