"İnsan avucunu sımsıkı kapatınca kimse elindekini alamaz, ama elin doluyken sen de başka bir şey yakalayamazsın." (S.226)
12 Yıllık Esaret'in ardından okuduğum ve yine konu olarak çok sayıda benzerini daha önce defaatle bildiğim bir eserdi Kökler! Ama onların içinde içimi en çok acıtan oldu. 6 nesili anlatan bir aile öyküsü ve hikaye Gambiya'dan başlayarak Amerika'nın Virginia tarlalarına kadar uzanıyor. Hikayenin en başında Kunta Kinte isminde, hiçbir zaman unutacağımı zannetmedigim bir karakter var. Gambiya'dan 16 yaşında kaçırılarak Amerika'ya uzanan gemi yolculuğu bile başlı başına okunması en zor bölümlerden! İnsanın insanlıktan nasıl çıktığını okurken kanım dondu.
Müslüman gelenekten gelerek bırakın kültürünü, adını, dilini, nerede olduğunu dahi bilmedigi sadece "kötü" olarak etiketlenmiş bir "toubob" ülkesinde yaşamak zorunda kalmak nasıl bir işkence duygusudur?
Kitabın, Rüzgar Gibi Gecti'nin satış rekorunu kırması beklenmiş. Çok uzun bir süre en çok okunanların zirvesinde yer almış. Eminim kitabı okuyan çok sayıda zenci ağlamadan kendini tutamamıştır. Bunca tutsaklık, kölelik, hayvanlardan aşağı görülmek çok çok acı! Filmini henüz izlemedim. Kitabı kölelelige ve Amerikalı zencilerin kökenini merak eden herkese tavsiye ederim. Kesinlikle iz bırakan bir eser. Keyifli okumalar.
William Shakespeare'in en sevdiğim eseri olan 
Hamlet'iyle...
Kölelik...
"Bir insanın başka birinin malı ve mülkü olması."
Tarihi insanlık tarihi kadar eski olan ve yakın zamanda "KALDIRILAN" oluşum.
Yılanlar ölür mü derilerini değiştirmeleriyle?
Yoksa
