Mobilya
1851 Londra Sergisi'nde mobilya sanayisinin Avrupa çapındaki gösterisi, Kırım Savaşı sırasında İstanbul'a gelen İngiliz ve Fransızlar, 1853-55 yıllarında yapımı tamamlanan Dolmabahçe Sarayı'nın etkileriyle, Osmanlı ülkesinde Avrupa tarzı mobilya kullanımı ivme kazanmıştır. Sini yerine masa, minder, iskemle yerine sandalye, koltuk, sandık yerine dolabın benimsenmesinde saray kadar Pera semtinde yaşayan Avrupalılar, Levanten ve gayrimüslim yurttaşlar da etkili olmuş, 1867 yılında Pera'da Psalti Mefruşat Mağazası açılmıştır.
Sayfa 154
Kürt başkaldırılarını incelediğimizde, çoğunun bu savaşlar döneminde gerçekleştiğini görebilmekteyiz. Örneğin, Yezidi Kürtlerin 1828-1829 başkaldırısı; Yezdanşîr’in 1853-1856 Kırım Savaşı dönemindeki başkaldırısı; Kürtlerin Bedirxan Bey’in oğulları Hüseyin ve Osman Bey önderliğinde 1877-1878 başkaldırıları; Bitlis Kürtlerinin 1914 yılında Molla Selim önderliğindeki başkaldırısı ve diğerleri.
Reklam
Rusya’nın, Türkiye, İngiltere, Fransa ve Piedmont’la savaştığı Kırım Savaşı (1853-1856)
Osmanlı Devleti, Ağustos 1853'te, Abdülkerim Paşa'ya, muhtemel bir Osmanlı-Rus savaşında kendilerine yardımda bulunması için bir kişiyi Şeyh Şamil'e göndermesini emretti. 4 Ekim 1853'te Kırım Savaşı'nın başlaması, Osmanlı Devleti'nin Kafkasya ile daha yakından ilgilenmesini zorunlu hale getirdi. Sultan Abdülmecid 9 Ekim 1853'te Şeyh Şamil'e bir ferman yollayarak, onu Ruslara karşı cihada çağırdı. Bu çağrıya 13 Aralık1853'te cevap veren Şeyh Şamil, Tiflis üzerine bir askeri harekâta girişilirse Rusların Kafkaslardan çıkarılabileceğini bildirdi ancak bu teklif Osmanlı Devleti'nce kabul görmedi. Osmanlı Devleti, Ma- yıs 1854'te, Dağıstanlı Halil Bey'in teklifiyle Şeyh Şamil'e Dağıstan Serdar-ı Ekrem'i unvanını verdi. Tiflis'e karşı askeri bir harekât yapılması konusunda ısrarlı olan Şamil, Temmuz 1854'te Gürcistan'ın Kaheti bölgesine girdi. Şeyh Şamil, bütün gayretlerine rağmen Osmanlı ordusunun Tiflis'e doğru hareket etmesini sağlayamadı ve karargâhı Dargiye'ye çekildi.
Osmanlı padişahı sadece bir önceki yüzyılda Çar'ın ordulanna karşı tam üç kere savaşmış, yalnız bir seferinde, Kırım Savaşı'na katılan İngiliz-Fransız ittifakının yedeğinde (1853-1855) ga­ lip tarafta olmayı başarmıştı. Padişah l914'te askerlerine hi­ taben -daha önce de alıntıladığımız- konuşmasında Rusya'yı Osmanlı'nın içine düştüğü felaketin ana sorumlusu sayıyordu:
“Ne var ki Osmanlı ordusunda astsubay sınıfının ya da günümüzdeki anlamıyla erat ve subaylar arasında köprü rolü oynayan kuvvetli bir ara sınıfın bulunmaması Osmanlıların Alman askeri sistemine geçişi kabul etmelerinden daha önceye uzanan bir sorundur. Fransız diplomat Eduard Engelhardt Tanzimat Dönemi üzerine yazdığı eserinde Fransız ordusunun önemli komutanlarından olan Mareşal Arnaud'un henüz Kırım Savaşı yıllarında (1853- 1856) ‘...Türk ordusunda iki unsur var; komutan ve askerler. Ara rütbe aramayın. Subay, hele astsubay hiç yetişmemiş...’ dediğini, aynı savaşta Doğu Anadolu'da konuşlanan Osmanlı kuvvetleri ile beraber Ruslara karşı mücadele eden İngiliz General Fenwick Williams'ın ise ’...Başka bir orduda daha iyi elemanlar bulunabileceğinden şüpheliyim; iyi bir askerde bulunması gereken bütün özelliklere sahip. Fakat bu doğuştan yetenekler ara rütbelerin eksikliği nedeniyle acze düşmektedir...’ şeklinde beyanat vererek Osmanlı ordusunda astsubay sıkıntısına dikkat çektiğini vurgulamaktadır.“
Reklam
66 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.