Sevgileri yarınlara bıraktınız.
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden.
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi,
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz.
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı.
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.
Daha gençlik yıllarından beri kafasında modern bir toplum ve devlet modeli olan Mustafa Kemal, bunu köklü inkılaplarla gerçekleştirmek isteyen biriydi. Kariyerinin ilk döneminde fikirleri fazla iddialı bulunup itibar görmemiş, bunları uygulamak için eline geçmesi gereken güç ve yetkiyi bir türlü elde edememişti. Oysa işte şimdi memleketi kurtarmış gazi bir mareşaldi. İlk başta kimseyi ikna edemediği milli bir kongre toplama ve Meclis'i Anadolu'ya taşıma gibi fikirleri en nihayetinde meyvesini vermişti. Tüm bunları başardığına göre, kurtardığı memleketin kaderi üzerinde kendisinin söz sahibi olmasından daha doğal bir şey yoktu. Artık zamanı gelmişti. Onu kimse durduramazdı.
Durduramadı da...
".. yersiz kederin, aptalca mutluluğun, açgözlü şehvetin, dalkavukça ilişkinin yaşamından ne kadar çok çaldığını, sende sana ait ne kadar az şey kaldığını yeniden düşün, göreceksin ki vaktinden önce ölüyorsun."