Hayatın toz pembe olmamasının yanında iğrençliklerinin gün yüzüne çıktığını gösteren bir kitap. Acının, hüznün, mutluluğun, intikamın, ölümün, aşkın, sabrın, şehvetin ve merhametin bir arada gösterilebileceği en muhteşem yapıt. Kitabın adıyla ilişkisini sonuna geldiğinizde anlıyorsunuz. Kinyas ve Kayra dan sonra okuduğum ilk Hakan Günday kitabı, ilk yeraltı edebiyatı ve en çok önereceklerim listesine kitap daha bitmeden gitmişti. Karakterlerin hissiyatları, düşünceleri ve eylemleri o kadar öz ve ayrıntılı betimlenmiş ki hiçbir fazla kelime bulunmadan sözcüklerin ötesinde karakterle empati ve sempati yaşıyorsunuz.