İbnü'l-Arabi, her bir yaratılmışın Allah'a kul/köle olduğu yönündeki görüşlerini açıklarken sürekli, “Rabbiniz ancak O'na kulluk etmenize hükmetti (kazâ).” (İsrâ 17/23) ayetine istinaden ubüdiyetin farklı vechelerine işaret etmektedir. O, ayette geçen “kazâ” kelimesini “emretti” şeklinde tercüme etmek yerine kelimenin lügat anlamıyla paralel düşecek tarzda, hükme bağlamak, karar vermek anlamında “hükmetti” şeklinde tercüme etmektedir. İşte ayetin bu şekildeki bir yorumu, her âbidin ibâdetindeki yegâne gayenin Allah (c.) olduğunu ve Allah'tan başka hiçbir şeye kendi zâtı için ibâdet edilemez oluşunu açıklamaya imkân tanır. Zira Allah (c.) bir şeye hükmetti mi kulun bunun hilâfına davranması mümkün değildir. Ontolojik olarak bu asli kulluğunun farkına varamayıp şer'an belirlenen ilâhi bir yolu takip etmeyenlerin hatasıysa, Allah'ın kendileri için teşri” etmemiş olduğu husüsi bir ibâdet şekline bağlanmamasından ibarettir.”
BİR FELSEFE ÖĞRETMENİNİN YANLIŞLARI Bütün Türklerin dayanağı ve belkemiği olan Anadolu Türklerini her şeyden önce düşünmek, onları kalkındırmak anlamında olan makul Anadoluculuğun yanında, bir de, Anadolu dışındaki Türkleri defterden silmek, hattâ onlara düşmanlık gütmek gibi yıkıcı bir Anadoluculuk vardır ki son zamanlarda genişlemek istidadını
Reklam
Bütün Alıntılar
Sağlıklı Bir Zihin İçin Öneriler 1- Az yiyin. Kalori kısıtlaması ve egzersizin tıbbi olarak ömrü uzattığı biliniyor. 2-Günde bir kez gerçekten açlık
Sağlıklı Bir Zihin İçin Öneriler 1- Az yiyin. Kalori kısıtlaması ve egzersizin tıbbi olarak ömrü uzattığı biliniyor. 2-Günde bir kez gerçekten açlık
Sayfa 102Kitabı okudu
Yeniden Ulusal Sorun ve Sultan Galiyev’in Bolşevik Parti’den Tasfiyesi Sultan Galiyev’in liderliğindeki Müslüman sosyalistler, hedefledikleri, Sovyet rejiminden bekledikleri istemler legal yoldan, meşru yoldan gerçekleşemeyeceğini anladıktan sonra faaliyetlerini başka yolardan, kapalı yollardan yürütmeye karar verdiler. Bu amaçla 1919
Stalin, KGB olanaklarından çok iyi yararlandı. İlk kurbanlarından biri de Sultan Galiyev’di.L enin ile Parti Genel Sekreteri olan Stalin arasındaki ilişkilerin kötüleşmesine paralel olarak 1922-1923 yıllarında Sultan Galiyev ile Stalin arasındaki ilişkiler de iyice bozuldu. Onuncu Bütün Rusya Sovyetler Kongresinde (23- 27 Aralık 1922) de Sultan Galiyev, Müslüman sosyalistlerin “ulusalcı” düşüncelerini tekrar dillendirdi. Bu kongrede Sultan Galiyev, Tataristan ve diğer otonom cumhuriyetlerin statüsünün yükseltilerek Rusya gibi bağımsız cumhuriyet haline getirilmesini savundu. Oysa Stalin, özerklik düşüncesine kesinlikle karşıydı. Ulusal sorun, en şiddetli şekilde ilk kez 17-25 Nisan 1923 tarihlerinde 12. Rusya Komünist Parti Kongresi’nde tartışıldı. Stalin, bu sıralarda Sultan Galiyev’e karşı olan güvensizliğini artık açıkça gösteriyordu. Galiyev’i Ulusal Sorunlar Halk Komiserliği üyeliğinden çıkarmak için bahane arayan Stalin, böylece siyasi hayatına da son vermek istiyordu. Bu arada, Stalin, kendi ulusal politikasını eleştiren Lenin’in vasiyetnamesinin açıklanmasına da engel olmuştu. Özellikle, Gürcistan; Ukrayna ve Tataristan gibi merkeze karşı güvensizlik içerisinde olan bölge temsilcilerinin, ulusal sorunlarını gündeme getirdikleri toplantı, Lenin’in vasiyeti de bilinmediği için Stalinist tezlerin zaferiyle sonuçlandı.
Reklam
Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir heyet, Gülcemal vapuru ile Çanakkale”ye gitti. Sahillerden bakarak gûya şehitleri ziyaret etti. Hattâ bu yıl, garip bir tesadüfle İngiliz donanmasına mensup askerler de karaya çıkarak kendi mezarlarını ve âbidelerini ziyaret ederken bizimkiler yalnız denizden, o kahramanlık meydanına bakarak hasretli ahlar
Yüzyılın başlarında doğup, bir imparatorluğun çöküşüne ve Cumhuriyetin kuruluşuna tanık olanlar erken olgunlaşmışlar. Babam da 20 yaşında hayata atılıvermiş. Yaz tatilinde Yozgat'tan İstanbul'a kendini dar atan babam, 17 Ağustos 1928 tarihli mektubunda Mehpare'ye şunları yazar:"ErenköyÜ ne gittim. (Salih amcasının evine) Dört gün kaldım.
ESERİ OLMAYAN EŞSİZ PROFESÖRLER Üniversiteler, milletlerin beyni olmalıdır. Çünkü orası en seçkin bilginlerin, araştırıcıların toplandığı yerdir. Türkiye’de böyle düşünüldüğü için üniversitelere muhtariyet verilmiş, öğretmeni ve öğrencisiyle üniversite seçkin bir çevre olarak tanınmıştır. Fakat gerçek hiç de böyle değildir. Üniversitelerde gerçek
1,000 öğeden 921 ile 930 arasındakiler gösteriliyor.