Suriye de Ateşkesin Bir Bedeli Var
Nedeni açık: “Batı emperyalizminin Yeni Ortadoğu Projesi.“ Küresel şarlatan Samuel Huntigton ve Medeniyetler Çatışması tezi. Yaratıcı kaos, kontrollü istikrarsızlik, çıkarılan gen haritalan ve sosyal mühendislikler. Her türlü ayrılığın körüklenmesi ve sonu belirsiz intikam savaşları. İslam Coğrafyası'ndaki enerji kaynaklarının sömürülmesi ve
Sayfa 213 - Dua yayıncılık
Xwedê mezin e , rojekê emê bibin yek
"Kürdistan ve Kürd ulusu, 1920'lerde dönemin emperyal güçleri ve Ortadoğu'nun iki köklü devleti tarafından bölünmüş, parçalanmış, paylaşılmiştır. Bu ken­disini üreten, kendisini çoğaltan, derinleştiren, yaygınlaştıran bir durum yaratıyor. Aileler bölünmüş, aşiretler bölünmüş...Dikenli tellerle, mayın tarlalarıyla, gözetleme kuleleriyle vs. bölünme, parçalanma, paylaşılma korunuyor. Kürdlerin bir birlerinden tecridi derinleştiriliyor, yaygınlaştırılıyor. Ermenilerin de böyle bir sorunu vardır."
Reklam
Soykırım gibi adi bir suçu Türklerin atalarına ve dedelerine yamamalarını kimse beklememelidir. Çünkü buna hem bizim hakkımız yok, hem de atalarımızın olmayan birşeyle suçlanmasını hiçbir şekilde araştırmalar ve bilim kabul etmiyor. Ama diğer taraftan mesela sadece Ermeniler’in 1915–20 arasında katlettikleri Müslümanların sayısı 530 bindir. İsim isim köy köy tesbit edebildiklerimiz bunlar. Hastalıktan vs. sebeplerle ölenleri bunun içerisine dâhil etmiyorum. Fiilen öldürülenler bunlar. Mesela 1915 Nisan’ında Van, Rus askerlerine Ermeniler tarafından teslim edildiğinde Van’dan kaçan 80 bin Müslüman’ın 30 bini Ermeniler tarafından öldürüldü. Van yerle bir edildi. Bunun örneği hâlâ duruyor. Eski Van şehrine, kale dibindeki şehre gidip baktığınızda hiçbir binanın ayakta olmadığını görürsünüz, yıkılmış vaziyettedir. Aynı şey o tarihlerde Erivan’dan, yani bugünkü Ermenistan’ın başkentinden sürülen Müslümanlar için de geçerlidir. O sıralar Erivan’ın nüfusunun %80’i Müslüman Türk’tür. Bu insanlar hiç kalmamacasına buradan sürülmüştür. Kafkasya’dan 1915’de sürülenlerin sayısı 1,5 milyona yakındır. Bunların ancak 702 bini Anadolu’ya gelebilmiştir. Büyük Ermenistan hayali bu katliama sebep teşkil etmiştir. Büyük Ermenistan hayalini kapsayan 6 doğu ilimizde ortalama %16 olan Ermeni nüfusu oranını, devlet kurmak için %50’nin üzerinde tutmak istiyorlardı. Savaş için cepheye giden askerlerimizin geride bıraktıkları eşleri, çocukları, anne babalarını katlettiler, kadınlara tecavüz ettiler. Böyle ağır bir durumdan geçti Anadolu.
Türk çocuğu!.. Seni önce sağcı-solcu olarak bölen,laik-gerici, dinci-ırkçı vs… diye itham ederek kardeşi kardeşe düşüren, sonra ideolojik uykuya yatıran ve o sırada milli hafızanı talan eden işte bu soytarılardır. İnancın,siyasi tercihin, dünya görüşün ne olursa olsun, bu topraklar üzerinde şerefe yaşamak istiyorsan, tarihi gerçekleri ve atalarının maruz kaldığı haksızlıkları bil! Bil ki bu yerli sülükler senin bilginle tükensin. Tarihinden habersiz kalırsan, milli hafızanı yağmalar ve seni tüketirler.
Hüdavendigar Vilayeti Valiliği, Dahiliye Nezaretine gönderdiği 18 Mart 1915 tarihli yazısında, Dağıstan Müfrezesinin Bursa'daki 300 personelinin "pelerin, elbise, cephane, kundura, iç çamaşırı vs . bilcümle levazımının" tamamlandığını bildirir. Bütün malzemeler Müdafaa-i Milliye Cemiyeti Bursa Şubesi tarafından temin edilmiştir
Kafka, tüm eserlerinde baş kahramanlarına bu zayıflık, itilmişlik, güçsüzlük, çaresizlik vs. gibi psikolojik durumları giydirir. Kafka'nın karakterleri, felsefi ve psikolojik bir tartışmanın aktörleridirler. Kafka yine bir özdeyişinde "Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı." diyerek insanoğlunun içine doğduğu toplumun tüm kurumlarıyla birlikte bireyi nasıl esirleştirdiğini vurgular. Şato adlı romanında kendini kabul ettirebilmek için kafese girmek için rıza gösterir baş kahraman K. Onun için yaşam, sorumluluklar yumağı içinde ve bireylerin özgürlük yanılsamaları ile avunduğu kocaman kafesten başka bir şey değildir. Aslında bu özdeyişi 'Dava'nın da diğer tüm eserlerinin de ana düşüncesini oluşturur. 'Dava'da, insanlarıyla, işyeriyle, mahkemesiyle, akrabalarıyla, diniyle ve memurlarıyla bireyin çevresini kaplamış olan toplum otoritesi adeta avını aramaya çıkmış kafesi andırır. Kafka, kendinden on yıllar sonra Jean Paul Sartre 'ın söylediği ve varoluşçuluğun sloganı olan 'Başkaları Cehennemdir' düşüncesini tüm eserlerinde olduğu gibi 'Dava'da da daha 1914-1915 yıllarında işlemiştir. Dava'nın yazıldığı dönemde dünyanın bir çok ülkesi, başka ülkeleri avlamaya çıkmış kafes gibidir ve Kafka, ölümünden hemen sonra ortaya çıkacak Hitler'in, Mussolini'nin ve Stalin'in dünyayı kafesleme emellerini görmüş gibidir.
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.