Benim en güzel mesleğimdir seni sevmek.
Balkonda
Kendiliğinden sönmüş bir sigaranın yanında buldular beni
Senin hatrına uçarken kuşlar
Hem üşenmiş hem vakti geçmiş göç mevsiminin
Dudaklarından aşağı süzülüyordu yâr üstüne yâr sevmek
Alnında vedaya hazırlanmış bir perde
"Benim tezim, bütün halkların, bütün kültürlerin birbiri hakkında önyargılara sahip olduğudur. Eğer bir gün bu önyargı kelimeleri, yani Avrupa dillerindeki barbar, Japon dilindeki gaijin, Müslümanlardaki kâfir, Almanlardaki Ari olmayan gibi önyargı sıfatlarını kaldırabilirsek, amacımıza ulaşabiliriz. Amaç nedir derseniz, bence tam olarak şudur: İnsanın değerinin sadece insan oluşundan geldiği; din, milliyet, cinsiyet, renk, cinsel tercih, siyaset gibi birtakım ön sıfatlarla ayrımcılığa uğratılmadığı bir hümanizm anlayışı."
Ümit Yaşar Oğuzcan
İnsan bir kere ölüyor ne fena Bu düzeni değiştirmeli Bir kere yaşamalı; çok çok ölmeli En büyük kederler bizim için Bizim için karşılıksız sevgiler Kör kuyular, çıkmaz sokaklar bizim için Dünyaya nasıl gelmişiz sormayın Saygı değer annelerimiz incinmesin Her yerim ayrı ayrı ölmeli Yoksa ölüm yok bana dünyada Bir kurşun beynime girsin Bir bıçak kalbime saplansın Kızgın bir demir dağlasın gözlerimi Sonra gelsin bir manga asker Sert bir komut; bir yaylım ateş Bırak kim bağlarsa bağlasın gözlerimi. Çok düşündüm bilek damarlarımı kesmeyi Rönesans öncesi devirlerden kalma zehir içmeyi Ve düşmeyi yüksek kulelerden mermerler üstüne Ayaklarıma taş bağlayıp denizler altında ölmeyi Yine de ölmedim görüyorsun, ölmedim O asağılık hesaplar, küçük korkular bırakmadı beni Belki de sen bırakmadın, bilmiyorum Bıraksaydın çoktan unutmuş olacaktın Halbuki şimdi benden kaçman da zor Anlıyorum beni sevmen de zor Dedim ya bir yere kadar yaşamak güzel Ama bir yerde ölüm güzel oluyor.
Janya
tanrı ve zaman yanlış hatmedilmiş
kiliselerin çanları sağır…
minareler kısa…
dekolte doktrinler giyinmiş abdal…
geç kalmış, geç yağmış yağmurlarla dolmuş
sarnıçlar, yırtıcı bir neşter darbesiyle, bulanmışlar
nükleer sevdalardan olan kuleler, rokoko kristallerle
süslenmiş tünellerde lime lime olmuşlar, bikes düşlere
darılmışım,