İlk hafta tatili
Sümerliler yine ayın görünüşüne göre, ayın günlerini 7 günlük 4 haftaya bölmüşler. Ayın 7, 15, 22 ve 28. günleri haftasonu olarak çeşitli kurban törenleriyle kutlanmış. Öğrencilere, işçilere bugünlerde tatil verilmiş, böylece ilk haftasonu tatili başlamış.
Sayfa 208Kitabı okudu
Özel olarak müslümanın tatil anlayışını konuşmadan önce müslümanca çalışma şartlarını konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Yol dahil günde yaklaşık 15 saatini işe ayıran bir kişi, hayatını nasıl müslümanca tanzim edebilir ki?
Sayfa 48Kitabı okuyor
BİN YILDIZLI OTELDE BİR SAATBİN YILDIZLI OTELDE BİR SAAT
Selam dünyanın şahanesi,
Rüyaların en güzel durağı, en güzel bahanesi...
Rüzgârında savrulurken, Hazar denizine düşerek sönen...
Işık cümbüşlerinde alev topuna dönmüş sevdaların şehri...
Bakü... Biliyor musun? Duyuyor musun beni?
Yılları beni eskiciye satarken yakaladım bu sabah...
...Y...
Önce babası sonra da annesi terk etti Nani’yi. Suç ve tehlikenin kol gezdiği Lizbon varoşlarında, yokluk içinde büyüdü. Her gol sonrası attığı perendeler gibi, hayatı defalarca tepetaklak oldu ama Nani hep futbola sığındı. Yaşadıkları onu daha da kamçıladı. Ve film gibi hayatın devam bölümleri için rotayı bu kez İstanbul’a kırdı. Kardeşleri ve
15 dakika yemek için 8 saat çalışıyorsun,
5 saat uyumak için 8 saat çalışıyorsun,
2 hafta tatil yapmak için 1 yıl çalışıyorsun, Yaşlanınca emekli olmak için tüm hayatını harcıyorsun Ve düşünebildiğin tek şey son nefesin oluyor.
Sonunda farkettiğin tek şey hayatın
Kendini unutturmak için çabaladığın.
Parodiden başka bir şey olmaması.
Maddiyata ve sosyal köleliğe öylesine alıştırıldık ki
Zincirlerimizi göremeyecek hale geldik.
Hayat kısa bir yolculuk yaşadığından emin ol.
Anılar biriktir
Maddi şeyler değil.
Karalama2
...?...?/1989...
Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik
Belalar Namazla Kalkar
Ismailağa 28 Şubatçıların baş hedefiydi. Sürekli medreselere baskın yapılır, içerisinde Kur'an-ı Kerim ve İslâmi ilimler okutulan daireler "örgüt evi" gibi gösterilir, bir gencin cübbe, bir kızın da çarşafla sokağa çıkması vatan ihanetinden daha şeni görülürdü. Bazı medreselerin camları mdf ile kapatılır, içeride insan yaşamadığı izlenimi verilir, talebe 15 günde bir dışarı çıkardı. Sürekli medresesi kapatılan bundan dolayı da ağır cezalar alan bir hocaefendi huzura gelip "Artık dayanmaya mecalim kalmadı. Müsaade ederseniz medreseyi süresiz tatil edelim." deyince Efendi Hazretleri, -Bu çocuklar evlerinde ders okuyabilecek mi?
-Hayır.
-Cemaatle namaz kılabilecek mi?
-Hayır!
-Teheccüde kalkabilecek mi?
-Hayır!
Müslümanların üzerinde bir musibet varsa bu, medreseleri kapatarak değil, daha fazla açarak giderilir. Daha çok duaya ve teheccüde muhtacız. Allah Teâlâ belaları yatarak değil, sabır ve namazla üzerimizden kaldırır: "Ey Iman Edenler! Sabır ve namazla Rabbinizden yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.
Diaspora
MS 1. yüzyılın başlarında hemen hemen her Roma şehrinde, 'şehrin nüfusunun %10'u ile %15'i arasında değişen' büyük bir Yahudi nüfus vardı. İskenderiye nüfusunun büyük bir yüzdesini meydana getiriyorlardı. Öyle ki, Mısır'daki bu Yunan şehri aynı zamanda bir Yahudi şehriydi de. Roma şehrinde de dikkati çekici bir varlık gösteriyorlardı ve Julius Sezar onların desteğini kazanmaya çalışmıştı.
Bu diasporanın Yahudileri, görünmeyen tek bir tanrıya olan inançları, perhiz kuralları ve bir gün tatil yapmalarıyla farklı bir topluluk olarak kimliklerini korumuştu. Bu görenekler onların çevrelerindeki nüfus içinde erimelerini önlemişti. Ayrıca Kudüs'ün bakımı için düzenli miktarlarda ödeme yapmaları bekleniyordu ki, şehrin zenginliğinin önemli bir kısmı buna bağlıydı ve Fısıh bayramı için şehri ziyaret etmelerine izin veriliyordu. Perhiz ve sebt (şabat) gününe (cumartesi) ilişkin kurallar, Yahudi olmayan nüfusla birlikte çalışmayı ve sosyalleşmeyi zorlaştırarak biraz sıkıntı vermiş olmalı. Ancak kendi sinagog toplantılarına odaklanan cemaatleri varlığını sürdürdü - göçmen cemaatleri de kiliseler ve camilere muhtemelen benzer nedenlerle odaklanmıştır.
Sayfa 97Kitabı okudu
