"Türküm” ya da “milliyetçiyim” diyemeyenler, demek istemeyenler hiçbir karşılığı olmayan “Türkiyeliyim” ya da “Türkiye milliyetçisiyim” diye uydurma bir tanım ürettiler. Haberin Devamı Bu tartışma 100 yıl önce 1924 Anayasası’nda, “Türkiye’de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese ‘Türk’ denir” şeklindeki Türklük tanımı
Arap olmamam, Filistin'i savunmayacağım anlamına gelmez; Türk olmam, başka mazlum milletlerin acısını paylaşmayacağım mânâsına gelmez; devletimi seviyor olmam, onu eleştirmeyeceğim demek değildir; hiçbir partiye oy vermemem, bütün partilere düşman olduğumu ifade etmez; 15 Temmuz'u şaibeli görmem, darbeyi desteklediğimi göstermez; İslâmcılığı eleştirmem, İslâm dairesinden çıktığıma delil değildir; Atatürk'ü veya dar anlamda Kemalizm'i tenkit etmem, inkılâpçılığa karşı olduğuma kanıt olamaz; muhafazakârlığı köhneleşmiş addetmem, onun yenilenemeyeceğini düşünmemi gerektirmez..
Reklam
SIR İDRAKİ...
- "(...) Sır idrâki içinde, formdan düşünceye ve tutkuya ilerleyen gerçek sanatçı, imgeyi, temsil ettiği objeden koparıp, “model” yerine “vesile”de temsile yönelirken, üslûplaştırma ve tecrid kabiliyeti nisbetinde de işaretten işaret edilene doğru yürüyecektir. Varlık mertebelerinde yükseldikçe mesafeler kısalacak, bilinenden bilgiye, kesretten vahdete ulaşma yolunda ciddi bir mesafe katedecektir. Meseleye, İbda Mimarı
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
'nun “resim redd kökündendir.” tesbitinin tedai ettirdikleri sadedinde bakarsak; İlâhî olanın ebediliğini ve ifade edilemezliğini madde halinde dışa vuran zihin, tecrid ve stilizasyonunda (eşyayı hükümlerinden soyma) "redd"ini o raddeye vardırmalı ki, sanatkârın ruhundan eserine üflediği son nefes, “Lâ ilâhe illallah” olarak çıksın! (Mevlüt Koç, "Hayatın kökeni sırdır, sır idraki güzellik idrakidir",Aylık Dergisi 155. Sayı, Temmuz 2017'den iktibas, barandergisi.net, 15 Mart 2024)
BAŞ SEMBOL: GÜZELLİK...
- (...)“Allah her ân bir şe’ndedir.” ve “âlemde her bir şey Hakk’ın kendisine mahsus tecellilerinin mazharıdır.” Sır idraki güzellik idrakidir ve güzellik, bu tecellilerin aslî niteliğidir. İslâmî sanatın tüm dallarında, şuurlu bir biçimde gözetilen asıl gaye bu güzelliği ortaya çıkarmaktır. Peygamberimiz bir hadis-i şerifinde, “Allah her şeyde ihsanı farz kıldı.” buyuruyor. İhsanı da “Allah’a, âdeta O’nu görüyormuş gibi kullukta bulunmak.” olarak tanımlıyor. Dolayısıyla Müslüman olan bir kimse, kul olmanın bilincine vardığı nisbetde teslimiyeti güzelleşecek, teslimiyetinin güzelliği nisbetinde de îmânı güzelleşip görünür hale gelecektir. Bu süreçte güzellik baş semboldür. Ve güzelliğin, dinî hakikatlerin izharında, tüm dünyayı bir anda gözlerimizin önüne sermek gibi bir özelliği vardır..." (Mevlüt Koç, "Hayatın kökeni sırdır, sır idraki güzellik idrakidir",Aylık Dergisi 155. Sayı, Temmuz 2017'den iktibas, barandergisi.net, 15 Mart 2024)
TEVHİD ve TENZİH İLKESİ...
- "İslâm dünyasının ortak hafızasını, dolayısıyla da ortak kültürünü şekillendiren ana yapı, mukaddes kitabımız Kur’ân-ı Kerim’dir. İslâm sanatı, bu yapının belirlediği bir Tevhid ve tenzih ilkesi temeline oturur. Gaye, bir ve her şeyden münezzeh olan Hakk’ı âlemin Rabb’i olarak tanımaktır. Ancak “var olanın görünebilmesi için varlığın açılması gerekir.” Böyle bir bilgi ise önce âlemi tanımakla mümkün olabilir. Zira hayatın kökeni sırdır ve İslâmî sanatların, suretlerde tecelliye gelmeyen mânânın taşıyıcısı olmak, sürekli yenilenen yaradılışı yeniden temsil gibi bir misyonu vardır... (Mevlüt Koç, "Hayatın kökeni sırdır, sır idraki güzellik idrakidir",Aylık Dergisi 155. Sayı, Temmuz 2017'den iktibas, barandergisi.net, 15 Mart 2024)
ÎMÂN: BEDÎÎ OLANLA BEDÎHÎ İLİŞKİDİR...
- "İmam-ı Gazzâlî Hazretlerinin buyurduğu gibi; “tamamlık arz eden estetik bir tecrübede ilim vardır, hâl vardır ve ef’âl vardır.” Dolayısıyla, bu hâli kuşanmadan yapılan ibadet, ibadet edenin tabiatının hicabı altında kalır ki, ruhsuz biçimcilikten ibarettir, zevk hâsıl etmez. Zira iman, bedîî olanla bedîhî bir ilişki içindedir ve ancak ahlâkî ve estetik bir düzeyle tezahür etmekle güzelleşir; biz de lâtifin kesifte seyrine şahitlik ederiz… Ve bu hâl tüm letafet ve zarafetiyle ef’âle yansır. Ancak iman-ihsan alâkasını ve bunların her şeyden daha zarif diyalektiğini dikkate almadığınız zaman, iyi, doğru ve güzelden zevk alıp bunları ruhunuza katmanız imkânsızdır. Çünkü fiillerde esas, sağlam bir yaratılışa dayanan imandır. Sahih bir kurala dayanmayan her söz ve davranış ise değersizdir. Zira “doğrunun olmadığı yerde güzel de yoktur.” Beline eşsiz hakikati kuşanmayan güzel, çirkinin yokluğundaki güzeldir. Dolayısıyla İslâm’a muhatap anlayışı temin edecek zihnî bir birikime sahip olmadan, İslâmî zevki yansıtan eserler ortaya koymak, hâl sahibi olmak, hâli ef’âla giydirmek zor, hatta imkânsızdır..." (Mevlüt Koç, "Hayatın kökeni sırdır, sır idraki güzellik idrakidir",Aylık Dergisi 155. Sayı, Temmuz 2017'den iktibas, barandergisi.net, 15 Mart 2024)
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.