Salih Erdiş-Mirzabeyoğlu, Muş'ta, Mutki adındaki Kürt aşiretinin geleneksel şeyhi olan bir ailenin çocuğu olarak, 1950 yılında doğmuştu. Ailesi hem Nakşibendilere hem de Nurculara yakın olup, 1925 yılındaki Şeyh Said İsyanı'na katılmış ve Orta Anadolu'da Konya'ya sürgün edilmişti. Hareketli bir genç olan amatör boksör Salih, Erbakan'ın "Akıncılar" adındaki gençlik teşkilatına katıldı, ama burayı pek hareketsiz bulmuştu. Gençlik yıllarından beri kimsenin önemsemediği bir şair olan Salih, Necip Fazıl Kısakürek'in (1905-1983) hayranıydı.
Şeyh Said isyanı ya da o zamanlar kullanılan adıyla Genç Hadisesi, 1925'in Şubat ve Nisan ayları arasında cereyan etmişti. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Cumhuriyet idaresine, yani Ankara yönetimine karşı başlatılan bir isyandı. Şeyh Said İsyanı'nın bastırılması yeni devletin Doğu ve Güneydoğu'da kontrolü sağlaması adına oldukça önemliydi. Zira isyanın kısa süre içerisinde düşünülenden çok daha büyük bir etkiye ulaştığının anlaşılması üzerine Başvekil Fethi Okyar istifa etmek zorunda kalmıştı. isyanın bastırılması için alınan olağanüstü yetkilere muhalefet eden Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ise bir hükumet kararnamesiyle kapatılmıştı. Musul'un kaybında da bu isyanın olumsuz bir etkisi oldu. Şeyh Said Ayaklanması'nda bir milliyetçi unsur var. Söylendiği gibi bir İngiliz oyunu ya da Nakşilik meselesi değildir. Tabii Nakşilik ile ilgili bir bağlantı Şeyh Said'in kişiliğinden ileri gelir. Bu yüzden Dersim isyanı ile Şeyh Said isyanını aynı kefeye koymak da mümkün değildir.
Sayfa 258 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
Kusma emojisi
Kadiri kökenli Said-i Nursi de "Nur Cemaati"ni kurdu. Bitlis'te 1873'te doğan Nursi, Osmanlı'nın İslamcı kuşağın­dandı. 1925'te Şeyh Sait İsyanı'ndan sonra Isparta, Kastamo­nu, Denizli ve Afyon'a sürüldü. Cemaat, Nursi'nin 130'u bu­ lan Risale-i Nur adlı tefsir kitabından adını aldı. Cemaat üye­lerine "Nur Talebeleri" denildi. Nursi'nin 1960'taki ölümün­ den sonra cemaat bölündü.
Atatürk'ün dine bakış açısı
BÜYÜK DEVRİM - HİLAFETİN KALDIRILMASI VE LAİKLEŞME Bu beyanında Mustafa Kemal, sekülarizmin zorunluluğunu şu kanıtlarla açıklamaya çalışmaktadır. 1. Müslümanız. Müslümanlığı reddetmiyoruz. 2. Fakat tarih gösteriyor ki, din siyaset vasıtası yapılarak menfaat ve ihtiraslara alet edilmiştir. 3. İnanç ve vicdanımıza ait kutsal duygularımız,
Mehmed Akif'i kullanıp Atatürk'e saldıranların en büyük yalanlarından biri, Akif'in güya Şapka Devrimi'ne karşı olduğu için, şapka takmamak için Mısır'a gittiği şeklindedir. Bir başka yalana göre Akif Mısır'a gitmemiş, Atatürk Cumhuriyeti tarafından Mısır'a sürgün edilmiştir! Peki, ama Akif neden Mısır'a
Sayfa 113 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Batililasmaniz batsın!
Biri başkaldırma mıntıkasında olmak üzere iki İstiklal Mahkemesi kuruldu. Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’nin İstanbul şubeleri basıldı. Şeyh Said isyanı 62 gün sürerek 15 Nisan 1925'te bastırılmıştı. Bundan bir buçuk ay sonra, muhalif partinin basılan şubelerinin kapatılmasına Ankara İstiklal Mahkemesi karar verdi, bu karar Vekiller Heyeti'nce onaylandı. Büyük gazetelerin başyazarları bu arada Elaziz'deki İstiklal Mahkemesi'ne gönderilmiş, gazeteleri geçici olarak kapatılmıştı. Ötekiler vartayı bu kadarla atlattılar ama Hüseyin Cahit beş yıl sürgün cezasına çarptırılıp Çorum'a gönderildi. Daha sonra, iktidar gazetelerinin “Büyük İnkılaplar” adını taktıkları değişmeler sökün etti. Kastamonu'ya giden Gazi Paşa, “Buna şapka derler," diyerek kafasına hasır şapkayı geçirdi. Yedi gün sonra “Memurlar şapka giyecek,” emri çıktı. Bir ay sonra İstanbul'un ikinci seçmenleri, o zamana kadar "Vatan kurtaran aslan" olarak tanıtılan Kâzım Karabekir, Refet Paşalarla eski başvekillerden Hamidiye kahramanı Rauf¹² ve eski vekillerden Adnan¹³ Beylerin mebusluktan çekilmelerini isteyen bir bildiri yayınladılar. Tam bir ay sonra, 30 Kasım 1925'te tekkelerle zaviyelerin kapatılması kararı çıktı. Aynı yılın Noel yortusuna rastlayan 26 Aralık'ta eski tarihin yerine İsa'nın doğumuyla başlayan Frenk tarihi kabul edildi. Bundan sonra kısa aralıklarla İsviçre Medeni Kanun'u, İtalyan Ceza Kanunu yürürlüğe girdi. Böylece, 1826 yılında Yeniçerilerin ortadan kaldırılmasıyla gerçekten başlamış olan Batılılaşma gidişi olağan sonucuna ulaşmış oldu.
Reklam
70 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.