Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Belleksiz yaşam, yaşam değildir….belleğimiz bizim tutarlılığımız, mantığımız, duygumuz, hatta eylemimizdir. O olmadan biz bir hiçiz.
Sayfa 141 - E kitapKitabı okuyor
Zevk ne yaptığınıza değil, yaptığınız işi nasıl yaptığınıza bağlıdır.
Sayfa 116 - E kitapKitabı okuyor
Reklam
Günümüzün en şaşırtıcı çelişkilerinden biri, boş zamanın bolluğu­na karşın bunun her nasılsa zevke dönüşmemesidir. Yalnızca birkaç kuşak önce yaşamış insanlarla karşılaştırıldığında, zamanımızı iyi ge­çirmek için çok daha fazla fırsata sahibiz, ancak gerçekte yaşamdan, atalarımızdan daha fazla zevk aldığımızı gösteren hiçbir şey yok. Bu­nun için fırsatlar, kendi başına yeterli olmuyor. O fırsatlardan yarar­lanmak için becerilere de gereksinimimiz var.
Sayfa 98 - E kitapKitabı okuyor
Okumak bir etkinliktir, çünkü dikkatin yoğunlaştırılmasını gerekti­rir, hedeflidir ve kişinin okuyabilmesi için yazılı dilin kurallarını bilme­si gerekir. Okumayla ilgili beceriler, yalnızca okuma yazma bilmek de­ğil, sözcükleri imgelere çevirebilme, kurgu kişilerin duygularını anlayabilme, tarihsel ve kültürel bağlamları tanıyabilme, kurgunun devamın­da olacakları tahmin edebilme, bir yazarın biçemini değerlendirebil­me, eleştirebilme ve benzerleridir. Bu geniş anlamında beceri, simge­sel bilgileri yönlendirebilme yeteneğidir.
Sayfa 61 - E kitapKitabı okuyor
Zevksiz bir yaşama katlanılabilir, hatta böyle bir yaşamdan haz alı­nabilir. Ancak bu, şansa ve dış çevrenin işbirliğine dayalı, rastlanması zor bir durumdur. Oysa kişinin yaşantısının kalitesi üzerinde kişisel de­netim kurması için, gündelik yaşamda olup bitenleri zevkli hale getir­meyi öğrenmesi gerekir.
Sayfa 58 - E kitapKitabı okuyor
Haz, düzenin korunmasına yardım eder, ancak kendi başına, bilinçte yeni bir düzen oluşturmaz.
Sayfa 56 - E kitapKitabı okuyor
Reklam
Epic­ çok uzun bir süre önce, "insanlar nesnelerden değil, onları gör­me biçimlerinden korkarlar" demiş. Büyük imparator Marcus Aureli­us ise şöyle yazmış: ''Dışınızdaki şeyler size acı veriyorsa, sizi rahatsız eden o şeylerin kendileri değil, onlarla ilgili yargılarınızdır. O yargıyı silip atmak sizin elinizdedir."
Sayfa 25 - E kitapKitabı okuyor
Gerçekten mutlu insanların sayısı azdır ve çevre­mizde bu gibi insanları görmemiz zordur. Yaptıklarından zevk alan, sa­hip olduklarıyla aklayatkın bir ölçüde doyuma ulaşmış, geçmişinden pişmanlık duymayan ve geleceğe gerçekten güvenle bakan kaç kişi ta­nıyorsunuz?
Öyle zamanlar vardır ki, insan hayat ırmağının akış yönünü değiştiremez.
Sayfa 78
Amacımıza ulaşmaya ne ka­dar yaklaştığımız, yaşam kalitemizin ölçüsüdür. Amacımız ulaşamaya­cağımız kadar uzakta kalırsa, içerler ya da vazgeçeriz; amacımıza en azından kısmen ulaşabilirsek, mutluluk ve doyum yaşarız.
Sayfa 13 - E kitapKitabı okuyor
Reklam
Yaşam bi tercih meselesi bana göre nasıl yaşayacağını insan birazda kendi belirler. Yalnızlığı sevmeyen kendini sevmiyordur. Başkasıyla var'olma gayesi kendine yetemediğindendir. Elbet zaman zaman insan insana gerek duyar ama bunu ihtiyaç, varoluş çabası haline getirmesi kendi eksikliğindendir, kendine güvenmediğindendir. Zaten birini yada birseyi de hep kendimiz için severiz ya. Sende karşılık bulan şeyleri seni tatmin ediyordur iyi yada kötü. Sadece farkında değilizdir sorgulamıyoruzdur çünkü. Freud'a göre insanların bütün tipik davranışları, sorunları vs hep çocukluktan gelme! Hatta daha da bombası kuantum fiziğiyle geldi, bütün insanlığın bilgi birikimi anıları vs senin hücrelerinde kayıtlı! Evet evet bütün insanlık! Ne kadar ilginç dimi ? Enerjiden oluşan bizler sadece bugün değil tüm insanlık geçmişinden akış alıyoruz aslında. E o zaman sen hangi duyguna yada yaşadığın şeye BENİM diyebilirsin ? Kendini ara.. Bide OKU tabi mesela !
……. Öyle zamanlar vardır ki, insan hayat ırmağının akış yönünü değiştiremez…
Sayfa 73 - Can yayıneviKitabı okudu
Öyle zamanlar vardır ki, insan hayat ırmağının akış yönünü değiştiremez.
Bazen şöyle bakıyorum da sayfa akış , paylaşım,beğeni, üyelik , okurluk vb şeylere 1000 kitap okurunun üyelik yönünden üvey evladıyız sanki bazen bakıyorum takipçilerim azalıyor kendiliğinden , bazen etkileşim yok , ister istemez sayfa yönetiminin üye ayrımcılığı yaptığını düşünüyorum.
242 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Değişikti…
Açıkçası çok beğendim çok severek diyebileceğim bir kitap değildi. Değişik bir konusu değişik bir üslubu var yazarın. Ben bu yazarı ilk defa okuyorum açıkçası yazar hakkında da çok fazla bilgi sahibi değilim. Ama benim için en önemli nokta kitabı okuduğumda bana çok fazla şey kattığını hissedemedim. Ayrıca kitabın yazım şekli de diğer romanlara göre farklıydı. genel olarak romanlarda bir tane akış olur ve doğru boyunca ilerler hikaye. Fakat burada olan olaylar karakterlerin gözünden ayrı bölümler halinde anlatılıyor. Bu açıdan değişik bir tür olduğunu söyleyebilirim. İlaveten yazarın anlatımı ve olaylar yer yer kopuk geldi bana.Romanda çok fazla mekan ve zaman yok zaten. Baba ve üç oğlan,bir kız ve bir üvey erkek kardeşin kırsal,tarladaki yaşantıları ,bu sırada annelerinin ölümü sırasında neler yaptıkları ele alınıyor romanda, özellikle anne öldükten sonra olaylar iyice ilginçleşiyor .Ailecek annenin tabutunu elleri ile yaptıktan sonra,onu istediği yere gömmek üzere yola çıkıyorlar.Yollarının üzerinde bulunan bir köprü yıkılıyor ve bu -ırmak - bölgeden karşıya geçerken,tabut suya düşüyor. Burası epey ilginçti. Sonrasında o tabuta noldu tam anlayamadım mesela.Ardından büyük kardeş Cash bacağını kırıyor. Anneyi toprağa vermeye acele ettikleri için,Cash i doktora götürmeyi ertelediler mesela. Değişik açıkçası . Bana çok fazla hitap et onu söyleyemem.
Döşeğimde Ölürken
Döşeğimde Ölürken
William Faulkner
William Faulkner
Döşeğimde Ölürken
Döşeğimde ÖlürkenWilliam Faulkner · İletişim Yayınları · 20231,238 okunma
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.