Gani Bozarslan ismini yıllar evvel rahmetli Hasan Hüseyin Demirel'in bir şarkısı vesilesiyle tanımıştım:
"İstanbul'da
Boğaziçi'nde
Yatar bir Bozarslan
Yapraksız dallara konmuyor kuşlar
Telgraf tellerinden geçiyor acılar"
Yıllar sonra bu sözlerin aslında bir dosta yakılan ağıt olduğunu öğrenecektim Demirel'den. Gani Bozarslan, 1954 yılında Diyarbakır'da başlayıp 10 Mayıs 1978 tarihinde "faili meçhul" bir şekilde henüz 24 yaşında aramızdan ayrılırken yaptığı çeviriler ve yazdığı onlarca şiir ile birlikte aydınlık bir yürek bırakıyordu bizlere.
Bozarslan'ın Parti, Günışığı, Nardalı isimli kitabı sosyalizm inancıyla dolu devrimci bir coşkuyla yazılmış şiirlerden oluşuyor. Kitabın sonunda 1300'lü yıllarda Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşamış ozan Feki Teyran'dan Türkçe'ye çevrilmiş beş adet şiir yer alıyor. Ayrıca Celâl Üster tarafından yazılan önsözde de şair hakkında bilgiler yer almakta. İdeolojik bakış açısıyla yazılmış metinlere ilgi duyan okurlara hitap eden arşivlik bir eser diyebilirim "Parti, Günışığı, Nardalı" için.
Bugünkü doktorların da bazen kullandıkları bir usulü 1300 senesinde Montpellier’de tıp dersleri veren Arnoldus Villanovanus adındaki adam talebesine şöyle tavsiye etmiştir: İdrarı tahlil edip bir şey bulamazsanız bir karaciğer obstruction’u mevcut olduğun söyleyiniz. Hasta baş ağrısından şikayet ederse bu ağrının da karaciğerden geldiğini söyleyiniz. Fakat bilhassa obstruction kelimesini çok kullanınız. Çünkü hastalar bundan bir şey anlamazlar ve onların anlamayacakları şeyleri söylemek çok tesirli bir usuldür.
1300 yıl sonra dirileceksiniz demişti. Adınız dünya batıncaya kadar unutulmayacak demişti. Bir ırmağın kıyısında dövüşeceksiniz demişti. Büyük günler yaklaşıyor demişti.
Sayfa 210 - Kıraç Ata'nın sözleri / Bozkurtların ÖlümüKitabı okudu