Siyasi alandaki devrimler
• Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
• Ankara'nın Başkent olması (13 Ekim 1923)
• Cumhuriyetin ilânı (29 Ekim 1923)
• Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924)
• Çok partili rejim denemeleri (1924 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 1930 Serbest Cumhuriyet Fırkası)
• Kadınların seçme ve seçilme hakkının tanınması (1930
17 Nisan 1940'ta kabul edilen Köy Enstitüleri Kanunu ile birlikte Tarım Bakanlığı'nın saptadığı 11 değişik yörede köy enstitüleri açıldı. 1937-38'de açılmış olan 3 öğretmen okulu da enstitüye dönüştürüldü. Enstitüye alınacak çocuklar 5 yıllık köy okullarını bitirenler arasından seçiliyorlardı. Enstitüde 5 yıl okuyorlar, fakat bu
Jandarma General Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis 17 Şubat 1993'te uçakta kazası sonucu şehit düştü. Nisan ayında, bölücü örgüte yönelik etkili bir operasyon planlanmıştı. 14 Nisan'da başlayacak bu operasyoa "Orgeneral Eşref Bitlis Operasyonu" adı verilmişti. Plana göre, operasyondan önce herkesin görev bölgesinde olması isteniyordu...
“Bizler için cahil, görgüsüz diyenler var, onlara ne dersin?"
"Halep ordaysa arşın burda kardaşım, gelsinler imtihan olalım. Kuru lafa karnımızı doyurdular.”
Gerçekten, kitabın öğretici bir araç olarak kabul edildigi köy enstitülerinde, gazete ve dergilerin yanında bilhassa dünya edebiyatından seçilerek çevrilen klasik eserlerin okunmasına büyük yer verilmiştir. Esaslı bir okuma alışkanlığının yanında denemeleriyle bilgilerin, serbest tartışma yonüyle fikirlerin pekişmesine verilen önem, değeri anlatılamıyacak kadar büyük olmuştur. Bizleri, ilkel demekle yanılmış olmıyacağımız bir hayatın içinden alan enstitüler benliğimize sindirdiği, okuma, çalışma, deneme, körü körüne inanmama alışkanlıgını ve ulusal meselelere çare için çalışmayı her şeyin üstünde tutma karakterini vermeyi birinci plan görev saymıştır.
« Devlet eliyle köylere yollanan tek ışık öğretmenlerdir. Bu ışıklar zamanla çeşitlenecek, köyler daha çok aydınlanacaktır.
!!! Ama bu aydınlığı, orada gün sayan, ayrılmak için fırsat arayan öğretmen vermeyecektir.»
« Bugün memleketimizde iki tip öğretmen vardır. Birincisi 'kültür' adı verdikleri kitabı bilgilerle beslemiş olan ve okul çatısı altında bu bilgiyi yayan tip. İkinci tip öğretmen ise, 17 Nisan 1940 da çıkan 3803 sayılı kanunla köy enstitüleri hareketinden sonra yetişmiş öğretmen tipi.
(...) Köy Enstitüleri robot değil, düşünen, düşündüğünü uygulayan öğretmenler yetiştirmiştir. Ezbercilikten bu memleketin neler kazandığını ise birbirimize sormadan kestirebiliriz. »
« 1951'de Milli Eğitim Bakanlığınca uzman olarak getirilen Dr Wafford ' Köy Enstitüleri, Türkiye'nin eğitimin sahasında yaptığı hareketlerin en başarılısı ve başta gelenidir. ' dedi. Daha birçok yabancıları da zaman zaman kanılarını aynı şekilde söylediler.»
Çocuğun konuşamamasını bir hata saymıyorum. Bunlar asırlardan beri sustukları için elbette birden bire konuşamazlar. Bunlara ilk öğreteceğiniz şey konuşturmak, konuşmalarını ve düşüncelerini söyleyebilmelerini sağlamak olmalıdır!
Bir özentiden meydana gelmemiş, kitabi fikirlerden çıkmamış olan, kendi gerçeklerimizin ilham etttği Köy Enstitüleri, köylere canlı, devrim öncüsü öğretmenler gönderecekti. Mesele halledilmeden zamanın zihniyetine kurban oldular.