Irak Cephesi'nde ise Basra'ya çıkan İngiliz kuvvetleri 22 Ekim 1915 sabahı kuzeyden kuşatıcı şekilde taarruza geçmişti. 51. Türk Tümeni'nin karşı taarruzu karşısında ise geri çekilen İngilizler, Kut'ül-Amâre mevziinde savunmaya karar vermişlerdi. İngiliz kuvvetlerine komuta eden General Townshend hatıra defterine şu cümleyi
Sayfa 79 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
29 Nisan 1916 İngiliz askeri tarihinin önemli dönüm noktalarından biridir.
19 Ekim 1781'de Lord Cornwallis komutasındaki yaklaşık 8000 İngiliz askerinin Amerikalılara teslim olmasından sonra ilk defa toplam 15096 mevcutlu büyük bir İngiliz birliği (6.Hint Tümeni) düşmana Kûtülamare'de teslim olmaktadır. İşin daha da kötüsü teslim olunan düşman, dönemin İngiliz sivil ve askeri liderlerince ciddiye alınmayan, kendileriyle aynı statüde görülmeyen ve hatta dalga geçilen Osmanlı Ordusu'dur.
Birinci Dünya Savaşı esnasında İngiliz parlamentosu ordunun uğradığı başarısızlıkları incelemek ve nedenlerini ortaya koymak için iki kez soruşturma komisyonu kurmuştur.
Birincisi Gelibolu deniz ve kara harekâtlarıyla ilgili teşkil edilirken, ikincisi Kût felâketini incelemekle görevli Mezopotamya Komisyonu'dur.
Nargin - 19 Nisan 332 [2 Mayıs 1916) - Salı
Öğleyin kuru fasulye, akşam nohut, makarna, kayısı hoşafı yedik. Yoklamaya gelmediler. Bugün bir gazete muhabiri gelmiş. Barakanın önünde dolaştı. Arkadaşla konuşup gitmiş. Of yarabbi, yakın zamanda sen bizi şu felaket ve ızdıraptan halas et. Allah'ım sen bilirsin. Büyüksün, kerimsin, rahimsin sen bizi yakın zamanda halas eyle.
Sayfa 39Kitabı okudu
Nargin - 19 Nisan 332 [2 Mayıs 1916) - Salı
Hava sıkıntılı ve çok sıcak. Akşamüstü Mustafa Efendi kendisini denize atmak için koşmuş, çocuklar arkasından koşup yetişmişler. Beni niçin bırakmıyorsunuz, ben yaşamam diyormuş. Kumandana gidip haber vermişler. Gece alıp hastaneye götürdüler.
Sayfa 34Kitabı okudu
Bu son düzenlemeyle Yarbay Mustafa Kemal (ATATÜRK)'in, 25 Nisan 1915'te başlayan ve 23 gün süren Arıburnu Kuvvetleri Komutanlığı bitiyor doğ rudan 19 ncu Tümen Komutanlığı görevi devam ediyordu.
Sayfa 84 - Büyük başarıları sonrası Anadolu'daki 15. kolordunun geliboluya aktarılmasıyla yeni grup düzeni kurulmuştur. 5 mayıs 1915Kitabı okudu
Hareketsiz Siperler
Sayıca çok üstün İngiliz kuvvetleri üzerinde etkili olabilmek ve çabuk sonuç alabilmek için, tümenin elindeki bütün kuvvetler, birinci hatta mu harebeye sokulmuş. 3 ncü Kolordu'dan ihtiyat kuvvet istenmişti. Başlangıçta Liman Von Sanders'in genel savunma sisteminde izlediği bazı yanılgılar yü zünden, 3 ncü Kolordu'nun eli altında da ihtiyat yoktu.
Bu nedenle 19 ncu Tümen'in bulunduğu hattı tahkim ederek yerleşmesi ve mevcut durumun her ne pahasına olursa olsun korunması emri verildi.
27 Nisan'da gündüz ve gece sürdürülen muharebelerin ilginç sonucu şuydu ki, bu günkü harekâtın ortaya koyduğu mevzi hatları, küçük ölçüdeki dal galanmalar dışında, bundan sonraki muharebeler boyunca bir daha değişikliğe uğramayacaktı. Bir başka deyişle bundan böyle taraflar, toprağa gömülecek, her gün kısa ve kanlı mücadelelerin sürüp gideceği mevzi muharebeleri baş layacaktı.
Sayfa 76Kitabı okudu
77. Alaydaki Arap Kuvvetler
Her ne kadar 27 nci Alay'ın taarruzlarında bir ilerleme sağlanmış ve Kır mızı Tepe'nin tamamı ele geçirilmişse de, güney kanatta karşılaşılan bir olay yü zünden, Kanlısırt terk edilmişti.
Bu olay, 77 nci Alay'da mevcut çok sayıdaki Arap erlerin, sık fun dalıklarda önce gizlenip sonra da İngiliz gemilerinin yoğun bombardımanları karşısında kaçarak muharebeye katılmamalarından kaynaklanıyordu.
Aslında, bu alaydaki Türk erler ve bir kısım diğer genç Arap erleri İn gilizlerle kahramanca çarpışmıştı.
Gece karanlığı, gemi bombardımanlarının aralıksız sürmesi, karışık arazi yapısı, dağılmaları artırmıştı. Kontrol kaybedilmiş, iş çığrından çıkmıştı.
ANZAK'ların ve kaçan Arapların gelişi güzel ateşleri, 27 nci Alay'ın güneyinde çarpışan birlikleri de olumsuz etkilediği gibi, 77 nci Alay'daki çözülmelerin başlamış olması da, girişilen bu gece taarruzunu sonuçsuz bırakmıştı.
Kısaca 25 Nisan gündüz oldukça başarılı gelişen taarruzlar 25/26 Nisan gecesi 77 nci Alay'ın neden olduğu kriz (alayın dağılması) 19 ncu Tümen'i zor durumda bıraktı. (129)
Sayfa 72Kitabı okudu
Bir İngiliz yazar, o günkü Arıburnu taarruzları için şöyle der:
"Müttefik devletler için harekâtın en kötü rastlantısı, bu deha sahibi küçük rütbeli (Yarbay Mustafa Kemal) Türk komutanının tam o anda, o noktada (Conkbayın'nda) bulunmasıydı. Çünkü, aksi takdirde ANZAK Kolordusu pekâlâ o gün Conkbayırı'nı ele geçirebilirdi. Savaşın kaderi o anda belli olurdu"
Gelibolu'dan deniz yoluyla gelerek Kilye iskelesinden Mal tepe'ye çıkan 3 ncü Kolordu Komutanı Esat Paşa ile bu tepede buluşan 19 ncu Tümen Komutanı, daha önce tümeninin bütün gücüyle Arıburnu'ndaki ANZAK'ları denize dökmesine müsaade edilmesiyle ilgili orduya yaptığı önerilerinin karşılıksız kaldığını, kolordu komutanına yansıtma fırsatını bulur ve yakınır.
Bu öneri, Esat Paşa tarafından yerinde ve uygun bulunur. Arıburnu Cep hesi Komutanlığı Yarbay Mustafa Kemal'e verilerek, paşa, "27 nci Piyade Alayı da tümen emrine alınmak suretiyle Arıbırnu'ndaki ANZAK'ların denize dö külmesini" emreder.
Burada 19 ncu Tümen'in her üç alayıyla birlikte 25 Nisan sabahı taarruza geçmediğini eleştirici bir eğilimle düşünmek, yukarıda açıklanan koşullar göz önünde tutulursa asla doğru olmaz. Aksine Yarbay Mustafa Kemal, ordu genel ihtiyatındaki tümeniyle üst kademeden emir almadan inisiyatifini kullanarak Arıburnu'na yetişmiş, buradaki İngiliz çıkarmalarını dar bir kıyı şeridinde sı kıştırmasını bilmiştir.
Sayfa 69Kitabı okudu
“Sultan Vahideddin”, “Vahdettin”, “Sultan Mehmed Han Sâdis”, “Vahid” olarak da bilinir. Abdülmecid ile Çerkes asıllı cariye Gülüstû Kadınefendi'nin oğlu, Osmanlı padişahlarının sonuncusudur. Saltanatın kaldırılması ve vatana ihanetle suçlanması üzerine İstanbul'dan kaçmış, San Remo'da ölmüş, Şam'da gömülmüştür. Mezarı
Sayfa 558 - 36- Sultan VI. Mehmet VahideddinKitabı okudu
HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER
DOĞUM YERİ VE YILI
Hamdullah Suphi, İstanbul Aksaray'da Horhor'daki Abdüllatif Suphi Paşa Konağı'nda doğmuştur. Bu konak onun ölümünden sonra İstanbul Üniversitesi tarafından satın alınarak, muhafaza altına alınmıştır. Doğum tarihi ile ilgili olarak muhtelif tarihler 1884, 1885 ve 1886 yılları
