Almanya Tarihi
1526 yılındaki Mohaç Savaşı'nın ardından Karl'ın küçük kardeşi Ferdinand, Bohemya ve Macaristan'ın egemenliğini de Habsburg mülküne katacaktı.
Sayfa 46 - Boğaziçi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Yeni liberal fikirler, önceki nesillerdeki pozitif ve akli karakteri kaybettirdi. Gençler artık mistik bir sıcaklık ve dini denilecek bir heyecanla dolu idiler. Umutlar ve rüyalar ikliminde genç Lütherci Slovakların kalbi Slav milliyetçiliğini kucaklamak için çarpıyordu. Jan Kollár {1793-1852) ve Pavel Jozef Šafárik {1795-1861) Panslavizm'in ilk iki öncüsü oldular. Kollar şair, Safarik teorisyendi. Bu devirde Çeklerde ve Slovaklarda milli şuur henüz net değildi. Bohemya'da Slavca konuşanlara "Çek" deniliyordu. Fakat Çek dilinde bu terim çoğu Almanca konuşan Bohemya'da oturan bütün halkı ifade ediyordu. Moravya'da, Bohemya'nın doğusunda Slav dilini konuşanlara "Moravyalı" deniliyordu. Ancak bunlar ağır ağır ve gelişen bir biçimde Bohemya Çekleri olduklarını ve Çek halkına mensubiyetlerini kabullendiler. Moravya'nın doğusunda, Karpat sıra dağlarının ötesinde Tatras tepelerinin eteğinde farklı lehçelerle konuşan ve lehçeleri Moravyalıların lehçelerine oldukça yakın Slovaklar yaşıyorlardı. Bohemya ve Moravya'nın ortak bir geçmişi vardı. Onlar birlikte bağımsız bir krallık kurmuşlar ve 1526 yılında Avusturya'nın Habsburg Hanedanına bağlanmışlardı.
Reklam
KANUNÎ SÜLEYMAN (1520-1566)
1526-1547 döneminde İmparator ve Papa ile Osmanlı Devleti arasındaki çetin mücadele iki cephede, Orta-Avrupa'da kara cephesi ve Akdeniz'de deniz cephesinde sürecek ve Osmanlı'ya karşı 1538'de Papa'nın çabalarıyla bir Kutsal Liga (ittifak) kurulacaktır.
Sayfa 153 - TÜRKİYE İŞ BANKASIKitabı okudu
Bohemya ve Moravya'nın ortak bir geçmişi vardı. Onlar bir-likte bağımsız bir krallık kurmuşlar ve 1526 yılında Avustur-ya'nın Habsbourg Hanedanına bağlanmışlardı.
O dönemde Osmanlıların Otlukbeli Savaşı'ndan (1473) bu yana ilerlettikleri tüfekli savaş düzeni, sadece Doğu dünyasında değil Batı dünyasında da yeni bir gelişmeyi ortaya koyar. Osmanlılar, Mohaç Savaşı'na (1526) kadar bu tip savaş usulünü Akkoyunlular, Safeviler ve en son da Memlükler karşısında uygulamışlardır. Bu bakımdan Memlüklerin sadece ateşli silahlardan nefret etme gerekçesine odaklanılması doğru bir yaklaşım değildir. Onlar eşit güçlerle karşı karşıya gelmiş oldukları Osmanlıların bu alışılmadık, yepyeni savaş düzeninin kurbanı olmuşlardır.
Bir an gözlerini, dokun pas ve zift kokan iskelesinden çok uzaklara dikti Vehimi, "Mohaç ovasındaydık oğul. 20 Zilkade 932, Çarşamba (20 Ağustos 1526) seher vaktiydi. Hafifçe çiseleyen yağmurun altında sabah namazını birlikte kıldığımızı anımsıyorum; ardından Hünkarımızın, zırhının üzerinde kızıl pelerininin etekleri hafifçe dalgalanırken yaptığı duasını da: 'İlahi! Kuvvet ve kudret senin, İlahi! Zafer senin, inayet senin, himaye senin, karşında aciz bir bölük olan bu Muhammed ümmetini yerindirme, kuvetli düşman kafirlerini sevindirme!'" "Bu dua tüm orduya münadiler aracılığıyla yayılırken bizler hep bir ağızdan, 'Amin!' diyorduk. Ardından ak küheylanıyla alaylar arasında dörtnala gezinmiş ve askerine hitap etmişti Muhteşem Süleyman: 'Ey Mübarek Sancak-ı Şerif altında toplanan Müslümanlar! Ey yeniçeriler, azaplar, sipahiler, humbaracılar, çarhacılar, akıncı beylerim, erlerim, erenlerim, askerlerim! Cümle alem bilir ki, Müslümanlar, yalnız ve yalnız Allah rızasını kazanmak için cenk ederler. İşte bizler de buralara kadar, İslam dininin yayılmasına mani olmak isteyen fitnecilerle harp etmeye geldik. Ölürsek şehidiz,kalırsak gazi... Gayrı göreyim sizi!'"
Reklam
197 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.