Ne İran ve ne de Osmanlı hükümeti bu ulusun en önemli meselelerinden biri olan yol sorunu üzerine eğilmemişlerdir. Bu doğal güçlüklerin yanında ve ondan daha önemli olanı, İran ve Osmanlı hükümetlerinin güttükleri «şark istibdadı» politikasıdır. Kürtleri ve Kürdistan'da yaşayan diğer azınlıkları ekonomik ve kültürel yönden daima geri bırakarak, onları sadece savaşlarda kendi saflarında kullanmak politikası bu halkın gelişip, bu geri yapıdan kurtulmasına imkân vermemiştir. İran ve Osmanlı yönetimlerinin bu dayanılmaz baskılarına Kürt derebeyleri de katkıda bulunarak bu ulusun ekonomik ve kültürel varlıklarını kemiriyorlar, ilerlemelerine olanak tanmıyorlardı.
İran Şahları ve Osmanlı Sultanları Kürtlere, aynı zamanda bir savaş maddesi, savaş yakıtı gözü ile bakıyorlardı. Gerek kendi aralarında meydana gelen savaşlarda ve gerekse Rusya ile yaptıkları savaşlarda Kürtlerin savaş yeteneklerinden yeterince yararlanıyorlardı. Birtakım hediyeler ve savaşta elde edilecek ganimetlerden büyük paylar vaadederek, aldattıkları aşiret reisleri ve şeyhler, onların bu yoldaki işlerini kolaylaştırıyorlardı. Bu durumlar çoğu defa iki aşiretin arasının açılmasına ve birbirlerini kırıp bitirmelerine de neden oluyordu. Dolayısiyle kurulması gereken birlik bir türlü gerçekleşemiyordu.
Reklam
Jin jînê .
Doğu’da yaşayan diğer uluslara oranla Kürtler kadına daha fazla saygı gösteriyorlar. Eğer Kürtler düzenli ve uygar bir hayat yaşama olanağı bulsalardı kelimenin tam anlamı ile doğunun en kahraman ulusu olurlardı.»
Kurdistan #
Kürdistan dağlık bir bölge olup, doğusu İran ve Ermenistan dağlarının birleştiği yerlere uzanır. Batısı, Urmiye gölü, Kürdistan dağları silsilesi ve Van’ı içine alır. Güney-Doğusu Mezopotamya vadisi, Mardin ovası, Torosların doğusunu kapsar. Kuzey-Batı kısmını Zağros dağları teşkil eder.
Şeyh Ubeydullah, dini eğitim vermekten çok, Kürdistan'ın bağımsızlığını gerçekleştirmek için çabalıyordu. Mehmet Bayrak'ın Kürtler ve Ulusal-Demokratik Mücadeleleri adındaki kitabına da aldığı bir raporda, Şeyh'in, 1880 yılının Temmuz ayı sonlarında, Kürt ulusal sorununu görüşmek üzere Kürdistan'ın önde gelen şeyh ve halifelerini Şemdinan'daki dergâhında topladığı belirtiliyor. Rus subaylarından Avriyanof, 19. yüzyılda Rusya, İran ve Osmanlı Savaşları adındaki kitabında, bağımsız Kürdistan'ın kurulmasını amaçlayan bu toplantıya, bütün Kürdistan'dan 5 şeyh, 21 halife, 42 prens ve 68 beyin katıldığını yazıyor. Kürdistan'ın bağımsızlığı için girişilecek silahlı mücadelenin stratejisi tartışılıyordu, bu toplantıda.
Otoriter ve gözüpek bir kişi olan Bedirhan Bey, Kürt beyliklerinin bir araya gelerek, ortak düşmanlara karşı savaşmalarının gereğini kavramış ve bu amaçla harekete geçmişti. Dağlık bir bölge olan Cizire'de oturmakta bulunan Bedirhan Bey, ileri görüşlülüğü ve kararlılığı sayesinde, Hakkari bölgesindeki Kürtlerin reisi olan Nurullah Bey ile diğer aşiretlerin büyük bir kısmını ve Mahmut Han'ı ikna etti.
Reklam
47 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.