Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İngilizler, Avustralya'yι imparatorluklarιna katarken bu kιtada yaşayan yerli halkι, Aborijinleri katletmiş. Katliam­dan tam yüzyιl sonra, 1904'te Avustralya'nιn "kuruluşu" nu kutlayan emperyalizmin beyaz tarihçileri 45.000 yιllιk tari­hi olan yerli halktan söz etmemiş, katliamι yapan kurucula­rιn adιna heykel dikmişler. Aradan bir yüz yιl daha geçmesi gerekmiş, Aborijinlerin sesinin duyulmasι iςiη. "Bizi bura­da katlettiniz, toprağιmızı çalıp buradan sürdüηüz, dinimi­zi değiştirmeye zorladιnιz" diye konuşmuşlar törenin yapιl­dιğι aynι meydanda.
Sayfa 27
400 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
‘’Bu herkesin tek başına verdiği, altta kalanın canının çıktığı bir savaştı. Siz başkalarına ziyafet vermiyordunuz, size ziyafet verilmesini bekliyordunuz. Şüphe ve nefretle birlikte yaşamayı öğreniyordunuz; parayı elinizden almaya çalışan, kapanlarına ne bulurlarsa koyan düşman güçlerle çevrili olduğunuzu anlıyordunuz. ‘’ Sincailer okul
Şikago Mezbahaları
Şikago MezbahalarıUpton Sinclair · Sel Yayıncılık · 2021918 okunma
Reklam
"1904'te Herzl'in ölümüyle birlikte Siyonizm iki gruba bölündü.Gruplardan biri,esas problemin uluslararası bir onayın sağlanması ve Yahudi sorununa Filistin veya başka harhangi bir yerde acil bir çözümün bulunması olduğu yolundaki Herzl'in görüşünü savunuyordu.Bu grup "politikler"diye tanınmaya başladı.Siyonu Sevenler Derneğinin kültürel dirilişçiliğinden büyük ölçüde etkilenen bir hizip ise,Yahudi vatanını ve ulusunu Filistin'den başka bir yerde kurmaya yönelik bütün önerilere karşı çıktı.Bu kimseler ise "pratikler"büyük bir gövde gösterisinde bulundu ve Siyonizm'in ancak ve ancak Filistinle ilgili bir şey olduğunu deklare eden bir önerge kabul edildi."
1900 Ey sâlik; madem ki sen Yusuf gibi mahbûbiyet mertebesinde değilsin, Yakûb­luk misâli âşıklık mertebesinde bulun. Onun gibi ağlamaktan, sızlamaktan hâlî kalma. 1901 Köhne cisminde yenilik, yâni feyz-i cedid bulmak için şu nasihati Hakim-i Gaznevi’den dinle. 1902 Nazlanmak için gül gibi bir yüz lâzımdır. Öyle cemâlin yoksa nafile yere huysuzluk etme. 1903 Yakışıklı olmayan, ilâveten sararmış bulunan bir çehre çirkindir. Görmez göz ile hastalığın bir araya gelmesi gayet müşkildir. 1904 Yusuf ve Yusuf gibilerin karşısında nazlanma ve gevezelik taslama; Hazreti Yakûb gibi âh çekmekten, niyaz ve tazar­rûda bulunmaktan başka bir şey yapma. 1905 Hikâye edilen tûtînin ölmesindeki mânâ, niyaz idi. Sen de niyaz ve fakr mesleğinde kendini ölü haline getir. 1906 İsâ nefesli bir zât seni ihya etsin ve kendisi gibi güzel ve mübarek bir hâle getirsin. 1907 Bahar mevsiminde bir taş yeşerir mi? Toprak ol ki senden renk renk güller ve çiçekler yetişsin. 1908Sen de senelerce yürek tırmalayan taş gibiydin, tecrübe etmiş olmak için bir müddet de toprak oluver.
Sayfa 188
165 syf.
9/10 puan verdi
Tarihi Roman olarak Hacı Murat bir Tolstoy klasiği
Tolstoy'un 1896-1904 yılları arasında yazdığı fakat ölümünden sonra 1912 de yayınlanan bir eserdir Hacı Murat. konusunu 1854 kırım savaşından almaktadır. Kafkasların Dini, siyasi lideri aynı zamanda halk kahramanı diyebileceğimiz Şeyh Şamil, günün birinde dostu, arkadaşı ve en büyük komutanı olan Hacı Murat la bir anlaşmazlık yaşar. Yaşadıkları bu fikir ayrılığından sonra Hacı Murat şamilden ayrılır. kendisine bunu yediremeyen Şamil bunun üzerine Hacı Murat'ın ailesini esir alır ve Kendisine boyun eğmesini, tabiri caizse biat etmesini ister. Hacı Murat ailesini, eşini, çocuklarını, kurtarmak için bir plan yapar ama hiçbirinde başarılı olamaz son çare olarak da ruslara sığınır. Olaylar da buradan sonra başlar aslında Tolstoy bu tarihi olayı bize Aksiyonlu bir film izliyormuşuz gibi iyi bir yönetmen iyi bir senarist profesyonelliği ile gözümüzün önüne serer. Aynı zamanda o zamanların yani 1850lerin Rus, Gürcistan, Kafkas üçgeninde kozmolojisini özellikle Rus toplum ve ordu yapısını derin bir tarihi gözle tekrardan yaşamamızı görmemizi, hissetmemi sağlar Tolstoyun bu güzel eseri.
Hacı Murat
Hacı MuratLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,2bin okunma
Mustafa Kemal
“Zavallı validem, bütün millet için ülkü olan İzmir’in mukaddes topraklarına verilmiş bulunuyor. Arkadaşlar, ölüm hilkatin en tabiî bir kanunudur. Fakat böyle olmakla beraber bazen ne hazin tecelliler arz eder. Burada yatan validem zulmün, çevrin, bütün milleti felaket uçurumuna götüren bir keyfî idarenin kurbanı olmuştur. Bunu izah ettim. Müsaade buyurursanız hayat ıstırabının biraz, birkaç noktasını arz edeyim. Abdülhamid devrindeydi, 1320 (1904) tarihinde mektepten henüz erkânıharp yüzbaşısı olarak çıkmıştım. Hayata ilk adımı atıyordum. Fakat bu hat- ve, hayata değil, zindana tesadüf etti! Hakikaten beni bir gün aldılar ve baskı yönetiminin zindanlarına koydular. Validem bundan, ancak mahpustan çıktıktan sonra haberdar olabildi. Ve derhal beni görmeye koştu. İstanbul’a geldi. Fakat orada kendisiyle ancak üç beş gün görüşmek nasip oldu. Çünkü tekrar idare-i müstebidenin hafıyeleri, casusları, cellatları ikametgâhımızı sarmış ve beni alıp götürmüşlerdi. Validem ağlayarak arkamdan takip ediyordu. Beni sürgün yerime götürecek olan vapura bindirirlerken benimle görüşmekten men edilmiş olan validem, gözyaşlarıyla Sirkeci rıhtımında elem ve kederler içinde terk edilmiş bulunuyordu. Menfada geçirdiğim seneleri anam, ıstırap ve gözyaşları içinde geçirmiştir.
Reklam
Bilince bir başka saldırı da William James’in 1904 tarihli bilincin varlığını sorgulayan, “Does Consciousness Exist?” adlı makalesinde görülür. James bir odada bir kişi varsa, içerideki nesnelere iki açıdan bakabileceğine dikkat çeker. Örneğin mobilyalar, bunları satın alan ve kullanan kişi açısından veya yine bunları gözlemleyen insanların zihinlerindeki renk, estetik, ekonomik ve geleneksel değerler açısından düşünülebilir. Tüm bunlara psikoloji açısından bakıldığında, bireyin deneyimiyle ilişkisi içerisine yerleştirilecektir. Bir kişi bir nesneye bir değer yükler, diğeri başka bir değer yükler. Fakat aynı nesneler bir odanın fiziksel parçaları olarak da görülebilir. James‘in üzerinde durduğu şey, bu iki durumun sadece farklı dizilerdeki belli içeriklerin yerleştirilmesinde farklılık göstermesidir. Mobilya, duvarlar ve evin kendisi tarihsel bir dizeye ait olabilir; evi, inşa edilme şekli, mobilyaları ise yapılış şekli ile de düşünebiliriz. Biri gelip bu nesneleri kendi deneyimi açısından değerlendirdiğinde nesneler artık bir başka diziye ait olur. Aynı sandalyeden bahsediyordur fakat bu sandalye artık onun için kendi deneyiminden aldığı belli renk ve biçimlerden ibarettir burada birey deneyimi devreye girmiştir. Şimdi kişi iki diziye de kapsayacak bir şekilde bir profil çıkarabilir. dolayısıyla James’e göre bilinç, odanın yalnızca tarihsel bir dizeye değil, aynı zamanda birey deneyimine de yerleştirildiğinin kabulü anlamına gelmektedir. Bilincinin nesnel dünyaya dönmesi gerektiği konusunda James’in ısrarı son dönemde felsefe alanında önem veren kazanmaya başlamıştır.
80 syf.
·
Puan vermedi
İnsanlığın öldüğü hangi savaş kazanılabilir ki?!
Ölüm ya da ölen kişileri görmek değişik işkencelerle... İnsanız dayanamayız dediğimiz her şeye dayanıyoruz nasıl bir güç varsa bizlerde... Savaşlar, hırslar, petroller vs. bir türlü sonu gelmedi. Doymadı kimsenin gözü, bitmedi istekleri... İsteklerine kavuşmak için kaç bin insan öldü, ölüyor ve ölmekte... Yeni değil bu durum, insanlığın hırsa
Kızıl Kahkaha
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,4bin okunma
Efes Celcus Kütüphanesi
Efes Antik Kenti’nin en önemli yapılarından biri olan Celsus Kütüphanesi, MS 110 - 135 yılları arasında Celsus onuruna oğlu Gaius Julius Aquila tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde ayakta duran kalıntılara bakıldığında, arka ve yan duvarların içlerinde bir sıra altta ve bir sıra da üstte olmak üzere dörtgen nişlerin var olduğu görülür.
104 syf.
·
Puan vermedi
Aristokratların Çöküşü
Bu tregedyalardan sonra okuduğum bir tiyatro olması sebebiyle beni şaşırtmıştı aslında. Tregedyaların aksine içerdiği dil daha farklıydı. Örneğin artık bazı hareketleri betimleyebiliyordu yazar parantez arasında. Hala çok kısıtlıydı tabii. Kitap 1904 yılında yazılmış. Kitap sınıfsal bir farklılığı anlatıyordu aslında Anton Çehov'un diğer eserleri gibi tabii... Bir tarafta çalışmayan ve ekonomik, toplumsal, siyasal değişimleri kavrayamayan, çöküş sürecindeki aristokrat sınıf, diğer tarafta ise bir zamanlar kölesi oldukları toprakların yeni sahibi olmak için uğraşanlar... Kitap boyunca özellikle çalışmaya vurgu yapılmış, insanın hayatının anlamını ancak çalışarak kazanabileceği düşünülmüştür. Aydınların kendini aydın sanması, genel kültürden yoksun olmaları ve çalışmadıkları için pek bir işe yaramamaları gibi konularda toplum eleştirisi yapılmıştır. Antik Yunan tregedyalarının aksine sahne, dekorlar, kıyafetler ve roller belirlenmiş. Oyuncuya daha az serbest alan bırakılmış. Tabii bu aynı zamanda tregedyaların o bilindik her şeyi sözle açıklayan atmosferinden farklı çünkü bir gösterim bir sunum var artık. Ve oyuncu sayısı da tregedyalardakinden daha fazla.
Vişne Bahçesi
Vişne BahçesiAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201615,9bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.