Muhammet Karakaya

Muhammet Karakaya
@1Justreader
6 Şubat'ın 1. Yılı
Tam 1 yıl oldu büyük depremin ardından. Haberi ilk gördüğüm an tüm duygularım birbirine karıştı buz kestim bir şey yapamadım sadece durdum yerimde. Depremin 3. gününün sabahı gönüllü olarak Hatay Antakya Cebrail Mahallesi'ndeydim hayatımda gördüğüm en büyük yıkım en büyük acı en çaresiz hissettiğim an tam o andı. Herkes büyük bir korku içinde
Reklam
Gerçek şu ki; otogarlar düğün salonlarından daha samimi sarılmalar görmüştür. Ve hastane duvarları da cami duvarlarından daha fazla inanan...
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
Sözde Anlam Arayışı
İnsanların hayattaki anlam arayışını asla anlayabilmiş değilim. Düşünün şu dünyada yetmiş seksen bilemedin doksan yaşına kadar kalıyoruz. Bu ömrün en verimli zamanlarını da anlam arayışını yaşamanın amacı gibi sorularla uğraşarak geçirirsek geriye ne kalır ki? Asıl anlam yaşadığın her an çevrene ışık saçabilmek, etrafındakileri güldürebilmek, insanların seninle konuşurken keyif almasını sağlamaktır. Yani yaşamın amacı bana kalırsa önce sevmek sonra da sevilmektir. En azından bir şeyde çok iyi olup parmakla gösterilen biri olmaktır. İşte bunları başarırsak yaşamın amacı ve hayatın anlamı gibi soruların cevaplarını aslında çok da düşünmeden bulmuş oluruz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Depremden Sonra Değişmeyenler
Bazı anlar var ki içinde olduğum toplumdan uzaklaşıp bambaşka bir yere gitmek istiyorum. Buraları terk edip kaçmak istiyorum. Çünkü toplumla aynı dili konuşmuyor gibi hissediyorum üstüne bir de sanki çoğu kişi alay edermişcesine cahil taklidi yapıyor gibi geliyor. Taklit diyorum çünkü bu kadar cahil fikirlerin bu kadar uzun zamanlar boyunca hayatta kalmasına aklım ermiyor artık. Yaşadığımız bu büyük deprem felaketinden sonra bir an için durup düşündüm, uzun uzun düşündüm. Acaba gitmeli miyim yoksa kalmalı mıyım? Acaba daha bilinçli olabilir miydik yoksa hâlâ bilinçsiz miyiz ders almadık mı? Gördüm ki hâlâ aynıyız değişmeyi bırakın hatta daha cahil bile olabiliyoruz. Hani derler ya yanlış zamanda doğmadın, sana ihtiyaç olan zamanda doğdun. Doğru mu bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var kendinizi ait hissetmediğiniz bir toplumda kaybolmamak, enerjinizi korumak, yaşadığınız ülkeye ve topluma dair faydalı bir iş yapmak yaptırmak pek de mümkün değil. Türkiye özelinde söyleyecek olursam bir an önce eğitim seviyemizi yükseltmeliyiz ilk fırsatta eğitimden taviz vererek bunu da başaramayız tabi ki. Dostoyevski der ki: "Eğer kirli bir ırmağı içine alıyorsan bozulmadan kalabilmen için deniz olmalısın". Bizler de deniz olmalıyız...
Uğruna Yaşanacak
Hiç kendinizi olmak istediğininiz bir anın ortasındayken düşündünüz mü? İnsanlar genelde hayal dünyasında yaşama, olmayacak duaya amin diyorsun gibi tepkiler verir hayallerimizi açıkladığımızda. Ama asla bilemezler ki düşlerimiz bizi ayakta tutar. Ne zaman kötü bir olay başımıza gelse o an gelir aklımıza o anki mutluluğu hayal etmek, o anı düşünmek bile bizi ayakta tutmaya yeter. Bir de düşünün ki hayalini kurduğumuz, her an düşlediğimiz anın gerçekleştiğini. İnsanı hayalleri ve hedefleri ayakta tutar, hayali ve hedefi olmayan bir insan fırtınalı bir denizdeki kaptansız bir gemiden farksızdır. Gemiyi ilerletecek ve kurtaracak olan kaptandır. Hayatımızın kaptanı olarak ona renk katacak, monotonluktan kurtaracak olan da bizden başkası değil. Unutmayalım ki bu dünyada çok kısa bir süre kalıyoruz ve tutkularımızı yaşamak, yeni şeyler öğrenip, öğretmek için çok kısa vaktimiz var. Bu kadar kısa zaman kaldığımız bir yerde bize düşen bu hayatı uğruna yaşayacak birkaç dakikalık kesitle anlamlandırmaktır. Çünkü hayat anlamı varsa yaşamaya değerdir...
Reklam
İnsanın boşa giden hayatı
İnsanın kendini bulma arayışı günlük yaşamını sürdürürken onu o kadar geri plana itiyor ki. Her şeyden bir anlam bir amaç çıkarmaya çalıştığı için hayatına yön veremiyor çok fazla şeyle meşgul oluyor ve o anı yaşayamıyor. Ya sürekli gelecekle ilgili kaygılanıyor ya da geçmişten dem vurup yakınıyor. Yapmadığı ve uğraşmadığı tek şey ise şu anki zamanla ilgili bir şeyler yapmak... Böyle olunca da toplumda her zaman bir şeyler yapmaya çalışıp başarısız olan, depresif, sosyal hayatı kısıtlı ve mutsuz bireyler çoğalıyor. Tabi ki gelecek planları önemlidir tamamen hiçe saymak ahmaklık olurdu lakin bunun dengesini kurmadan ağırlığı hep geleceğe verirsek ne yazık ki yaşadığımız ömrün manası olmaz. Ve unutmamamız gerekir ki: "Depresyondaysanız, geçmişte yaşıyorsunuzdur. Endişeliyseniz, gelecekte. Huzur içindeyseniz, şu anda yaşıyorsunuz demektir."