TARİHLER VE OLAYLAR (1950-1960) 02 Nisan 1950: Milliyetçiler Federasyonu kuruluyor. 14 Mayıs 1950: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının sonu. Seçimi Demokrat Parti kazanıyor. 21 Eylül 1950: Atsız, Haydarpaşa Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayin ediliyor. 04 Ekim 1950: Türkçüler Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu. Başkan: Nihâl Atsız. 06
09 Eylül 1946 tarihinde Atsız, mahkemeye bir dilekçe göndererek Cihat Savaşfer'in ifadesinin işkenceyle alındığını, işkence yerlerinde mahkemenin teftiş yapması gerektiğini bildirmiş, ancak hâkimler bu talebi reddetmişlerdir (Küçükalcan 2016a: 223). Dava 29 oturum sürmüş ve 31 Mart 1947'de sona ermiştir. "Duruşma hâkimi Albay Şevki Mutlugil'in okuduğu karar özetinde 3 Mayıs 1944'te yapılan ve davaya mebde olan nümayişin, Ankara gençliğinin sırf milli duygularından doğduğu" belirtilmiş ve "bu nümayiş, millî bir ideolojinin, milli olmayan bir ideolojiye karşı tepkisinden ibarettir." denilmiştir. Kararda hükümet darbesi kastının bulunmadığı, "mantıken de buna imkân olmadığı" ve iddiaların aksine sanıkların "millî bir gaye için çalıştıkları” belirtilerek hepsinin beraat ettikleri belirtilmiştir (Deliorman 2013: 80). 01 Eylül 1947 tarihinde Arif Türkdoğan'a yazdığı mektupta davanın bitişiyle ilgili olarak Atsız şunları söylüyor: "Gerçi beraat ettik. Fakat dâva henüz bitmedi. Biz 17 Mart'ta beraat etmiştik. Sıkıyönetim Kumandanlığı, bu beraat kararını 24 Nisan'da temyiz etti. Askeri Yargıtay henüz bir karar vermedi." (Hacaloğlu 2013: 34).
Reklam
Öner ve Yücel Davası: 31 Mart 1947'de Atsız, Zeki Velidî ve arkadaşlarının beraatıyla sonuçlanan Irkçılık-Turancılık Davası'nın yankıları 1947 yılında başlayan Öner ve Yücel Davası ile devam etmiştir. Dava, 29 Ocak 1947'de İçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer'in TBMM'deki bir konuşması ve Fevzi Çakmak'ın 05 Şubat
"Prof. Edward Weisband, 1974'te yayınlanan '2. Dünya Savaşında İnönü'nün Dış Politikası' adlı eserinde, İnönü'nün 'Atsız'ın yayınladığı mektupların hazırladığı fırsatı kaçırmak' istemediğini yazıyor ve şöyle devam ediyor: 'İnönü'nün (bu yolla) Sovyetleri yatıştırma çabası yine de başarısızlığa uğradı. İnönü, Turancıları ezerken... Sovyetlerin Türkiye'ye karşı takındığı tutumu etkilemek istemiş. Ancak bunda da hayal kırıklığına uğramıştı. Ruslar Turancıların yargılanmasını maskaraca bir oyun olarak nitelendiriyorlardı.' (s. 320). 1944'te bir makale yayınlayan İngiliz Review dergisi ise, Türkçü tevkiflerini Ankara hükümetinin 'Moskova'dan iyi not alma' çabasına bağlamaktaydı (15/11.1944, sayı: 37, sayfa: 181). C. W. Hostler de, 1952'deki yazısında ve daha sonra 1957'deki kitabında bu hareketi İnönü'nün 'Sovyetler Birliği'nin gözüne hoş görünmek' diye niteliyor (Trends in Pan-Turanism. Middle Eastern Affairs, Ocak 1972; c: 3, sayı:1)" (Türkkan 1988: 185). 01 Eylül 1947 tarihinde Arif Türkdoğan'a yazdığı mektupta davanın bitişiyle ilgili olarak Atsız şunları söylüyor: "Gerçi beraat ettik. Fakat dâva henüz bitmedi. Biz 17 Mart'ta beraat etmiştik. Sıkıyönetim Kumandanlığı, bu beraat kararını 24 Nisan'da temyiz etti. Askeri Yargıtay henüz bir karar vermedi." (Hacaloğlu 2013: 34). .... Atsız da 23 Temmuz 1946'da yazdığı mektupta "Bizim davamız, Ruslara kompliman yapmak yüzünden çıkmıştı." (Hacaloğlu 2013: 33) diyerek aynı görüşte olduğunu belirtir.
02 Mayıs saat 17.00'de Atsız, Cemal Oğuz Öcal ile birlikte Hüseyin Namık Orkun'un Bahçelievler semtindeki evinde akşam yemeğindedir. Polis Kolejinde de hocalık yapan Hüseyin Namık Orkun bazı polisleri de özellikle yemeğe çağırmıştır ("1944-1945 Irkçılık Turancılık Davası", Orkun 28, 13 Nisan 1951: 13).
OSMAN BATUR
Komünist birlikleri Osman Batur'un yakalanması için 8. Kızılalay'ı görevlendirdi. Osman Batur son savaşını yaptığı Kayız'da 17-18 Şubat gecesi Çin Kurtuluş Ordusu'na esir düştü 16 Mart'ta Urumçi'ye götürüldü. Ağır işkencelere maruz kaldı. Önce kulakları, sonra elleri kesildi. Kızı Azapay'ın da esir olarak çalıştırıldığı bir elbise imalâthanesine götürüldü. O halde Urumçi sokaklarında dolaştırılırken dahi (Ben ölürüm lakin dünya durdukça benim mil- letim cihada devem edecek!" diye bağırmaktan geri durmadı 29 Nisan'da Çin askeri, onu kuruşuna dizerek idam etmek için toplandı. Batur "Allahu Ekber!" deyince üzerine kurşun yağdı. Çin ordusunu bozguna uğratan kahraman sanki namaz kılıyor gibi önce dizleri üstüne düştü, sonra göklere yükselmek için secdeye kapandı, ruhunu uğrunda her şeyini feda ettiği Rabbine şehit olarak teslim etti..
Reklam
"Ölmüş bir Alman arkadaşının üzerine eğilmiş bir Alman askerinin resmi 17 Nisan 1915 tarihli War Illustrated'de(Masterman bürosu çıkarıyordu),Hunların harp kaidelerini ihlal ettiklerinin kesin delili, bir Rus'u soymakta iken tespit edilmiş Alman vahşisi diye çıkmıştı."
Geleceğimizin güvenceleri, yurdu asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz.
Ankara'dan, 17.08.1919, 880 numaralı şifre telgrafında: "Eğer Mustafa Kemal İstanbul'a genel bir emir vermezse... Belki ters bir durum olur. Buna dikkatinizi çekerim. Bu rolü, siyaseti çok daha iyi yürüten bir... (okunamamış sözcükler) " Erzurum'dan, 19.08.1919, Mustafa Kemal'in yanıtıdır: "Ulusal isteklere bağlı ve uygun olmayan kararlar hiçbir zaman ulusça kabul edilir olmayacağından, ... , ulusal isteğin bir arada tek bir isteğe yönelmesini beklemeden hiçbir konuda yetkili görünmemiz doğru değildir. ... yetkili olabilecek bir hükümet, ancak ulusal egemenlik ilkesini kabul eden ve bir ulusal meclisin varlığını onaylayarak ona dayanma yolunu tutan bir hükümettir. " (Sayfa 70) 22.04.1920, Atatürk'ün bildirimi: Allah'ın yardımıyla Nisan'ın 23. Cuma günü Büyük Millet Meclisi açılarak görev yapmaya başlayacağından, anılan günden başlayarak askeri ve sivil bütün makamlarla, tüm ulusun tek başvuracağı yerin belirtilen Meclis olacağı bilginize sunulur. (Sayfa 295) "Hükümet, ulusal egemenlik temeline dayanan halk hükümetidir; Cumhuriyet'tir. " (Sayfa 299)
Fahreddin paşa medine'yi sonuna kadar savunmaya devam edeceğini 17 nisan 1917'de açıklar
X-ışınlarının tanısal amaçla kullanıldığı ilk savaş hangisidir?
1897 Türk-Yunan Savaşı. Türk yaralılarda Türk ve Alman hekimler, Yunan yaralılarda İngiliz hekimler tarafından kullanıldı. 28 Aralık 1895’te bilim dünyasına tanıtılan X-ışınları, ilk kez Mayıs 1896’da Dr. Guiseppe Alvaro tarafından, Etyopya’da yaralanan birkaç askerde kullanıldıysa da tanısal amaçla sistemli olarak ilk kez 1897 Türk-Yunan
Reklam
Kabarıyor duygularım. Derdimiz günümüz köylerimizi köy et­mek; oyunumuz, türkümüz hep oradan ve orası içindi: Aynı yolda aynı emek Gönüllerde bir tek dilek: Türk köyünü önde görmek, Türk köyünü önde görmek! Bu aşk ile çıkmıştık yolun turabına. Köyleri fet­hedecektik. Enstitüler bizi fethetmişti önce. Kendi doğup büyüdüğümüz toprağı ve bu toprağa bağlı in­sanları, kendi ana babamızı yani, uyandıracak, tam yaşayan insanlar durumuna getirecektik. Topraksa, yalnız uğrunda ölenlerin varlığınca değil, üstünde onu gereken şekilde modern teknikle işleyenler öl­çüsünde de vatan olurdu... Bu da önce, kafaların boş inanlardan temizlenerek hayata bağlanmasiyle müm­kündü.
Biz çoğunlukla düşünmeden yargısını belirtmek eğiliminde olan bir toplumun bireyleriyiz. Davranışlardan çok dış görünüşler, biçimler ilgilendiriyor bizi. Böyle düşüne düşüne, gerçekten uzaklaşıyor, ufacık bir görüntüden tutun da yurt sorunlarına kadar her şeyi daracık açılardan görmiye alışıyoruz. O hale geldiğimiz oluyor ki, toplumun kalıplaşmış kuralları bizi etkiliyor, usumuzun benimsemediği halde bir davranışı ya da bir düşünü beğenmek zorunda kalabiliyoruz. Usa yakın bir görünüşü, ya da görüşü benimsemek, karşıtını yadsımak da olağan geliyor. Bunun tek nedeni: alınan eğitimin yetersizliği, belli bir ereğe göre tam karakter verilmemesi, eğitim kurumlarında yurt sorunlarını kavrayacak, ülkü birliğini gençliğin benliğine sindirecek çevreyi yaratmayışımızdır.
Nâzım hapiste
1932'de pek çok ilde başlatılan soruşturmadan payını alır 'gece gelen telgraf' kitabında halkı isyana teşvik ettiği gerekçesiyle tutuklanır yargılama idamla başlar,5 yıl hapiste biter.Cumhuriyetin 10.yılı nedeniyle çıkarılan aftan yararlanır,2 yıla yakın hapiste kaldığı için infaz hesabına göre 4 Ağustos 1934'te tahliye edilir. 1936 yılının son haftasında"kitap yoluyla komünistlik yapmak" suçlamasıyla 13 kişiyle birlikte gözaltına alınır sonrasında tutuklanır bir yılbaşı daha hapiste geçer. 17 Nisan 1937'de serbest bırakılır 2 ay sonra 21 Haziran'da beraat eder yattığı 4 aylık hapis yine alacak hanesinde kalır!
Sayfa 94
varoluş
Search for: Arama.. Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri Atatürk Ansiklopedisi > Genel > Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri 31 Ara Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri PDF
2. Hamid Devri Valisi Nuri Paşa
Hükümet karşıtı faaliyetler yürüten bu tehlikeli merkezi ortadan kaldıracak başka bir olanak göremeyen Abdülhamit, 1907 Şubat'ında yeni ödünler vermek zorunda kaldı. "Sultan, halk hareketini durdurmanın olanaksız olduğuna inandıktan sonra, diye yazıyordu Zinovyev. Geçen şubat ayının başında halkın uzun süredir ağırlığından şikayet ettiği
Sayfa 249
681 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.