160 syf.
8/10 puan verdi
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
#
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu Madonna
Daha önce okumadığım için üzüntü duyduğum bir kitap oldu. Bir dönemi anlatan ama bir ömre yayan örseleyici bir o kadar da çarpıcı bir eser. ~ Hatip Raif Efendi ile boşluklarını anlamlandıramayan Ressam Maria'nın aşkını derinlemesine anlatan, betimlemeleriyle akışta bırakan, içinde yaşıyormuş gibi hissettiren, 1943 yılında yayınlanan bir kitap. Okunmaya değer, etkisinden uzun süre çıkabileceğimi sanmıyorum. Okuyacak arkadaşlar için fazla detay vermek istemiyorum. * Senin hakkında verdiğim yanlış bir hükme dayanarak bütün insanları suçlu tuttum; onlardan kaçtım. Bugün hakikati anlıyorum; fakat nefsimi ebedi bir yalnızlığa mahkum etmeye mecburum. Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim.İkinci defa oynayamam. ** Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum olduğunu öğrettin.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021317.9k okunma
80 syf.
·
Not rated
Louis Aragon, “Cemile” için “dünyanın en güzel aşk hikâyesi” ifadesini kullanır. Aragon, Cemile için; İşte şimdi burada, Villon’nun, Hugo’nun, Baudelaire’in, Paris’inde; kralların ve devrimlerin Paris’inde; ressamların yüzyıllık Paris’i olmakla övünen her taşı ya bir tarihi ya bir efsaneyi hatırlatan şu Paris’te; Werther, Bérénice, Antoine ve
Cemile
CemileCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201932.9k okunma
Reklam
374 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 11 days
Aziz Nesin, bize bu kitabında hayatına dahil olmuş bazı insanların "tuhaf davranış" hallerinden bahsediyor. Ona göre bu davranışlar bir tür delilik ve okudukça diyorsunuz ki "evet, böylesi insanlar benim çevremde de var.." Nesin, ayrıca kendi deliliklerinden bahsediyor. Tabii kendi saptayabildiği kadarıyla ama tamamen çekincesiz, belki bana kalırsa biraz abartılı ama samimi bir şekilde anlattığını görebiliyorsunuz. Okurken sıkılabilirsiniz, çünkü o kadar delinin üst üste sıraladığını düşünürsek eğer bir yerden sonra "e tamam artık, ara vermeliyim" diyebiliyorsunuz. Sayfa 328.. Başından geçen bir olay var, onu anlatıyor. Bu beni biraz etkiledi. Özellikle ülkemizde depremin etkileri devam ederken.. Bu olayı aşağı bırakıyorum. "1943 yılı.. Bölüğümle birlikte Zonguldak'ta uçaksavar mevzileri yapmaktayız. Bir gece büyük bir deprem oldu. Depremin merkezi Çerkeş'miş. Bölüğümü kurtarma görevi için Çerkeş'e gönderdiler. Kış, kar, zehir gibi bir soğuk.. İnsanlar soğuktan donmamak için mobilyaları yakıyorlar. Geceleyin yanan tahta eşyaların alevleriyle ortalık biraz alevleniyor. İşte o alevlerin aydınlığında yaşlı bir kadın, elinde iğne, bişey dikiyor. Yaklaştım. Korkunç bir görünümdü. Yaşlı kadın, bir kız çocuğu cesedinin kopuk elini bileğine dikmeye çalışıyordu. - Ne yapıyorsun? diye bağırdım. - Torunum.. dedi. Dikiyorum.. "
Benim Delilerim
Benim DelilerimAziz Nesin · Nesin Yayınları · 2015160 okunma
431 syf.
·
Not rated
Fakir Baykurt hayat hikâyesini sekiz ciltlik bir seride anlatmış. Köy Enstitülü Delikanlı serinin ikinci kitabı. Yazarın 1943-1948 yılları arasında Gönen Köy Enstitüsünde geçen yıllarını anlatıyor kitap. Köy Enstitülerinin ne kadar önemli olduğunu ve kapatılmalarının halkın eğitimi açısından ne kadar kötü sonuçlar doğurduğunu biliyoruz. Yazar,
Köy Enstitülü Delikanlı
Köy Enstitülü DelikanlıFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2019130 okunma
Edebiyat dergisi Notos'un 3. sayısında açıkladığı Notos Dergisi Ölmeden Önce Okunması Zorunlu 40 Kitap ve 74 yazarın onayından geçmiş ve 74 kişinin yer aldığı soruşturma sonucunda "ölmeden önce okunması zorunlu 40 kitap" listesini burada da paylaşmak istedim. Listedeki 40 kitaptan 12'si Türk, 28'i ise dünya
Mahmut Makal'la Söyleşi
İvvriz Köy Enstitüsü'nde okurken İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Ali Yücel'le karşılaştınız mı? O günlerden anılarınız var mı? Yücel ve Tonguç'un İvriz'e ilk gelişleri 1943 Nisanının ilk haftasında oldu. Ben orada oniki günlüktüm. Dersliklerin yapımı henüz bitirilemediğinden duvarın güneşli yanında ders yapıyorduk. Bakanlık yetkilileri ders yaptığımız yere geldi. Mümtaz SAYIN öğretmenle Yurtbilgisi dersi yapıyorduk. Konu, "devletin vatandaşa karşı görevleri" idi. Boynunda fotoğraf makinesi olan ve kümenin en önündeki yetkili, öğretmenden izin isteyip konuyu öğrendikten sonra devletin vatandaşa karşı görevlerini anlatmamı istedi benden. Tabii konuşamadım. Yetkili kişi öğretmene döndü: "Çocuğun konuşamamasını kusur saymıyorum. Bunlar yedi yüzyıldır konuşturulmadıkları için durumu doğal karşılıyorum. Konuşturun bunları. Konuşturun ve düşünmeye, düşündüklerini rahatça söylemeye alıştırım. İlk yapılacak iş bu..." dedi. Bu yetkilinin Tonguç olduğunu sonradan öğrendim. Söylediği bu sözler Köy Enstitülerinin ana ilkesini de dillendiriyordu.
Sayfa 18
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.