Şehname'de Feridun denilen hükümdar bir semboldür. Firdevsi diyor ki, "Bu adam kendini adalete adamış idi, sen de adil ol, sen de Feridun olursun, Feridun nurdan yaratılmış değildi, sen de adil ol, sen de Feridun olursun." Aynı şeyi Şirazlı Sadi de Gülistan'da anlatıyor: Hüsrev-i Nuşirevan ava gitmiş, kebap yapıyorlar fakat tuz yok, kullar bir köye gidip oradan tuz getirecekler; Hüsrev, "Tuzun bedelini doğru dürüst ödeyin" diyor. Maiyet "O kadar tuzdan ne olacak?" deyince Hükümdar, "Melik köylünün bağından bir elma koparıp yese, kullar arkadan gelip bütün ağacı devirir" diye cevap veriyor. Bu, yağmacılığın yukarıdan aşağıya nasıl yayıldığını anlatan güzel bir cevap.. Bu zihniyet Şirazlı Sadi ile ta 13. asra kadar geliyor.