Ali Fuat Cebesoy'un ve İnönü'nün İzmir Suikastıne dair ilginç yorumu
Yasal siyasi muhalefet ve muhalif çizgideki basın, 1925 yılı içerisinde, Şeyh Said isyanı vesilesiyle büyük oranda yok edilir veya sindirilir. Halk Fırkası, muhalefetin bulunmadığı bir siyasi alana kavuşur. Ancak, Hü­kümet açısından hala bazı sorunlar vardır. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın binaları kapatılarak faaliyetleri kısıtlanmıştır,
Nutukun aksine fikir beyan etmişler. Vatan haini sayılırlar mı?
Takrir-i Sükun Kanunu çıkmadan önce, o zamanın Başvekili Fethi Bey muhalefet fırkası ileri gelenlerine kendi kendilerini feshetmelerini öne­rir. Ancak bu kabul edilmez113. Fethi Bey'in cevabı, aynı teklif kendisine gelmiş olsaydı kendisinin de farklı davranmayacağını ifade etmek biçi­minde olur. Anlaşılan odur ki, Fethi Bey yukarıdan gelen bir
Reklam
İnönü ve şeyh Sait isyanı
Halk Fırkası'nın sertlik yanlılarının Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası gibi bir muhalefete sahip olmanın hazımsızlığını yoğun olarak yaşadık­ları (100) günlerin birisinde Doğu'dan önemli bir haber gelir: İsyan çıkmış­tır. 13 Şubat 1925'te Şeyh Said önderliğinde doğrudan rejimi hedef alan bir isyan patlak verir. Her ne kadar, resmi söylem
13 Şubat 1925'te başlayan Şeyh Said isyânı sebebiyle hükümet, "Takrîr-i Sükûn" kanûnunu çıkartarak, ilk muhâlefet partisi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı ve bir çok gazeteyi kapatmış; çok sayıda gazeteciyi tevkif ve hapsederek, yeniden kurduğu "İstiklâl Mahkemeleri"ne göndermişti.
Şeyh Said İsyanı (11 Şubat 1925) Bingöl'ün genç ilçesinde Şeyh Said önderliğinde laik sisteme karşı bir hareket başladı. Ayaklananlarla Cumhuriyet ordusu arasında şiddetli çatışmalar meydana geldi.
PİRAN OLAYI..
“Piran Olayı"nın başlangıcını şöyle yazıyor: “13 Şubat günü, yanında üç yüz atlı ile Şeyh Said, kardeşi Abdurrahim'in evindedir. Şeyh Said'in kardeşi, Piran'da, Mahmut Çeleyan Mahallesi'nde, caminin arkasında, kayalıkların karşısındaki evde oturuyordu. O zamanlar Piran, Eğil bucağına bağlı bir köydü. Eğil bucağı da Genç iline bağlıydı. Genç de, şimdiki gibi Bingöl illinin bir ilçesi değildi; bir ilin adıydı. Altı asker kaçağını yakalamak için görevlendirilen jandarma birliği komutanları Teğmen Mustafa ve Teğmen Hasan Hüsnü, 13 Şubat 1925 günü Şeyh Abdurrahim'in köyünü sardıklarından, hem Nakşi Kürtlerin, hem Cumhuriyet tarihinin en büyük olaylarından birinin başlamak üzere olduğunu elbette bilmiyorlardı. Evin sarıldığını gören Şeyh Said jandarma teğmenlerine haber göndermişti: 'İstediğiniz adamlar benim yanımdadır. Şimdi bunları yakalarsanız, benim şeref ve haysiyetimi çiğnemiş olursunuz. Hükümetin kolu uzundur. Bu suçluları istediği zaman yakalayabilir. ' Teğmenler şöyle karşılık vermişlerdi: 'Bizim görevimiz bunları yakalamaktır. Bu iş için buraya geldik. Yakalayıp götürmek zorundayız. '” EK BİLGİLER : Piran olayı: Şeyh Sait, 1925’te Bingöl’e bağlı köy olan Piran’da hazırlıklarını sürdürürken, jandarmaların kendisi için geldiğini sanarak, isyanı erken başlatır. Piran; kurşunun planlanandan erken patlatıldığı, dolayısıyla gerçek niyetin vaktinden önce ortaya çıktığı olay olarak tarihe geçer. Piran Bingöl de bir köyün ismidir
Reklam
69 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.