Son yıllarda dünyada ve ülkemizde kaygı bozuklukla. ri başlığı altında travma sonrası stres bozuklukları da yer almıştır.
Ruhsal bozukluğu, hastalığı olmayan kişilerde doğal afetler, insanların yol açtığı felaketler, ciddî kazalar, yangin, ölüm, cinsel saldırı, işkence, terör, ayaklanma, ihtilâl, iç savaş gibi, bireyin bedensel, ruhsal, toplumsal yaşamını tehdit eden olaylar karşısında ağır stres tepkisi birdenbire ortaya çıkar, genellikle zamanla azalır ve geçer.
Travma sonrası stres bozukluğunda, kişi sürekli olarak endişe, kaygı, korku, çaresizlik, dehşet içinde yaşar. Olayı anımsamak, düşünmek, konuşmak istemez. Olayı ya da olayın bir yönünü anımsatan, çağrıştıran durumlar, kişiler, nesneler karşısında kaygı düzeyi yükselir. Korku ve panik belirtileri ortaya çıkar. Ruhsal dalgınlık, donukluk, durgunluk, ilgisizlik, gerçek dışı değerlendirme, başkalarıyla, çevreyle ilişkinin azalması, uyumun bozulması, genel kaygı bozukluğunu ya da ruhsal çöküntüyü düşündüren belirtiler, yakınmalar, dehşet veren düşlemler, düşler görülür. Bu belirtiler üç aydan fazla sürerse bozukluğun, hastalığın uzaması, kronikleşmesi söz konusu olabilir.
Ülkemizde 17 Ağustos 1999 depreminden sonra yüzlerce, binlerce, travma sonrası stres bozukluğu olan çocuk ve genç ortaya çıkmıştır.