1929 1 Mayıs'ı öncesi Almanya'da bir işçi mahallesine götürüyor kitap bizi.Gerçek olaylardan yola çıkarak yazılmış.1929 1 Mayıs'ı yasaklanmış ve emniyet müdürünün keyfi uygulamaları yüzünden 33 işçi hayatını kaybetmiş.Direnişin,mücadelenin, kavganın romanı bu.İşçilerin nasırlı yumruğunun havaya kalkmasından korkan siyasi otoritelerin kapitalistlerin çıkarını korumak için polis gücünü kontrolsüz kullanmasının meydana getirdiği şiddetin romanı.İscilerin,kadınların,elektrikçilerin,gençlerin, çocukların hikayesi...Sosyal demokrasinin emekçilerin mücadelesine nasıl ihanet ettiğinin, basının iki yüzlülüğünün romanı...Emniyet Müdürü 'nün keyfi uygulamaları yüzünden kan gölüne dönen 1 Mayıs'ın bedelini yine işçilerin ödemesinin, haksız tutuklamaların ,copların, orantısız şiddetin romanı...Gerçek olayların kurguya yedirilip yazıldığı kitapları çok seviyorum,yazar harika bir iş çıkarmış.Kitabı soluk almadan okudum.Maalesef bu tek romanı çünkü yazar 1933 yılında düşünceleri yüzünden tutuklanmış, toplama kamplarında işkence görmüş, 1941'de psikiyatri bölümüne yatırılmış sonra yazarın izi kayboluyor ,Naziler tarafından katledildiği düşünülüyor.1929 1 Mayıs'ının anısına yazılan bu eser bana Kazancı Yokuşu'nda 1977 1 Mayıs'ında öldürülen 34 emekçiyi hatırlattı maalesef.Elimden bırakamadan okuduğum bu eseri mücadeleyi ve işçi sınıfını, toplumcu gerçekçi olayları anlatan kitapları okumayı seven herkese şiddetle öneririm.