286 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
TOZ VE HAYALLER KİTAPÇISI/MINDY THOMPSON
Herkese merhabalar, Genç Timaş okumaya kesinlikle BAYILIYORUM Yani kitaba başlarken sonunun böyle biteceğini kesinlikle düşünmemiştim, muhteşem bir şekilde bitti. Yani şu ana kadar sıkı okurların yaşadığı durumları anlatan bir kitap, duygularıma o kadar çok tercüme etti ki. Bence mutlaka okumalısınız yani yazarın dili çok akıcı ve olay örgüsü mükemmel. Özet. 1943 New York’unda yaşayan Poppy ve ailesi, zaman ve mekan fark etmeksizin tüm insanları ağırlayabilen sihirli bir kitapçı olan Göz ve İzan’ın sahibi ve işletmecisidir. Poppy’nin dünyası II. Dünya Savaşı’nın etkileriyle paramparça olsa da dükkâna geçmişten ve gelecekten gelen müşteriler ve kitapçıya olan sevgisi sayesinde hayata tutunmayı başarıyor. Poppy’nin en büyük hayali bir gün babasından bu kitapçının sorumluluğunu devralmak, ama kurallara göre kitapçının başına geçecek kişi abisi Allan. Nesilden nesile aktarılan kitapçı yönetim kuralları şöyledir: Yöneticiler sihri asla kendileri için kullanmamalıdır. Yöneticiler sihri kullanan değil, koruyan kişilerdir. 5/5
Toz ve Hayaller Kitapçısı
Toz ve Hayaller KitapçısıMindy Thompson · Genç Timaş Yayınları · 2022249 okunma
Hitler'in içinde bulunduğu çıkmaz
İtalya, Hitler'in Avrupa'daki baş müttefiki idi. Aralık 1942'den Şubat 1943 tarihine kadar kıran kırana süren Don'daki ikinci muharebede İtalyan ordusundan yaklaşık 90 bin ölü veya kayıp vakası vardı. Zayıflayan cephenin en çok ihtiyaç duyduğu anda İtalyanların 8.Orduyu Sovyetler Birliği topraklarından ana vatana nakletmesi, Mihver Devletler arasındaki işbirliğinin sallantıda olduğuna işaret ediyordu. Stalingrad'daki yaşanan mağlubiyet Nazilere içten içe zarar veriyordu. Alman rejimi bitkin vaziyetteydi. Büyük bir güven krizi baş göstermişti. Führer'e inanç sarsılıyor; yüceltilen efsanesi parçalanıyordu. Ancak yinede Hitler'in iktidarı somut zarar görmedi. Vatandaşlar, Ocak 1943 'e kadar Doğu cephesinde ölen neredeyse bir milyon Alman'a rağmen belki de bu ölenlerin hatrına tek bir dönemeçte tüm umutlarını yitirmek istemiyorlardı. Göbels'in Berlin Spor Sarayındaki gibi propaganda taktikleri etkisini göstermeye devam etti. Hitler Volga'daki felaketin psikolojik etkilerini sınırlamak ve aynı zamanda ulusun kendini feda etme şevkini artırmak için hiçbir zaman etkisini gösteremeyecek olan bir topyekün savaş ilan etti.
Reklam
974 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
İnsanlığa Bencilliğe İtmeyecek Bir Bencilik Anlatan Kitap
İnsanlığa, "bencil"liğe itmeyecek bir "benci"lik anlatan kitap Başlığın bu romanda anlatılanlara haksızlık olduğunu/ettiğini düşünecekler için evvelâ inceleme yazıma neden böyle bir başlık koyduğuma değineyim. Evet, Ayn Rand bencil kelimesine yüklenen kötü anlamı haksızca buluyor, bunun farkındayım. Bu başlığı seçmem söz
Hayatın Kaynağı
Hayatın KaynağıAyn Rand · Plato Film Yayınları · 20132,748 okunma
Nazım Hikmet’in Tolstoy’un Savaş ve Barışın çevirisi üzerine notlar 7
“Tercüme bütün günümü yiyip bitirerek alıyor.” (78. Mektup, 1943)
Nazım Hikmet’in Tolstoy’un Savaş ve Barışın çevirisi üzerine notlar 6
“Kolum fena sancıyor. Galiba tercümeye çalışmaktan oldu bu.” (75. Mektup, 1943)
Nazım Hikmet’in Tolstoy’un Savaş ve Barışın çevirisi üzerine notlar 4
“Tolstoy’u tercümeye başladım. Bir hafta tercüme üslûbu üzerinde kafa yordum.” (73. Mektup, 1943)
Reklam
Nazım Hikmet’in Tolstoy’un Savaş ve Barışın çevirisi üzerine notlar 2
“… ben tercümeden şunu anlıyorum: tercüme edilen eserin yüzde yüz Türkçeleştirilmesi değil. Yani tercüme romanı okuduğun zaman, sanki onu bir Türk muharririn yazdığını anlıyacaksın. Yani tercümede bir Rus muharriri ile bir Fransız muharriri tercümeyi yapan Türk muharririn diliyle değil, kendi dilleriyle konuşacaklar. Bunun için bir çeşit istilizasyon lazımdır. … Şimdi şu Tolstoy’un üzerinde çalışıyorum. Tolstoy’un şekliyle Gorki’nin şekli arasında müthiş bir fark var. Ben birinci planda Türkçeleştirmeyi alırsam bu müthiş fark yalnız muhteva farkına iner, ve yarı yarıya kaybolur.” (119. Mektup, 1943)
Nazım Hikmet’in Tolstoy’un Savaş ve Barışın çevirisi üzerine notlar 1
“Tolstoy’a gelelim. Halis muhlis dev. Fakat bu devin bir çocuk yüreği var. Dehşetli bir şey. Bir bakıma realizmin şaheseri onda. Sana Tolstoy’un tekniği -ne harikulâde, ne basit, bundan dolayı da nasıl güç- hakkında uzun uzadıya yazacağım.” (118. Mektup, 1943)
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 hours
Ben atomu insanlığa hizmet etmek için buldum. Onlar bomba yapıp birbirlerini yok ettiler." - Albert Einstein Merhaba, Geçtiğimiz yıl çocuk kitaplarına çok fazla zaman ayıramadiğımdan bu sene aralara serpiştirilime gayretinde bulunacağım. Geçtiğimiz günlerde kızımın okuduğu ve Anne lütfen 'sende oku ısrarı üzerine okuduğum ve iyi ki okudum dediğim eserler arasında yerini aldı. Çocuk kitabı olmasına karşın biz ebeveynler için büyük bir önem taşıyor. Küçük prens ve sol ayağım eserlerinin verdiği mesaj ve güzelliklerle her kesime hitap ediyor. 1943-1955 yılları arasında Japonya’da yaşamış olan küçük bir kızın gerçek öyküsünü anlatan eser; 12 yaşında bir kız çocuğunun kardeşleriyle beraber çok  mutlu bir hayatı vardır.  Ülkesi 2. Dünya savaşının yıkıcı ortamında yaraları sarmaya çalışmaktadır. Atılan Atom bombası sonucu Radyasyondan yanmış ve vücutlarında yara izi bulunan insanlardan her zaman kaçmayı deneyen sadako bu etkinin kendisine de etkilemiş olacağını hiç aklına getirmez.. yakın arkadaşı Şizuko, bir insan eğer ki kağıttan ''1000 turna kuşu" yaparsa o kişinin dileği kabul olurmuş. Bu efsane üzerine Sadako ümidini kaybetmeyip kağıttan 1000 turna kuşu yapmaya başlar. Ah be çocuk! İçime umut aşıladın ama bir o kadarda üzdün... Umudun,cesaretin ve azmin öyküsü!
Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu
Sadako ve Kağıttan Bin Turna KuşuEleanor Coerr · Beyaz Balina Yayınları · 202110.4k okunma
The Ox-Bow incident, 1943
Kanun bir kitapta yazanlar ya da onu uygulamak için tutulan yargıç, avukat ya da şeriften daha fazlasıdır. İnsanların adalet ve neyin doğru neyin yanlış olduğu hakkında öğrendikleri her şeydir. İnsanlığın vicdanının ta kendisidir. İnsanların bir vicdanı olmazsa uygarlık diye bir şeyden de söz edilemez. Çünkü insanların tanrıya en yakın oldukları yer vicdanlarından başka neresi olabilir? Bir kişinin vicdanı, yaşayan herkesin vicdanının küçük bir parçasından başka nedir ki? Sanırım söyleyeceklerimin hepsi bu.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.