Burak

Burak
#36350308 #91763401 #59574307 Mehmed Akif Ersoy etkinliği: #73989455 Etkinlik Alıntıları: #79349478
Sabitlenmiş gönderi
Arada bir kendimize sormalıyız: Son üç ayımızın içine girmiş olsaydık, hayatımızı hâlâ aynı işlerle doldurarak yaşamayı sürdürür müydük? Aynı insanlarla görüşmeyi, aynı kitapları okumayı, aynı hobileri sürdürür müydük? Yapageldiğimiz işleri aynı biçimde mi yapardık? Mesela son derece kısıtlı vakitlerimizi, özellikle ne yapmak için ayırmayı tercih ederdik. İbadet hayatımızın ritmi, Allah'la münasebetimizin kıvamı bir anda başkalaşır mıydı? Dünya turuna mı çıkardık yoksa umreye gider ve son nefesi birakmayı orada mi beklerdik? Her biri diğerinden zor sorular. Ama böyle bir haber karşısında hayatımızı kökünden değiştirmeye çalışma fikri, bizim ölümü hesaba katmayan bir hayat yaşadığımızdan başka bir şey söylemiyor. Ecelin her an gelebildiği, her an huzura çıkabilecek olmanın somut ve kunt gerçeği bize yeterince gerçek gelmiyor.
Sayfa 48 - 1. Baskı, Eylül 2018
Reklam
Eğriliklerin kol gezdiği, sapla samanın, kurt ile kuzunun, mert ile namerdin, ak ile karanın, bülbül ile karganın hak ile batılın harmanlandığı ve batılın sureti haktan görünmek için maske üstüne maske taktığı, imaj üstüne imaj yaptığı bu dünya hayatında insanın en çok muhtaç olduğu dua "Bizi sırat-ı müstakime ilet." niyazıdır.
Sayfa 49
İbadetin ruhu ihlas ve samimiyettir. İhlas ve samimiyetten uzak bir şekilde yapılan ibadet mekanikleşir, sekülerleşir ve alışkanlığa dönüşür. İbadet alışkanlığa dönüştüğünde hem bilinci hem de bilinçaltını inşa etme kabiliyetini kaybeder. Bundan dolayı her ibadet öncesinde Allah rızasına niyet etmek gerekir.
Sayfa 28
Ama heyhat! Ne kadar geç! Ne kadar acı! Ancak ecel geldiğinde uyanacak biri için ölüm ne büyük bir sancı!
Sayfa 19
Gerçek bir kul olarak yaşamak, ölümden zordur. Onun için bütün canlılar ölümü ama sadece bazı canlılar yaşamı tadarlar. Çünkü yaşamak bir hüner. Ama ölmekte maharet yok. Nasıl olsa öleceğiz, havaya atılmış bir taşın yere düşmeye mahkûm olduğu gibi, havalanmış bir kuşun eninde sonunda bir dala konmaya mecbur olduğu gibi. Ölüm zaten mukadder. Ama insan gibi, kul gibi yaşamak kıldan ince, kılıçtan keskince bir mevzu, ateşten bir gömlek. Emrolunduğumuz gibi dosdoğru bir hayat sürmek acımsı, buruk bir ilacı yutmak, elde ateşten bir kor tutmak misali. Efendimiz (sav) buyurmuş ki: "İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki, dininin gereklerini yerine getirmek için azmeden, avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır." (Tirmizi, Fiten,73; Ebu Davud, Melahim, 17)
Sayfa 16
9,9bin öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.