Pierre Loti Fransız bir deniz subayıdır. Orta doğu ve Uzak Doğu'da denizcilikle ilgili olarak bir çok görevde yer almış ve yazdığı eserlerde bunlardan izler taşımaktadır. İzlanda balıkçısı kitabı da yine denizcilik gözlemlerinden esinlenerek kaleme aldığı bir eser. İstanbulda görevde bulunduğu sıralarda Türkiye ile ilgili yazılar da kaleme almış. 1920 yılında İstanbul Şehri Fahri Hemşehrisi kabul edilmiş. Eyüpte'te meşhur bir tepede bulunan kahvehaneye ismi veriliyor. Pierre Loti Tepesi.
Kitaba gelince İzlanda'da denizcilikle uğraşan ailelerin 3 kuşak boyunca süregelen hayatları anlatılıyor. Denizin ortasında yitip giden hayatlar, kavuşamayan aşıklar yazarın büyük gözlem yeteniğiyle harmanlanarak bize sunulmuş. İlk kez okudum beğendim. İstanbul ile ilgili yazmış olduklarını da merak ediyorum elime geçince okuyacağım.
-Gözlerini karanlığa dikmiş, gerçek olan hiçbir şeye bakmıyordu.
-Son derece yoğun, karışık duygular içindeydi; uzak seyahatlerin, bilinmezliğin ve savaşın çekiciliği; aynı zamanda, her şeyi terk ediyor olmanın sıkıntısı ve belli belirsiz bir daha geri gelemeyecek olmanın endişesi.
-Kim bilir belki de karşılıklı açık açık bir konuşmanın ardından bu engeller kalkabilirdi! O zaman belki de her şeyi telafi edebilecek o güzelim gülümseyişi tekrardan beliriverirdi.
-Kaderinin akışı son birkaç gündür öylesine hızlanmıştı ki, olanların gerçekliğini idrak edecek zaman bulamamıştı.
-Beklemek, hiçbir şey bilmeden sürekli beklemek!