Martin Luther şiddetli bir Yahudi karşıtıydı. Worms'daki Meclis'te şöyle konuşmuştur: "Bütün Yahudiler Almanya'dan sürülmelidir." Ve Yahudiler ve Yalanları Üzerine isimli (muhtemelen Hitler'i etkileyen) bir kitap yazdı. Luther, Yahudileri "kuluçkadaki yılanlar" olarak tanımladı ve bu aynı ifade Hitler tarafından, 1922 yılında yaptığı ve birçok kez bir Hristiyan olduğunu tekrarladığı dikkat çekici bir konuşmada kullanıldı: Bir Hristiyan olarak Tanrımın ve Kurtarıcımın beni bir savaşçı olarak gördüğünü hissederim. Bir zamanlar sadece birkaç takipçisi yanında olan yalnızlık içindeki bir adama, ne halt olduğunu gördüğü Yahudilere karşı savaşmak için insanları toplamayı ve acı çeken biri olarak değil savaşan biri olarak en iyi olduğunu gösterdiğini hissederim. Bir Hristiyan ve adam olarak, Yüce İsa'nın en sonunda Tanrının gazabıyla ayağa kalkıp, tapınakta kuluçkaya yatmış olan yılanları kovmak için kamçıyı eline almasının anlatıldığı pasajı sınırsız bir sevgiyle okudum. Yahudi zehrine karşı verdiği savaş ne kadar da olağanüstüydü. Şimdi, yani iki bin yıl sonra, hiç olmadığı kadar derin bir şekilde anlıyorum ki Yüce İsa'nın bu savaş için haç üzerine kanını dökmesi gerekiyordu. Bir Hristiyan olarak aldatılmama izin verme lüksüm yok, aksine hakikat ve adalet için bir savaşçı olma ödevim var... Ve eğer doğru hareket ettiğimizi gösterebilecek herhangi bir şey varsa o da her gün büyüyen üzüntümüzdür. Çünkü bir Hristiyan olarak kendi insanlarıma karşı da sorumluluğum bulunur.
İnsan en iyi lokantalarda yemek yiyebilirdi, bütün hazlardan payına düşeni fazla fazla alabilirdi, Sâo Paulo’da sahneye çıkıp 20.000 kişiye şarkı söyleyebilirdi, gelmiş geçmiş en büyük alkış sağanağına tutulabilirdi, dünyanın öteki ucuna gidebilirdi, internette milyonlarca takipçiye sahip olabilirdi, olimpiyat madalyası kazanabilirdi ama sevgi olmadan hiçbirinin anlamı yoktu.
Reklam
Maslahata karşı hukukçuların çekingenliğinin sebebi, maslahat adı altında maslahat-ı merdûdeyi yaymak isteyenlerden çıkabileceği endişesidir. Nitekim evvelce Hanbeli mezhebine mensup olan Necmeddin et-Tüfi (716/1312), kitap, sünnet ve icma ile såbit bir hukukî hükmün, maslahata ters görülmesi halinde terkedileceğini bildirmiştir ki bu şâz (marjinal) fikri İslâm hukukçularınca reddedilmiştir. Çünki İslâm hukukçuları, hiç bir nass ve dolayısıyla icma'nın maslahat prensibine aykırı olamayacağını kabul eder. İmam Gazāli, nass karşısında maslahata itibar edilirse; İslâm hukukunun bütün hükümlerinin değiştirilmesi läzım gelir, diyor. Çünki şerî hükümlerin çoğunun maksadını kesin olarak tesbit etmek mümkün değildir. İslâm dünyasındaki modern cereyanlardan tarihiyye (tarihselcilik, historicism), Tüfi'nin takipçisi olarak, 'makâsidü'ş-şeria'ya (nassların maksatlarına) bakılarak zamanla ihmal edilebileceğini ileri sürmüştür. Fazlurrahman'ın temsil ettiği bu cereyan, meselā zinâ suçunun 100 celde ile cezalandırılmasındaki maksat, bugün başka bir şekilde yerine gelebiliyorsa, bu âyet ihmal edilerek yeni ceza verilebilir görüşündedir. Bunun daha da marjinali mesela kurbandan maksat fakirlere et temini olduğuna göre, bugün kurban kesmeyip, para vermek de ayı maksadı görür, diyebilmektedir. Bu görüşler, şerî prensiplere tamamen aykırıdır.
İnsan en iyi lokantalarda yemek yiyebilirdi, bütün hazlardan payına düşeni fazla fazla alabilirdi, São Paulo'da sahneye çıkıp 20.000 kişiye şarkı söyleyebilirdi, gelmiş geçmiş en büyük alkış sağanağına tutulabilirdi, dünyanın öteki ucuna gidebilirdi, internetten milyonlarca takipçiye sahip olabilirdi, olimpiyat madalyası kazanabilirdi ama sevgi olmadan hiçbir anlamı yoktu.
Sayfa 243 - DomingoKitabı okudu
Sorularınıza cevap verir sorunlarınızı çözerdik. ama sizler bizi Tanrılaştırdınız adımızı taşıyan tapınaklar gösterişli heykeller yaptınız çünkü tanrılarla yüz yüze konuşabiliyor olmak gururunuzu okuyacaktı. Buna inanmak hoşunuza gidecekti. Maalesef bizim de hoşumuza gitti. Tanrı rolünü hepimizi çok sevdik. Fakat siz bununla da yetinmediniz. takipçisi olduğunuz tanrının en büyük Tanrı olduğuna inanmak istediniz. Diğer tanrıların onun hizmetine girmesi gerektiğini iddia ettiğiniz. Biz bunu da memnuniyetle kabul ettik. bu uğurda 100 yıllarca sürecek savaşlar başlattınız savaşan sizdiniz ama adına tanrılar savaşı dediniz. Öyle ki sonunda biz de bu savaşın bir parçası konumuna geldik.
Sayfa 259 - İTHAKİ YAYINLARI
MAKRO İNFLUENCER
Instagram'da 100.000 ile 1 milyon arasındaki takipçiye sahip olan, YouTube'da ise videoların izlenme ortalaması 100.000 ile 1 milyon olan hesaplar olarak adlandırılır. Makro etkileyicileri bir sonraki katman olan mega influencerlardan ayıran en önemli özellik ise internet konusunda daha yetkin bir altyapıya sahip olmalarıyla internet üzerinden ünlü olmalarıdır. Makro etkileyiciler, kitleler nezdinde belirli konularda uzman olarak kabul görürler. İçerik üretme potansiyelleri ise sahip oldukları avantajlar arasındaki kesinlikle dikkat çekiyor. Makro etkileyicilerin sahip olduğu kitle, mega influencerlara nazaran daha odaklı bir yapıya sahip. Bu kişiler birçok marka tarafından sadece reklam aracı değil, bir ilçe olarak da görülüyor ve konumlandırılıyor.
Sayfa 386Kitabı okudu
Reklam
MİD TİER İNFLUENCER
Instagram'da 50.000 ile 500.000 takipçiye sahip olan, YouTube'da ise videolarının izlenme ortalaması 25.000 ile 100.000 arası olan hesaplar olarak adlandırılıyor. Bu grup seviyesindeki hesaplarda içerikler çeşitlilik göstermeye başlamakla birlikte, kişilerin özel hayatları ve sosyal yaşantılarından referanslar alma yoluna da gidilmeye başlanılıyor. Bu nedenle markalar bu seviyedeki kişilerin özel yaşantılarına da dikkat etmeli. Bu grupta yer alan kişilerin en büyük dezavantajları ise samimiliklerini yitirmeye başlamaları. MİD TİER İNFLUENCER GENEL ÖZELLİKLERİ: *Kişisel ve sosyal hayatın sürece dahil olması, *Orta maliyet, yüksek yatırım dönüşü, *Popülerliğin başlangıcı, *Samimi ve içten iletişim, *Yüksek etki gücü, *Geniş tabanlı takipçi kitlesi.
Sayfa 385Kitabı okudu
MİKRO İNFLUENCER
Instagram'da 10.000 ile 50.000 takipçiye sahip olan, YouTube'da ise videoların izlenme ortalaması 10.000 ile 25.000 arası olan hesaplar olarak adlandırılıyor. Bu hesaplar, yani mikro influencer'lar alanlarında uzman olarak kabul görmeye başlamış, yani belli bir alana odaklanmış niş uzmanlar olarak ifade ediliyor. Mikro influencer'larin etkisini arttıran nedenlerin arkasındaki en önemli etken "daha erişilebilir"olmalarından geliyor. MİKRO İNFLUENCER GENEL ÖZELLİKLERİ: *Uzman olarak kabul görülme, *Yüksek etkileşim oranı, *Niş odaklanma, *Markayı savunmaya başlama, *Düşük maliyet, yüksek yatırım dönüşü, *Kolay işbirliği, *Samimi ve içten iletişim, *Yüksek etki gücü, *Sürdürülebilir takipçi kitlesi.
Sayfa 385Kitabı okudu
NANO İNFLUENCER
Katmanın en altında yer alan Nano influencer, Instagram'da 1000 ile 10.000 takipçiye sahip olan, YouTube'da ise videoların izlenme ortalaması 1000 ile 10.000 olan hesaplar olarak adlandırılıyor. Her geçen gün, markaları nano influencer'lar ile çalışma oranları giderek artıyor. Bunun arkasında yatan en önemli birkaç nedeni; maliyet, etki gücü ve özgünlük olarak sıralayabiliriz. NANO İNFLUENCER GENEL ÖZELLİKLERİ: *Özgünlük, samimiyet, *Yüksek etkileşim oranı, *Düşük maliyet, yüksek yatırım dönüşü, *Kolay işbirliği, *Samimi ve içten iletişim, *Etki gücü.
Sayfa 384Kitabı okudu
İnsan en iyi lokantalarda yemek yiyebilirdi, bütün hazlardan payına düşeni fazla fazla alabilirdi, Sao Paulo'da sahneye çıkıp 20.000 kişiye şarkı söyleyebilirdi, gelmiş geçmiş en büyük alkış sağanağına tutulabilirdi, dünyanın öteki ucuna gidebilirdi, internette milyonlarca takipçiye sahip olabilirdi, olimpiyat madalyası kazanabilirdi ama sevgi olmadan hiçbirinin anlamı yoktu.
Sayfa 242 - DomingoKitabı okudu
Reklam
Kitabın 116 ve 117 sayfası aynı nerdeyse . Okuduğum sayfaları tekrar mı okuyorum diye düşünüyorum. Cem Yılmaz'ın oğlunun 13.000 takipçisi olduğu kitapta 3 kere yazılmış. 220 sayfalık kitap toplasan 50 sayfa bile etmiyor
Size kaç takipçi lazım.? :) :)
İnsan beyni yaklaşık 150 ilişkiyi yönetebilir. Buna Dunbar sayısı denir. Biyolog Robin Dunbar, neokortikal nöronların sayısı ile izlenebilecek sosyal ilişkilerin sayısı arasında doğrudan bir ilişki olduğunu savunuyor. Bilgisayar işlemcilerinin bir kapasitesi olduğu gibi, insanın da yürütebileceği ilişkilerin bir sayısı var, bir üst sınırı var
Sayfa 168Kitabı okudu
Bir hayatta YouTube'da 1.750.000, Instagram'da da bir o kadar takipçisi olan, seyahat videolarını paylaşan biriydi ve en çok Venedik'te gondoldan düştüğü videosu izlenmişti. Roma'da çektiği videonun adı "Roma Terapi"ydi. Bir hayatta bebeği resmen hiç uyumayan bekâr bir anneydi. Bir hayatta sansasyonel bir gazetenin
Sayfa 210Kitabı okudu
Çok acıdır, son baktığımda Aziz Sancar'ın takipçi sayısı üç bin civarındaydı, "Göbek atan adam"ın takipçisi ise üç milyona yakın. Ne zaman ki Aziz Sancar'ın takipçi sayısı "Göbek atan adam"ı geçer ancak o zaman refaha ulaşırız. - Birol Biçer
"...Nora ansızın içinde birşey hissetti. Kutuptaki o adada ayıyla karşı karşıya geldiğinde hissettiği kadar gerçek bir korku. Sevgi yüzünden. İnsan en iyi lokantalarda yemek yiyebilirdi, bütün hazlardan payına düşeni fazla fazla alabilirdi, Sao paulo'da sahneye çıkıp 20.000 kişiye şarkı söyleyebilirdi, gelmiş geçmiş en büyük alkış sağnağına tutulabilirdi, dünyanın öteki ucuna gidebilirdi internette milyonlarca takipçiye sahip olabilirdi, olimpiyat madalyası kazanabilirdi ama sevgi olmadan hiçbirinin anlamı yoktu. Nora kök yaşamını düşündüğünde, esas sorunun, onu kırılgan yapan şeyin aslında sevgi eksikliği olduğunu anladı. O hayatta abisi bile onu istemiyordu. Volts ölünce kimsesi kalmamıştı. Ne o kimseyi sevmiş ne de sevilmişti. Kendi içi de hayatı da bomboştu yalnızca umutsuzluğunu hissedebilen bir robot misali oradan oraya gidip normal bir insan gibi davranıyordu yalnızca en temel gereksinimlerini karşılıyordu. Ama orada Cambridge'deki o bahçede sevginin gücünü birilerini gerçekten önemsemenin ve onların da seni önemsemesinin müthiş gücünü hissetmişti evet annesi ile babası bu hayatta ölmüşlerdi ama Molly vardı, Ash vardı, Joe vardı düştüğünde onu tutacak bir sevgi ağı vardı..."
Sayfa 242Kitabı okudu
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.